Yağmurlu bir gün. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde, bir grup akademisyen cezaevindeki arkadaşları Meral Camcı ve Esra Mungan’ın sesini duyurmaya çalışıyor. Yıl 2016.
Biz gazeteciler de akademisyenlerin adalet nöbetinin peşindeyiz. Röportaj yapacağımız kişi mi bulmak gerekiyor. Hemen onu arıyoruz. Adalet nöbetine dair planlamayı mı öğrenmek istiyoruz yine aradığımız isim o.
O, Ayşegül Tözeren.
TIKLAYIN – Ayşegül Tözeren’in bianet yazıları
Günde en az üç defa aradığımız bir isim Ayşegül. Bıkmıyor, usanmıyor anlatıyor. Herkesin derdine bir çözüm bulmaya çalışıyor.
Cezaevindeki akademisyenlerle dayanışma gösterdiği gibi biz gazetecilerin de her türlü sorununu çözmeye çalışıyor.
Ayşegül dün gece evine gelen polislerce gözaltına alındı. Yıl 2019. Ayşegül’ün dosyasında kısıtlılık kararı getirildiği bilgisi var. Yani, neyle suçlandığını öğrenemiyoruz.
Çok merak ediyorum onu gözaltına alanlar, onunla bir kere sohbet etmiş midir? Ayşegül’ün hayata kattıklarından haberdar mıdır?
Ayşegül demek her şeyden önce dayanışma demektir. Üstelik, “Ben bu dayanışmayı yapıyorum” diye bağırmayan sessiz sedasız olanlardan. Cezaevindeki edebiyatçıların kitaplarını takip eder, basımına destek olur. Onlara mektup yazar. Hele kadın edebiyatçılar, onun gündemindedir hep.
Sadece edebiyatçılar mı? Kadın gazetecilerle de dayanışır. Destek açıklamalarına gelir. Yazar, anlatır, derdi olanın sesini duyurmaya çalışır.
Sadece doktorluğunu yapıp, yaygın deyimiyle “suya sabuna dokunmadan” çok da güzel yaşayabilirdi. Öyle yapmadı.
“Dayanışma ezilenlerin inceliğidir” dedi. Türkiyeli birçok kesimin yaşadığı ötekileştirmeyi bire bir yaşamasa da her zaman toplumun ötesine itilenlerin yanında olmayı tercih etti.
Bugün gözaltında Ayşegül. Neyle suçlandığını bilmiyoruz.
Ayşegül’ün serbest bırakılmasını istiyoruz. Edebiyatın, şiirin, kadınların, aşkın, dayanışmanın ona ihtiyacı var. Ayşegül’ü bırakın.
Gazeteciler Mevşin Evin, Banu Güven, siyasetçiler Barış Yarkadaş, Nesrin Nas'ın da aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltında olan Ayşegül Tozeren'in serbest bırakılmasını istiyor.
Ayşegül hekimdir, Ayşegül edebiyat eleştirmenidir, Ayşegül gerçek bir hanımefendi ve sıkı bir feministtir, çok iyi bir arkadastır. Gözaltilarla korku salmaya çalışıyorsanız yine yanlış adrestesiniz! #AyseguelToezerenYalnızDeğildir
— Mehveş Evin (@mehvesevin) August 20, 2019
Edebiyatçı, Evrensel Gazetesi yazarı ve hak savunucusu #AyşegülTözeren'in evine geceyarısı "baskın" yapıldı. Tözeren gözaltında, avukatlarıyla görüştürülmüyor, avukatlar soruşturmayı da henüz göremedi. Bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz. https://t.co/tjQmkWg8ES
— BanuGuven (@banuguven) August 20, 2019
Tözeren: Pervasız olun Yaklaşık bir yıl önce JinNews için Ayşegül Tözeren'le "Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi" kitabı nedeniyle söyleşi gerçekleştirmiştik. Haberin bir bölümü şöyle: Kadınlara, "Yazılamayacak ne varsa yazalım, eleştirilemez ne varsa eleştirelim" diyen Tözeren, son yazdığı "Edebiyatta eleştirinin özeleştirisi" isimli kitabı ile dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Kitabı cezaevindeki kadın siyasetçilere gönderen Ayşegül Tözeren ile kadın olmak ve edebiyat üzerine konuştuk.
"Bizim gibi toplumlarda kadının kendisi ile yüzleşmesi çok zor" diyerek, şöyle devam ediyor sözlerine Tözeren, "Kadın manifestosu yazmıştım ben, 'kendi içinizdeki babaları öldürün' diyordum. Sadece biyolojik babanız değil sevgiliniz de baba oluyor. Toplumda sizi yöneten kimse o da baba oluyor. İçinizde baba kimse onu öldürerek başlıyorsunuz işe, ondan sonra başlıyorsunuz söze." Son olarak kadınlara şöyle sesleniyor yazar: "Yazmak isteyen kadınlara bir çağrı olarak algılansın lütfen. Kadınlar pervasız davransın, yazılamayacak şeyi yazalım, eleştirilemeyecek ne varsa onu eleştirelim. Bu kitap kadınlara 'pervasız ve cüretkâr olun' çağrısı yapıyor." |
Ayşegül Tözeren hakkında Hekim. "Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi" ve Sibel Öz'le birlikte yazdığı "Korkma Kimse Yok" adlı iki kitabı var. Evrensel gazetesinin yanı sıra edebiyat dergilerine de yazılar yazıyor. Yaklaşık 10 yıl önce, kısa geçmişini şöyle ifadelendirmişti: "1979 yılında İstanbul'da doğdum. İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdim. İlk görsel şiirim, 2005 yılında Zinhar'da yayınlandı. Daha sonra, işlerim Otoliths ve Monokl adlı dergilerde yer aldı; Platforma'da, son olarak da Public Pages'ta sergilenmeye layık görüldü." |
(EMK)
*Fotoğraf: Cumhuriyet