ABD ve NATO güçlerinin 20 yıllık savaştan sonra Afganistan'dan çekilmesiyle Taliban'ın iktidara gelmesinin üzerinden iki yıl geçti.
Yönetimi ele geçirdiği günden beri kadınları kamusal alanlardan uzaklaştırmaya çalışan Taliban, genç kızların ve kadınların okula, üniversiteye gitmelerini, STK'lerde çalışmalarını ve parklar, sinemalar ve diğer rekreasyon alanları gibi kamuya açık alanlara gitmelerini yasakladı ve güzellik salonlarnı kapattı.
Üçüncü yılına giren Taliban rejiminin kadınlara yönelik baskı ve yasaklarını, başkent Kabil'de 23 Mayıs 2017'de "Hak, Adalet, Özgürlük" sloganıyla kurulan Afganistan Kadın ve Çocukların Refahını Güçlendirme Örgütü (AWCSWO) ve Mor Cumartesiler Hareketi'nin (Purple Saturdays) Lideri Maryam Marof Arwin ile konuştuk.
"Taliban'ın zulmü, say say bitmez"
*Taliban rejiminin ülkenizdeki yönetimi ele geçirmesinin yıldönümündeyiz. Taliban rejimi, ülkenize ne getirdi?
Afganistan hükümetinin Taliban tarafından işgal edilmesinin ülkemiz üzerinde büyük bir etkisi var. Taliban rejiminin kadınlara ve topluma empoze ettiği kimi şeyleri şu şekilde sıralamak mümkün: başta insan hakları ihlalleri, zorunlu başörtüsü, kadınların recmedilmesi, üçüncü sınıftan sonra kız çocuklarına eğitim yasağı, kadınlara çalışması yasağı, kadınların zorla evlendirilmesi veya tecavüze uğraması, hapishanedeki kadınlara yönelik işkence ve tecavüz, kadın özgürlüğünün kısıtlanması... Zulüm, say say bitmez.
TIKLAYIN - Taliban'dan yeni yasak: Kuaför ve güzellik salonları kapatılıyor
Kısıtlama, yasak, dışlanma, şiddet, işkence, tecavüz...
*Temel başlıklar halinde biraz açabilir misiniz?
Taliban'ın kadın düşmanı uygulamalarından en temel olanlarına değineyim:
Sosyal yaşam: Taliban, İslami yasaların katı yorumlarını dayattı ve kadın hak ve özgürlüklerini ciddi şekilde sınırladı. Kadınlara burka giyme zorunluluğu da dahil olmak üzere katı kıyafet kuralları getirildi. Kadınların yanlarında erkek bir refakatçi olmadan evden çıkmaları yasaklandı. Kadınlar etkin bir şekilde kamusal yaşamdan dışlandı ve bunlara erişimleri engellendi.
Eğitim: Taliban, Afganistanlı kızların okula gitmesini yasakladı. Üçüncü sınıfın ötesinde ve etkili bir şekilde eğitime erişimlerini engelledi. Bu kısıtlama, kızların ve kadınların gelişme fırsatlarını ciddi şekilde sınırlandırıyor. Becerilerini ve topluma katkıda bulunmalarını engelliyor.
Kadına yönelik şiddet: Taliban hükümeti, zorla evlendirme, işkence ve tecavüz de dahil olmak üzere kadına yönelik şiddeti artırdı. Hapishanelerde ve ev içi istismar ve cinsel şiddet arttı. Taliban'ın yasaklarını ihlal eden kadınlar ya kırbaçlandı, ya taşlandı ya da halka açık bir şekilde infaz edildi.
Sağlık hizmetleri: Taliban, kadınların sağlığa erişimine kısıtlamalar getirdi. Erkek doktorların kadın hastaları muayene etmesi yasaklandı. Bu yasak, tıbbi yardım arayan kadınlar için kayde değer zorlukları beraberinde getirdi.
Kadınların ekonomik bağımsızlığına engel
*Peki o zaman Taliban rejimi kadınlar için ne anlama geliyor?
Taliban yönetiminin Afganistanlı kadınların hakları ve özgürlükleri üzerindeki etkisi, endişelerimizi her geçen gün artırdı ve durum devam ediyor. Afganistanlı kadınların karşı karşıya olduğu potansiyel zorlukların bir göstergesi olarak Taliban'ın bu muamelesini dikkate almak oldukça önemli.
Taliban hükümeti, kadınların kişisel özgürlüklerine ciddi kısıtlamalar getirdi. Bu kısıtlamalar, kadınların hareketliliği, giyimi ve kamusal yaşama katılımını sınırlandırmaktadır. Kadınların ev dışında çalışmasını engelleyerek kadınların güçlenmesini ve ekonomik bağımsızlık kazanmasını engellemektedir.
"Taliban rejimi altında yaşamak başlı başına bir dezavantaj"
*Bu yasaklar ve kısıtlamalar kadınlar için ne gibi dezavantajlar oluşturuyor?
Taliban yönetimi altında, yaşıyor olmak bile kadınlar için başlı başına bir dezavantaj. Afganistanlı kadınlar her gün çok sayıda zorlukla karşı karşıya kalıyor ve bu sorunlar hayatlarını önemli ölçüde etkiliyor. Özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla kadınlar, sosyal hayata katılımı, bağımsızlıklarını ve yeteneklerini kaybediyor.
Öte yandan rejim, kadınların istihdamını engellemekle kalmıyor, onların ekonomik fırsatları önünde de engel oluşturuyor. İş gücünden dışlanan kadınlar, kendilerini ve ailelerini geçindirme imkanını yitiriyor. Bu ekonomik yoksunluk, genel refahlarını ve gelişmelerini de sınırlıyor.
Sağlık hizmetlerine erişim üzerindeki sınırlamaların çok ciddi zararlı etkileri olabilir, bu da kadınların sağlığı elbette ki bozacaktır. Kadınlar, Taliban yönetimi altında şiddet ve baskı yaşıyor ve yüksek risk altında bulunuyor.
TIKLAYIN - Maryam Arwin: Çığlığımızı duyun ve bize ses verin
Her şeye rağmen umut
*Afganistanlı kadınlar olarak bu yasaklar altında neler istiyorsunuz, gelecek için ne umuyorsunuz?
Sadece ben değil, tüm Afganistanlı kadınlar, her şeye rağmen kendi hayatları ve gelecekleri için umut sahibi. Afganistanlı kadınlar, ilkin güvenli ve emniyetli bir ortamda yaşayabilecekleri bir gelecek istiyor. Şiddet, çatışma ve ayrımcılıktan uzak, haklarının korunacağı bir ülke ve korkusuzca hareket edebilecekleri kamusal alanlar istiyor.
Afganistanlı kadınların hayati özlemleri var, bunlardan belki de ilki eşit bir gelecek ve topluma her alanda katılma fırsatı. Biz cinsiyet eşitliğinin tam anlamıyla gerçekleştiği bir toplumda yaşamak istiyoruz. Siyasi ve sosyal yaşamımızdan bedenlerimiz üzerindeki dayatmalara kadar kararların bize ait olduğu bir ülke umuyoruz. Sesimizi duyurmak, siyadetin ve yönetimin, toplumsal hayatın her alanında kadınların liderlik edeceği ve yön vereceği bir ülke için mücadele ediyoruz. Arzumuz, kapsayıcı ve adil bir toplum yaratmaya dairdir.
Kadınların direnişinin motivasyon kaynağı ne?
*Taliban'ın tüm zulmüne rağmen kadınlar direnişe devam ediyor, bu nasıl mümkün olabiliyor?
Evet, Taliban'ın uyguladığı zulme rağmen Afganistan'daki kadınlar dikkate değer bir direnç gösterdiler ve bunu sürdürmeye de devam ediyor. Elbette ki bu direnişin arkasındaki güdüler, çok yönlüdür ve kişiden kişiye değişebilir. Haklarını, adaleti ve özgürlüklerini savunmak bunlardan en geneli olabilir.
Afganistanlı kadınlar, hak ve özgürlükleri için onlarca yıldır mücadele ediyor. Kadınlar, karanlık bir geleceği reddediyor. Susturulmayı veya geleneksel toplumsal cinsiyet rolleriyle sınırlanmayı reddediyoruz. Kendi kaderlerini tayin için çabalıyorlar. Bu sadece bizim için değil, gelecek nesillere daha iyi bir geleceği teminat altına almak için. Biz yaşıyoruz, ama kızlarımız aynısını yaşamasın.
Uluslararası topluma çağrı
Birliktelik ve dayanışma kadınlara güç veriyor. Gücümüz bundan besleniyor ve ağ kurarak paylaştıkları deneyimlerle büyüyor. Biz bu mücadelenin uluslaraarası alandan izole edilmediğinin farkındayız. Dünyanın dört bir yanındaki insanların bizlerle dayanışma içinde olduğunu biliyoruz ve bu destek umut veriyor. Bu dayanışma, kadınların direnme kararlılıklarını güçlendiriyor.
*Son olarak uluslararası topluma bir mesajınız veya çağrınız var mı?
Uluslararası toplumuna mesajımız şudur: acil destek ve koruma talep ediyoruz. Afganistanlı kadınların can güvenliğinin sağlanması için seslerini yükseltmeliler. Kadınların hikayesi, dünya sahnesinde duyulmalıdır. Acil ihtiyaçların karşılanması için sürekli insani yardım gerekiyor. Uluslararası toplumun sesimize kulak vermesi çok önemli. Kadınların mesajları güçlendirilmeli ve onları desteklemek için somut adımlar atılmalı. Afganistan'a bir gelecek için kadınlarla dayanışma içinde durulmalı.
TIKLAYIN - Taliban "Kadınların Sesi" radyosunu kapattı
Maryam Marof Arwin kimdir?Başkent Kabil'e bağlı Paghman vilayetinde 1994'te doğan Maryam Marof Arwin, Afganistan'da yaşıyor. Afganistan Kadın ve Çocukların Refahını Güçlendirme Örgütü'nün (AWCSWO), kurucu lideri ve aynı zamanda Uluslararası Af Örgütü üyesi. Mor Cumartesiler Hareketi'nin lideri olan 29 yaşındaki Arwin, kadın ve çocuk hakları üzerine bağımsız gazetecilik ve aktivistlik de yapıyor. |