Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Tarlabaşı’nda 1 Mayıs 2013’te, polisin attığı biber gazıyla başından vurulan ve yaralanan Dilan Alp’e yönelik polis şiddeti davasında, Anayasa Mahkemesi (AYM), Dilan’ın haklarının ihlal edildiğini tespit etti. Ayrıca, karara göre, başından vurulan ve kafatasında çatlaklar, doku hasarı oluşan Dilan Alp’e 87 bin lira tazminat ödenecek.
Ayrıca, AYM yine o dönem Taksim'deki 1 Mayıs yasağına da değindi, "izinsiz olsa da barışçıl gösteriydi" dedi.
Dilan Alp, 2013'te Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarına katılmak isterken yaralandığında henüz 17 yaşındaydı. Üniversite sınavına girecekti. Polis müdahalesi sonucunda kafatasında kırıklar oluştu, iki kez beyin ameliyatı geçirdi, uzun yıllar tedavi gördü.
Kamu Denetçiliği Kurumu, 5 Kasım 2013’teki kararında, polis müdahalesinin hem ulusal hem de uluslararası mevzuat uyarınca hukuka aykırı olduğunu tespit etti. Dilan'ı dönemin valisi Hüseyin Avni Mutlu da “marjinal, örgüt üyesi” açıklamasıyla hedef göstermişti.
AYM'den karar 5 yıl sonra geldi
Dilan, bu açıklamalar üzerine İstanbul Valiliği aleyhine açtığı davada, 10 bin TL tazminat kazandı.Hatta, Dilan, mağduru olduğu olay nedeniyle soruşturma da geçirdi. Savcılık, Dilan’ın herhangi bir yasadışı eyleminin bulunmadığına karar verdi.
Dilan’ın Haziran 2018'de İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davası, İstanbul 10. İdare Mahkemesince reddedildi. 19 Ekim 2018’de de polisler hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Bunun üzerine Dilan Alp’in avukat Gülizar Tuncer, takipsizlik kararına itiraz etti. Mahkeme, itirazı da kabul etmeyince, Tuncer Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu.
Avukat Tuncer’in 1 Kasım 2018’de yaptığı AYM başvurusu yaklaşık 5 yıl aranın ardından karara bağlandı.
“Polisler hakkında soruşturma açılmadı”
AYM, Dilan’a yönelik eziyet yasağının ihlal edildiğine karar verdi. Avukat Tuncer, kararı bianet’e değerlendirdi, şöyle dedi:
“AYM’nin eziyet yasağının ihlali olarak değerlendirdiği olay, açık biçimde yaşama hakkının ihlali. Gaz bombalarının gezi sürecinde silah gibi kullanılarak insanların ölümüne ve ağır biçimde yaralanmasına sebebiyet verdiğini düşündüğümüzde, bu olayda Dilan’a yönelik olarak da insan öldürmeye teşebbüs suçunun işlendiği açık."
"Dolayısıyla burada, en önemli sorun bugüne kadar Dilan’a yönelik bu ağır suçu işleyen polisler hakkında halen daha dava açılmamış olmasıdır.”
‘1 Mayıs yasaklanamaz'
“Diğer ihlal tespitiyle ilgili olarak da Anayasa 34.Maddesi’nin ihlal edildiğine ilişkin. AYM’nin vermiş olduğu bu kararla, bir kez daha 1 Mayıs'ın valilik, kaymakamlık gibi idari makamların kararıyla yasaklanamayacağını, böylesi bir durumda toplantı, gösteri, yürüyüşü yapma hakkının ihlal edilmiş olacağını ortaya koymus oldu. Önümüzdeki 1 Mayıs açısından da yakın tarihli bu AYM kararı önem taşıyor…”
1 Mayıs izinsiz de olsa barışçıl gösteri
Kararda, izinsiz biçimde yapılsa bile barışçıl eylemlere müdahale konusunda sınırlılıklar bulunduğuna işaret edildi:
“Başvurucunun barışçıl olmadığı herhangi bir eyleminin olduğu ileri sürülmediğinden başvurucunun yaralanmasına neden olacak şekilde fiziki müdahalede bulunulması ve böylelikle gösteriye son verilmesi toplanma hakkına yönelik bir müdahale olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla toplantı hakkının amacı, şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır. Demokratik bir toplumda, barışçıl yöntemlerle fikirlerini savunanlara toplantı özgürlüğü ve diğer yasal araçlarla kendilerini ifade edebilme imkânı verilmelidir. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kişilerin toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir. Toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılanların bir kısmının şiddete başvurmaları diğerleri açısından bu hakka müdahaleyi meşru kılmaz.”
Karardan detaylar
AYM kararı özetle şöyle
-Eziyet yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,
-Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,
-Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan eziyet yasağının maddi ve usule ilişkin boyutlarının ihlal edildiğine,
-Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine,
-Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verildi.
(EMK)