Tutuklu ve hükümlü yakınlarıyla insan hakları savunucuları, hafızalarını yitiren onlarca tutuklunun Adli Tıp Kurumu'nun "mucize tedavisiyle" iyileşerek 11 F tipi cezaevine doldurulduğunu vurgulayarak "Cezaevlerinde insanlar kanserden ölüyor, ölümcül hastalıklara yakalanan tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmayıp hücre ve revirlerde tutuluyor. Kendilerine bakmakta zorlanan felçliler ve Korsakoff hastalarıysa cezaevlerinde insanlık dramının yaşanmasına yol açıyor" diye konuştu.
"İntihar eğilimini körüklüyor"
Tecrit ve izolasyonun, psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getirdiği ifade ediliyor. Güvensizlik, aşırı şüphecilik, paranoya, şizofreni, halüsünasyon ve intihar eğilimi vakalarında artış olduğu vurgulanıyor.
Tutuklu ve hükümlü yakınları ve insan hakları savunucuları, hücre tipi cezaevlerinin akıl hastaneleri haline dönüşmeye başladığını öne sürdüler. Sadece 2002 yılında 12 tutuklu ve hükümlü intihar ederken F tipi cezaevlerinde tutulan Volkan Ağırman, Orhan Oğur, Halit Koçyiğit ve Mehmet Akdemir kendilerini astılar. İntihar girişiminde bulunan Aziz Doğan ve Hasan Tahsin Akgün ise hücre arkadaşları tarafından kurtarıldı.
F Tipi Hastaneler
Hücrelerdeki yaşam, çeşitli sağlık sorunlarına neden oluyor. Tutuklu ve hükümlülerin bir çoğunda gözlerde bozukluk, dengeyi sağlayamama, saç-deri dökülmeleri, ağız ve vücutta yaralar, ödem, kireçlenme, gibi fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.
F tipi cezaevlerinde şeker hastalığı, hydrosefali, hepatit B, kemik erimesi, sara (epilepsi), vertigo (baş dönmesi), damar tıkanıklıkları, bel ve boyun fıtığı, akciğer yetersizliği gibi birçok hastalıkla boğuşan tutuklu ve hükümlülerin tedavi sürecinde de olumsuzluklar yaşanıyor. İnsan Hakları Derneği'nin cezaevlerinde uygulamak istediği sağlık anketi ve taramasının reddedilmesini, geçen hafta Cumhuriyet Halk Partisi, Meclis gündemine getirdi.
"İç acıtan bir ölüm"
Kan kanseri (lösemi) olmasına karşın F tipi cezaevinden bırakılmayan siyasi tutuklu Ali Şahin geçen günlerde 22 yaşında yaşama veda etti. "Hayata Dönüş" operasyonu sırasında yaralanan Şahin, sevk edildiği Tekirdağ F tipi Cezaevi'nde 8. ekip üyesi olarak ölüm orucuna başladı.
Lösemi olduğunun anlaşılması üzerine 2002 yılında ölüm orucunu bırakan Ali Şahin, cezaevi koşullarında tedavi olmaya başladı. Durumunun ağırlaşması üzerine Tekirdağ F tipi Cezaevi'nden Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi'ne gönderilen Şahin, genç yaşta hayatını kaybetti.
Zile M Tipi Cezaevi'nde tutulan 71 yaşındaki hükümlü Mehmet Yurdakul'a ise akciğer kanseri olmasına karşın Ankara Numune Hastanesi tarafından "sağlam" raporu verildi. Yurdakul, rapordan 2 ay sonra yaşamını yitirdi.
Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nin revirinde tutulan Erol Zavar da kanser hastası. Mesane kanseri olan 35 yaşındaki 2 çocuk babası Zavar, cezaevinin revirinde yaşam mücadelesi veriyor. Felçli olduğu için kendisine bakamayacak durumdaki Hüseyin Yıldırım , kurşunla yaralanma nedeniyle sağ kol ve bacağı felç olan Orhan Eroğlu , yine kurşun yarası nedeniyle sol kolunu kullanamayan Yunus Bolukulaç da cezaevinde tutuluyor.
"Kendine bakamayan hastalar"
F tipi cezaevlerinde sürdürülen ölüm orucu eyleminde 112 kişi yaşamını yitirirken, Wernicke Korsakoff Sendromu'na (WKS) yakalanan 700'ü aşkın kişi tahliye edildi. İyileşilemeyen hastalığa yakalananlardan bir bölümü, Cumhurbaşkanı tarafından affedilirken Turan Talay, Necati Önder, Serkan Aydoğan, Eyüp Kendir, Bekir Balyemez, Cafer Gürbüz, Gülten Tekin, Bekir Şimşek, Tekin Yıldız, İhsan Cibelik'in de aralarında bulunduğu birçok tutukluya tekrar cezaevi yolu göründü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), WKS'ye yakalananları tarafsız olmayan raporlarla cezaevine gönderdiği gerekçesiyle Adli Tıp Kurumu'nu güvenilmez buldu. AİHM artık Adli Tıp Kurumu yerine tarafsız ve bilimsel raporlar verecek bağımsız sağlık kuruluşlarından rapor istiyor.
Avrupa Birliği Komisyonu raporunda da Adli Tıp Kurumu'nun kökten düzeltilmesi istendi. İstanbul Tabib Odası ise raporlarda imzaları bulunan Nur Birgen 'in de aralarında bulunduğu 6 doktor hakkında soruşturma açtı. (AT/ÖG)