Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumartesi Anneleri/İnsanları, onlara katılımcıların herhangi birinden daha sürekli eşlik eden siyah köpek Zeytin ve gri kedi.
Türkiye'de 40 yılı aşkındır süre giden "barışsızlığın" en çarpıcı yansımalarından olan "kaybedilen" kızların, oğulların, sevgililerin, anne babaların "geride bıraktıklarının" ve onların destekçilerinin her hafta soğuk havada donduran, sıcakta kaynatan otobüslere kelepçelenerek, tartaklanarak bindirilmek suretiyle gözaltına alındığı Galatasaray Meydanı'ndaki bir eylem gününe meydanın asıl sakinlerinden, polislerin himaye ettiği köpek Zeytin ve onlara yakın mesafede yaşayan Gri kedinin görüş hizasından bakmaya çalışacağız. Dilleri olsa da anlatsalar, ama bu şimdilik imkânsız.
Zeytin
Zeytin, dünyadaki eylemlerde öne çıkan bazı köpekler gibi henüz herhangi bir toplumsal talebin simgesi değil. Çevredekilerin aktarımına göre yaklaşık dört yıldır Galatasaray'da yaşıyor ve "çalışıyor". Yapı Kredi Kültür Sanat'ın hemen yanında konuşlanan polislerin arasında uyuyor, uyanıyor, yemek yiyor. Bu Zeytin'in kaderi gibi. İstiklal Caddesi ve özellikle Galatasaray Meydanı polisler dışında yurttaşların, protestocuların hatta bazen caddeden geçip gitmek isteyen halkın bile özgürce varolabildikleri bir mekân değil.
Her sabah ve her gece Zeytin'i beslemek, yarası beresi var mı diye kontrol etmek amacıyla meydan müdavimi olmak bile muhtemelen şüpheyle karşılanacaktır. Yani, Zeytin'e kol kanat germek de Galatasaray Meydanı'nda hak aramak mücadelesinin bir parçası. Çünkü Beyoğlu yılın, ayın, günün herhangi bir zamanında erişiminizin kesilebileceği bir karakol semti haline getirildi desek abartmış olmayız.
Abluka
Galatasaray bir abluka meydanı. Meydan huzursuz, Zeytin huzursuz.
Zeytin, son olarak taban maaş talebiyle 30 Ağustos 2023'te İstiklâl Caddesi'nde bir araya gelen özel sektör öğretmenleri gözaltına alınırken bir polisi ısırdı; fakat bundan kısa bir süre önce de Cumartesi Anneleri/İnsanları eyleminde gazeteci Fatoş Erdoğan'ı ve iki Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilini ısırdı. Zeytin'in saldırıları şüphesiz, her cumartesi yaşam alanında maruz kaldığı ajitasyondan kaynaklanıyor.
Polislerin hareketliliğiyle birlikte Zeytin de hareketlenmeye başlıyor, derin uykusundan uyanıyor ve barikata doğru yol alıyor. Malum karnı doyacak, görev ihmale gelmez. Kalkanların arasından gözaltı araçları gidene dek eylemi takip ediyor. Polis ve eylemciler kadar esnaf da alışkın ona. Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın eylemlerine son iki haftadır, K9 köpeklerinin eşlik ettiğini ve gözaltılar esnasında çembere alınan hak savunucularının etrafında yürütüldüklerini de hatırlatmak gerekiyor.
Gri kedi
Zeytin'in bir de ekürisi var: Gri kedi. Kedileri ablukaya almak zor, biliyoruz. Çekim günü gri kediyi yine aynı noktada buluyoruz: Yapı Kredi Kültür Sanat'ın hemen yanındaki polis noktası. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Beyoğlu İlçe Binası'nda her hafta çalan "Diren Anne"ye eşlik ediyor, gözaltıları izliyor. Polis arabaları alandan ayrıldıktan sonra, o da alanına çekiliyor. Birisi onu bu hayattan çekip çıkarsa diye içinden geçiriyordur belki. Her hafta gerginlik, her hafta sinirler laçka.
Ve gözaltı araçları. Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın eylemindeki bir diğer belirleyen ise gözaltı otobüsleri. Kaynayan yaz günlerinde belli bir yaşın üzerinde içinde beklettileri insanları bu otobüslerin nasıl olup da yıldıramadığını, kolluk güçleri anlamıyorlar belki de. Tabii anlamaları zor. Mezarsız, vedasız ayrılışların bir tarafı olmamışlar kuvvetle muhtemel.
Basının ve kamuoyunun izleyemediği gözaltı arabasının içini her hafta gözaltına alınan Cumartesi İnsanları'ndan ve İnsan Hakları Derneği (İHD) LGBTİ+ Komisyonu kurucularından Cüneyt Yılmaz anlattı.
"Kaybedilenler"
Hakikat Adalet Hafıza Merkezinin verilerine göre, Türkiye'de zorla kaybedildiği tespit edilen toplam 1352 kişi var. Bir grup kayıp yakını ve hak savunucusu "kayıplar son bulsun, akıbetleri açıklansın, sorumlular yargılansın" talebiyle 27 Mayıs 1995 cumartesi günü saat 12.00'de İstanbul, İstiklal Caddesi Galatasaray meydanında oturdu. Arada polis müdahaleleri olsa da 169 hafta kesintisiz Galatasaray Lisesi'nin önünde oturuldu. 170. haftada, 15 Ağustos 1998'de başlayan güvenlik güçlerinin saldırısı, 7 ay sürdü. Her cumartesi, yani tam 31 kez, gözaltılar yaşandı.
Cumartesi Anneleri/İnsanları 13 Mart 1999'da güvenlik güçlerinin saldırıları nedeniyle belirsiz bir süre Galatasaray oturmalarına ara verdiklerini açıkladı. 31 Ocak 2009'da yeniden başlayan Cumartesi oturmaları 25 Ağustos 2018'deki 700. haftada tekrar polis saldırısı ile karşılaştı.
2018 dönemeci
Türkiye 2017'de düzenlenen referandumunda kabul edilen cumburbaşkanlığı sistemine 24 Haziran 2018'deki genel seçimle birlikte resmen geçti. O günden beri pek çok muhalefet yetkilisi, hukukçu, anayasa değişikliği referandumuyla geçilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye'nin kararnamelerle yönetilen bir devlete dönüştüreceğini defalarca dile getirmiş, Cumhurbaşkanının Anayasa dışı şekilde kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisini kendisinde bulacağını söylemişlerdi.
28 Ağustos 2018'de eylemin 700. haftasında Cumartesi oturmalarının son dönemlerinin o ikonik fotoğraf ortaya çıktı. Muhalefet milletvekilleri, protestocular polislere karşı kenetlendiler ve Rönesans tablolarına benzer bir görüntü ortaya çıktı. O görüntü artık başka bir sistemle yönetilen Türkiye'nin Cumartesi Anneleri/İnsanlarına düşen payıydı. 700. haftada polis plastik mermilerle saldırdı.
700. hafta
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı, avukat Gülseren Yoleri, konuyla ilgili açıklamasında, 700. Hafta etkinliğinin "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bilgisi dahilinde Beyoğlu Kaymakamlığı imzalı bir karar ile keyfi olarak yasaklanmış olduğunu" söyledi. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı, Cumartesi Anneleri/İnsanları'na 700. hafta eylemindeki polis saldırısının "haklı gerekçelere dayandığını, orantılı bir müdahale olduğunu ve asgari eşik seviyesini aşmadığını" ileri sürdü.
Gözaltına alınan 46 kişiye "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamasıyla, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan dava açıldı. 700. haftadan beri polis müdahalesi İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı 25 Ağustos 2018'de yapılan Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. buluşmasını "herhangi bir bildirimde bulunulmadığı" iddiasıyla yasakladı. 1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak, darp edilerek gözaltına alınanlar arasındaydı. 82 yaşındaki annesi Emine Ocak da polis şiddetine maruz kaldı.
AYM kararları
Maside Ocak, kolluk görevlileri ve amiri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başsavcılığın soruşturmaya yer olmadığı kararı vermesi üzerine başvurduğu İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kesin olarak reddedince Ocak dosyayı AYM'ye taşıdı. Yüksek mahkeme, şubat ayında verdiği kararda Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal" edildiğine hükmetti. Maside Ocak'a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Ardından AYM, Cumartesi İnsanları/Anneleri eylemine saldırıp Sebla Arcan'ı darp eden polis memurlarının, kötü muamele ve eziyet yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Görevlilerin yargılanması ve Arcan'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu iki AYM kararına rağmen, hak savunucularının Galatasaray'da basın açıklaması yapması polis şiddetiyle engelleniyor. Protestocular Anayasal haklarını kullanamıyorlar, Zeytin ve gri kediyi polis ablukasından çıkaramıyoruz, biz gazeteciler de her hafta sonu ablukada bir gedik açmak için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.
(TY)