Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Japonya’daki örneklerden hareketle, Türkiye’de de ‘Kadın Üniversitesi’ kurulması için YÖK’e talimat verdiğini açıkladı. Böyle bir uygulamanın olası sakıncalarını üç başlıkta sıralayabiliriz:
* Kadınları ve erkekleri ayrıştırmaya dayanan yaşam tarzını pekiştirir.
TIKLAYIN - Akademide Toplumsal Cinsiyet Mekanizmaları Tartışıldı
TIKLAYIN - Akademinin Erkeklik İle İmtihanı: Ceren Damar, Murat Paker ve Potansiyel Faillik Üzerine
Kadınların ve erkeklerin birlikte eğitim yapması, tartışması, bilimsel araştırmalar yapması, sosyal ilişkiler kurması üniversite yaşamının olmazsa olmaz bir gerekliliği. Bunun aksi bir uygulama her iki cinsin birbirinden soyutlama, yan yana durma, birbirini tanıma, birlikte eyleme pratiklerini yok etme anlamını taşır. Böyle bir uzaklaşma, genç kadınların ve erkeklerin zaten sağlıksız olan, arkadaşlık, sevgililik ve eşlik ilişkilerini daha da olumsuzlaştıracaktır.
* Bu ayrım kadınlara bir çok alanı kapatır
TIKLAYIN - "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İlkesiyle Bilgi Üretmeye Devam Edeceğiz"
TIKLAYIN - YÖK'ün Kaldırdığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi
* Eğitim toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren en önemli araçlardan birisidir.
Okuma yazma oranları, ilköğretim sonrasında eğitime devam edebilme, üniversite okuyabilme, yüksek lisans- doktora yapabilme düzeyleri ve mesleklerin cinsiyetler arasında dağılımı mevcut durumda da toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri taşıyor. Bu şekildeki bir ayrım, kadın üniversitelerinin, ağırlıklı olarak kadınlarla özdeşleşen alanlarda yoğunlaşması ve erkek mesleği kabul edilen alanların kadınlara daha da kapanmasına hizmet edecektir.
TIKLAYIN - ÜNİVDER: YÖK'ün "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum" Belgesini Kaldırılmasına Şaşırmadık
TIKLAYIN - "Akademik Erkeklik" Üzerine
Mukogawa Kadın Üniversitesi
Cumhurbaşkanı'nın örnek olarak gösterdiği Mukogawa Kadın Üniversitesi’nin web sitesi incelendiğinde, üniversite ve yüksek lisans düzeyinde; dilbilimi, eğitim, psikoloji ve sosyal refah, çocuk eğitimi, sağlık ve spor bilimleri, yiyecek bilimleri ve beslenme, mimarlık, eczacılık, uygulamalı sanatlar, hemşirelik gibi bölümlerin olduğu görülür.
Cinsiyetçi bir eğitim sonrasında mühendislik, tıp, biyomedikal, bilgisayar sistemleri ve program yazılımı gibi teknik bilgi ve nitelik sağlayacak alanlar yine erkeklerin alanı olacaktır.
Geleceğin meslekleri olarak kabul edilen alanlarda ağırlıklı olarak erkeklerin var olması; ücretler, istihdam, yöneticilik pozisyonlarına yükselebilme açılarından mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha pekiştirecektir. (AGY/EMK)