Fatmagül Berktay'dan Ayşe Bilge Dicleli’nin Anısına: "İyi Kullanılırsa Hayat Uzundur”*
Çiğdem Aydın'dan Ayşe Bilge Dicleli: Sakin ve Güçlü
Türkiye feminist hareketinin öncülerinden ve KA.DER eski başkanlarından Ayşe Bilge Dicleli’yi unutmayan arkadaşları, onu, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenledikleri panelde andı.
Dicleli, Haziran 2017'de İstanbul'da yaşamını kaybetmişti.
Panele, Dicleli’nin ailesi ve arkadaşları katıldı. Panel, üniversitenin Demir Demirgil Salonu’nda 10 Mayıs 2019 Cuma günü gerçekleşti.
Dicleli’nin arkadaşlarından İş insanı Bülent Becan’ın yönettiği panelde, Dicleli’nin arkadaşları Barış Trak, “Sınıfımızın bilgesi” ve Semra Ulusoy da “Tebessüm” başlıklı sunum yaptı.
Arkadaşı Çiğdem Aydın “Sakin Ama Güçlü” konuşmasında şöyle seslendi:
“Size gözleriyle bakmakla yetinmediğini, duygu ve düşüncelerinizi de “gördüğünü” bilirdiniz. Anlamlı ve hedefi tam 12'den vuran sorular sorardı. Retorik değil, gerçekten sorardı ve cevap isterdi. O cevapları vermek bile insanı geliştiren bir şey. Çevresindekilere böyle görünmez katkılar yapmakta ustaydı.
“KA.DER’de siyaset ve siyasetçiler asıl çalışma alanımızdı ve bilirsiniz siyaset ciddi iştir. Asık suratlıdır, bıyıklıdır, takım elbiselidir, iri iri laflarla çok önemli şeyler konuşulan bir alandır.
“Bilge bu alana renkli, çiçekli ceketleri, kahkahası ve neşesiyle, net ve anlaşılır sözcükleriyle, akılda kalan sloganlarıyla tertemiz, solunabilir bir hava getirdi.
“Onun başkanlığında KA.DER’in birkaç basamak birden atladığını, yükselip geliştiğini söylememiz bundan. Enerjik ama sakin, cesur ama kibar, bilge ama neşeli bir liderlik gördük. Lider böyle de olunurmuş dedik.”
Prof. Berktay: Hocam, valla Arendt haklıymış”
Siyaset Bilimci Prof. Dr. Fatmagül Berktay da “Kullanmasını bilirseniz hayat uzundur” başlıklı bir konuşma yaptı. Berktay’ın konuşması özetle şöyle:
“Ben onunla ilk kez galiba “sosyalist birlik” tartışma toplantıları sırasında karşılaştım ama Bilge’yi gerçekten tanımam Ka-Der ve kadın hareketi içinde oldu. Yani aslında onu politik eylem içinde tanımış oldum. O sıralarda heyecanla Arendt’in politika teorisi üzerinde çalışıyordum.
“Hâlâ öyle, ama başlangıçların heyecanı bir başka oluyor. Arendt’in iyimser ve ahlaki politika anlayışını paylaştığımda, sık sık, “iyi hoş ama çok ütopyen” cümlesiyle karşılaşırdım.
“Bizimkisi, biraz zor ve emek isteyen şeylerle karşılaşınca hemen onu elinin tersiyle “hayal bu, ütopya” diye itiveren pragmatik bir toplum, maalesef. Bu tavrı doktora öğrencilerimde de çok görürdüm. Tâ ki, Gezi direnişine tanık oluncaya kadar. “Hocam, valla Arendt haklıymış” oldu, o zaman.
“Bilge’yi politik eylem ve liderlik deneyimi içinde izlemek de benim için bir tür “Gezi ânı” oldu. “Evet, böyle bir politika pratiği mümkün” ânı!
“Hannah Arendt için politik eylem “dünyaya yönelik tutkulu bir açıklığı ve sevgiyi” içerir. Politik eylem, insanların birbirleriyle kurdukları kırılgan ilişkiler ağını, onun “aramızdaki dünya” dediği şeyi korumak ve ona ihtimam göstermek için girişilen, bize sunulmuş olanın değerini bilen ve ona minnetimizi ifade eden eylemdir. İnsan çoğulluğuna ve doğaya karşı ahlaki bir tutumu içerir. Yani Arent bizi dünyayı sevmeye çağırırken düşünceli, sorumlu yurttaşlar olmayı öğretir.”
Semra Ulusoy: Ondan çok şey öğrendim
Krrk yıllık Arkadaşı Semra Ulusoy 12 Eylül sonrası başlayan neredeyse kırk yıllık arkadaşlıklarında paylaştıkları hayatı, siyaset günlerini, kadın hareketini anlattı.
"Selimiye’de gece girdiğimiz denizde çakırkeyif kahkahalarımız, Mavi Tur gezimizde, Bursa’da kar altında yüzdüğümüz havuzda, semt pazarından Zülfü’ye çizgili tişört alırken. Polonezköy’de eşli okey oynarken dikkatsizce ortaya atıverdiğimiz okeyi fark edince atılan kahkahalar.... Sadece ilk aklıma geliverenler.
"Ondan çok şey öğrendim. Hoşgörülü olmayı, en önemlisi de insanları olduğu gibi kabul etmeyi, hayata her zaman pozitif bakmayı ... Bilge, benim çok değerli dostum benim için örnek alınacak bir kadındı. Öyle bir arkadaşım, dostum olduğu için çok şanslıyım..."
Torunu Hazal
Son olarak, torunu Hazal anneannesini anlattı:
"Onunla oyun oynarken mutlu ve heyecanlı hissederdim. Çok eğlenirdik. Anneannem hayatımda gördüğüm en iyi insanlardan biriydi. Bir gün bana çok hasta olduğunu söyledi ve oyunlarımız azalmış olsa da şen kahkahası azalmadı.”
Ayşe Bilge Dicleli hakkında Alman Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Eşi Zülfü Dicleli ile 1996'da BZD Yayıncılık'ı, 2004'te Optimist Yayıncılık'ı kurdu. Çok sayıda kitap çevirdi, Türkiye İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) dergisi "Görüş"te dış politika değerlendirmeleri yazdı. Kadın Adayları Destekleme Derneği'nin (KA.DER) Kadıköy şube kurucuları arasında yer aldı, 1999 seçim maratonu ekibinde çalıştı. "Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset" eğitimleri verdi. KA.DER'in 2001-2005 arasında üst üste iki kez KA.DER Genel Başkanlığı yaptı. Ekolojik Anayasa Girişimi Çağrıcılarındandı. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) "Yeşil İş Çalışma Grubu" üyesi olarak "İşimi Kuruyorum" eğitimlerinde "Yeşil İş" dersi verdi. KA.DER eğitimlerinde "Yeşil Siyaset Dersi" kolaylaştırıcısı olarak yer aldı. "Pencereni Aç" isimli kitabı yazdı, "Konuşa Konuşa: İletişimin Sırları", "Yurttaş 2000/ Günlük Yaşam İçin Bir Hukuk Kılavuzu", "Eğrisi Doğrusu-Görgülü Ol Hoş Yaşa", "Kimse Bana Ne Diyemez" kitaplarının ortak yazarları arasında yer aldı. "Küçük Yeşil Adımlar" ve "100 Yeşil Adım" kitaplarının editörlüğünü yaptı. Sosyal Dayanışma Ağı kurucuları (SODA) arasında yer aldı. WWF Türkiye, Greenpeace Türkiye ve Buğday Derneği üyesi, Global Action Plan International Türkiye temsilcisiydi. İlerici Kadınlar Derneği üyeliği, Türkiye Barış Derneği Genel Yönetim Kurulu üyeliği ve Sosyalist Birlik Partisi Genel Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Zeynep Dicleli Erdoğan'ın annesi, Hazal'ın anneannesiydi. |
(EMK)
* Fotoğraflar Müjgan Arpat