* Fotoğraf: Beyza Kural - İstanbul / Nisan 2018
Yasemin Çakal, sistematik şiddet gördüğü kocası Özkan Kaymaklı’yı 10 Temmuz 2014’te öldürdü.
Çakal, defalarca polise şikayette bulunmuş, ailesinden yardım istemiş ve kocasının kendisini ölümle tehdit ettiğini belirtip bir süre sığınakta kalmıştı.
10 Temmuz 2014’te kocası, Yasemin Çakal’ı kemerle boğmaya çalışıp çocuğunu dirseğiyle sıkıştırırken, Çakal masada duran bıçakla onu öldürdü.
4 Temmuz 2017'de Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Meşru savunmada mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaşla sınırı aşması sonucunda eylemi gerçekleştirildiği kabul edildiğinden, ceza verilmesine yer olmadığına” ve tahliyesine karar verdi.
Dava kronolojisi
Çakal’ın 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması 10 Aralık 2014’te görüldü. Çakal’ın kız kardeşi, evliliği boyunca şiddete maruz kalan ablasının maruz kaldığı şiddet nedeniyle çocuk düşürdüğünü ve bir çocuğunu da düşürme tehlikesi yaşadığı söyledi.
27 Ocak 2015’te görülen ikinci duruşmada, savcı mütalaa verdi. Savcı Coşar, suç tarihi 10 Temmuz 2014’te Özkan Kaymaklı’nın çocuk bezi alınması konusunda eşiyle tartıştığını, olay sırasında Kaymaklı’nın sanık Yasemin Kaymaklı’ya vurduğunu, sanığın haksız tahrik altında bıçakla Kaymaklı’yı 4 kere yaralayarak öldürdüğünü kaydederek, haksız tahrik altında ‘yakın akrabayı kasten öldürme’ suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapsini istedi.
Avukatı Duygu Eroğlu, savcının esas hakkındaki mütalaasını açıklamasına itiraz ederek, tanıkların dinlenmesini ve delillerin ortaya konmasını istedi. İkinci duruşmaya İstanbul Feminist Kolektif üyeleri de katıldı.
19 Mart 2015’te görülen üçüncü duruşmada, Çakal’ın işyerinden arkadaşı tanık olarak ifade verdi, Çakal’ın şiddet gördüğünü anlattı. Avukatlar, mahkemenin şiddeti göz ardı ettiğini ve fiziki muayenesinin yapılmadığını söyleyerek, Adli Tıp Kurumundan rapor istenmesini talep etti.
13 Mayıs 2015’te dördüncü duruşmada İFK’nın çağrısıyla duruşmaya gelen kadınların bir kısmı hiçbir gerekçe sunulmadan mahkemeye alınmadı. Ağabeyi, Çakal’ın evliliği boyunca şiddet gördüğüne dair tanıklık yaptı.
24 Haziran 2015’teki beşinci duruşmada “şiddet tespiti” ve “psikiyatri muayenesi” için adli tıp raporu alınması kararı çıktı.
16 Eylül 2015’teki altıncı duruşmada adli tıp raporu gelmedi.
1 Aralık 2015’te yedinci duruşmada da adli tıp raporu gelmedi.
16 Şubat 2016’taki sekizinci duruşmada da adli tıp raporu gelmedi.
1 Haziran 2016’da dokuzuncu duruşmada da adli tıp raporu gelmedi.
8 Eylül 2016’da onuncu duruşmada da adli tıp raporu gelmedi.
7 Aralık 2016’da 11. duruşmadan önce, Kasım ayında Adli Tıp’tan sadece bir sayfalık bir rapor geldi. Feminist avukatlar İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından rapor istenmesini talep etti ancak bu talep reddedildi.
8 Şubat 2017’de 12. duruşmada, iki yıldır tekrarlanan “travma ve cinsel şiddet konusunda uzman tıp fakültelerinden rapor alınması” talebi kabul edildi.
5 Nisan 2017’deki 13. duruşma kapalı görüldü. Ancak travma ve cinsel şiddet konusunda alınacak rapor duruşmaya yetişmedi.
24 Mayıs 2017’de 14. duruşmada, 33 sayfalık rapor mahkemeye sunuldu. Feminist avukatlar, Adli Tıp Ana Bilim Dalı raporunda Yasemin’in cinsel istismara uğradığının ve fiziksel şiddete maruz bırakıldığının tespit edildiğini söyledi ve “örselenmiş kadın sendromu” yaşadığını belirterek tahliye talep etti. Savcı Çakal’ın “haksız tahrik altında eşi kasten öldürme” suçundan cezalandırılmasını istedi.
4 Temmuz 2017’de 15. duruşmada Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “korku ve heyecan altında işlediği suça ceza verilmesine yer olmadığını” söyleyerek, Çakal’ın tahliyesine karar verdi.
Yasemin Çakal Bakırköy Kadın Cezaevi önünde feministler tarafından karşılandı.
* Dava kronolojisinde Çatlak Zemin'de yayınlanan "Yasemin Çakal Davası: Dünden Bugüne" başlıklı yazıdan yararlandık.