10 yılı aşkın bir süredir Medeni Kanun'ndaki "soyadı" maddesiyle ilgili olarak hukuk mücadelesi verdiğini söyleyen Ünal bianet'in sorularını yanıtladı.
Ünal: Uluslararası Yasalar, ulusal yasaların üstünde
"Kızlık soyadı"nı kullanabilmek için açtığı davanın iç hukuk zeminlerinde sonuçsuz kalması üzerine davayı Avrupa İnsan Hakları (AİHM) götürdüğünü belirten Ünal, "Mahkemeyi kazandık. Sıra AİHM kararının uygulanmasına gelmişti. Sonunda onu da kazandım ve kızlık soyadımı kullanma hakkını elde ettim" dedi.
Ünal, artık nüfusun kaydının değiştiğini belirterek, bu kararın diğer kadınlara da uygulanabilme yolunun açıldığını söyledi:
"İçişleri Bakanlığının gönderdiği yazı; Birleşmiş Milletler (BM) ve Kadının İnsan Hakları Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi(CEDAW) ile Medeni Kanun'un 187. maddesinin çelişmesi halinde; uluslararası yasaların, ulusal yasaların üzerinde olduğu; CEDAW'ın uygulanabileceği doğrultusunda. Bu durumda nihai çözüm için yasal değişikliği yapmak gerekli."
Boşanmayla erkeğin değil kadının hayatı değişiyor
Ünal, soyadı davasını AİHM'ne götürme gerekçesini "bireyin aileye feda edilmemesi" olarak değerlendiriyor. Ünal "Bir erkeğin hayatında evlenme ve boşanmalarla hiçbir değişiklik olmadığı halde bir kadının özel hayatını açıklamak zorunda kalması eşitliğe aykırı ve ayrımcılık oluşturur nitelikte. Yasa, kadın ve çocuğu erkeğin malı gibi görüyor" dedi.
Ünal, Soyadında Ayrımcılığın Önlenmesi İnisiyatifi'nin imza kampanyası ve "Soyadı Tasarısı" taslağını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu'na verdiklerini belirterek "Komisyonun hazırladığı tasarı ve bizim teklifimiz 60 kadın örgütüne gönderildi. Şu ana kadar komisyondan bir karar çıkmadı" diye konuştu.
Kadın istediği soyadını kullanabilmeli
Evlenmeden önceki soyadını kullanmak için uzun süren bir hukuk mücadelesi veren Ünal, öte yandan hemcinslerinin dilerlerse eşlerinden ayrıldıktan sonra evilikte aldıkları soyadını da kullanabilmelerinden yana.
Ümal bir hukukçu ve kadın olarak Sümer Ezgü'nün eski eşi Serap Ezgü' aleyhine açtığı "soyadının kullanlmasının meni" davasında İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği kararı da eleştiriyor.
Mahkeme "Soyadı, sülalesi dahil kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır" gerekçesiyle "Serap Güner'in Ezgü soyadını kullanımdan men'i"ne karar vermişti.
"Genel olarak karşı çıkanların çoğu kadın boşandıktan sonra kötü yola düşecekmiş; soyadını kirlenmekten korumak istermiş gibi bir ön yargıyla hareket ediyor. Bu yanlış bir karardır. Uzun süre evli kalındığında artık o soyadı kadının da soyadı olur. Boşanan kadın eğer istiyorsa; eşinin soyadını, iznini almaksızın da kullanabilmeli."
Gülbahar: Bu dava Serap Ezgü'ye saygısızlık
Av. Hülya Gülbahar da konuyla ilgili olarak bianet'in sorularını yanıtlarken "Aslında bu mesele, tam da 'benim karım, malım, benim namusum'; 'benim soyadım benim namusum' mantığının doğal bir sonucudur. Serap Ezgü o soyadına çok emek vermiş, tanıtmıştır. Böyle bir dava, Serap Ezgü'nün bugüne kadar bu soyadıyla verdiği emeğe saygısızlıktır" dedi.
Ünal Sümer Ezgü'nün davayı çok kişiselleştirdiğini söylüyor: "Sümer Ezgü'nün eski eşini kadın programlarını gerekçe göstererek soyadını kullanmaktan men etmesi doğru bir şey değil. Herkes kendisinden sorumludur."
Medeni kanunda soyadı kullanımının sınırlandırılmış olduğunu belirten Ünal, "Yasada kötüye kullanma vs gibi durumlarda, ispat edilirse eski eşin soyadını kullanmak engellenebiliyor" diyor.
"Bu sistemi doğru bulmuyoruz. Tasarıda kullanma hakkı olsun istiyoruz. Kadın ya da erkek bu konunun tercihe bırakılması gerek." (AD)