Fotoğraf: Ajans 65, Van
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Van’ın Erciş ilçesi Zilan Çayı üzerinde inşa edilen Koçköprü Barajında su seviyesi düşünce kıyıya vuran kemiklerle ilgili araştırma önergesi işleme alınmadı.
MA'nın haberine göre, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Tayip Temel’in önergesinin, Meclis Kanunlar ve Kararlar Başkanlığınca işleme alınmama gerekçesi, “kaba ve yaralayıcı sözler içermesi”.
Önergenin işleme alınmamasına ilişkin verilen yanıtta, “kaba ve yaralayıcı” bulunan ifadeler şöyle: “1930’lu yıllardan itibaren demografik ve sosyo-ekonomik yapısı değiştirilen ve 90’lı yıllardan beri de uygulanan yayla yasakları ve süren savaş koşullarından dolayı yoksullaşan bölge halkı, yerlerinden yurtlarından sökülüp, kent muhitlerindeki derme çatma yapılara ve kısıtlı yaşam koşullarına mahkûm edilmektedir.”
TIKLAYIN - Zilan’da sular çekildi, “kemikler kıyıya vurdu”
Van’da yayın yapan Ajans 65, barajın hemen üst tarafında bulunan ve 2020 yılında faaliyete geçen Hidro Elektrik Santrali’nin (HES) suları tutmasıyla birlikte barajda su seviyesinin azaldığını, kıyıya insan kemiklerinin vurduğunu yazmıştı.
Bilimsel inceleme yapılmasını istemişti
Tayip Temel önergesinde, kemiklerin incelenmesi, inceleme sonuçlarının kamuoyuna açıklanması ve bu kemiklerin insan onuruna yakışır bir biçimde defnedilebilmesi adına Meclis Araştırması açılmasını talep etmişti:
“Van’ın Erciş ilçesindeki Zilan Katliamı sonrası köylerin büyük bir kısmı yakılarak boşaltıldı. 13 Temmuz 1930’da Van İlinin Erciş ilçesinde onlarca köyün ateşe verilerek resmi rakamlara göre 15 bin, ancak farklı kaynaklar ve tanıklara göre aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 40 binden fazla kişinin öldürüldüğü belirtiliyor. Milk, Kunduk, Birhan, Bonizli, Sarkoy, Şorik, Pirneşin, Mirşud isimli köyler haritadan silindi. Katliamın ardından askeri yasak bölge kapsamına alınan Zilan bölgesine girişler 20 yıl boyunca yasaklandı.
“Zilan katliamı 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Zilan Deresi, lebalep cesetlerle dolmuştur.” şeklinde yer alırken Zilan Deresi dönemin iktidarlarına göre ‘İsyan mıntıkasında işlenen fiiller suç sayılma(z)’dı. Katledilen insanlardan bazılarının gömülecek mezarı dahi olmazken çoğu da toplu mezarlara gömüldü. Katliam sonrası Zilan Deresine 1978’de Köçköprü barajı inşa edildi, 2020 yılında Danıştay’ın kararına ve yerel dinamiklerin tüm itirazlarına rağmen dere üzerine inşa edilen HES ile toplu mezarlar, kültürel kalıntılar ve tüm doğal kaynaklar sular altında kaldı. Koçköprü Barajı sularının çekilmesiyle de insan kemikleri gün yüzüne çıktı.”
Tayip Temel önergesinin gerekçesinde ayrıca, “kemiklere ilişkin bilimsel incelemenin yapılması, bu kemiklerin kimlere ait olduğunun tespit edilmesi, Zilan katliamına dair hakikatlerin ortaya çıkarılması, benzer bir katliamın bir kez daha yaşanmaması için bu katliamla yüzleşilmesi ve insanlık onuruna aykırı bir biçimde mezarların barajın altında kalmasına sebep olan sorumluların yargılanması” talebinde bulunmuştu.
“Savcılık araştırma yapmalı”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi Başkanı Mehmet Karataş konuyla ilgili bianet’e yaptığı açıklamada, “Kemiklerin insan veya başka canlılara it olup olmadığına dair savcılıkta bir çalışma yürütülmeli ve kemikler incelemeye tabi tutulmalı. Orada soykırım gerçekleştiği doğrudur ama bu konuyla ilgili ayrıntılı çalışma yapılmalı ve maddi gerçek ortaya çıkarılmalı” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi, Van Barosu İnsan Hakları Merkezi, ÖHD Van Şubesi, ÇEV-DER ve TİHV Van temsilciliği bölgede araştırma yapılması için Erciş Başsavcılığına ihbarda bulundu.
Zilan Katliamı13 Temmuz 1930'da başlayan katliamda, 5 bin köylü yaşamını yitirdi ve 44 köy yok edildi. Cumhuriyet Gazetesi, katliamı 16 Temmuz 1930'da "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk'ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur," diye duyurdu. Cumhuriyet Gazetesi özel muhabiri Yusuf Mazhar, 15 bin insanın Zilan Deresi'nde öldürüldüğünü aktardı. Kimi kaynaklara göre 47 bin kişi yaşamını yitirdi. Katliamın ardından bölge halkının mallarına el konuldu. 1950 yılında Erciş Asliye Ceza Mahkemesi'ne mallarını geri almak için başvuran köylüler, herhangi bir sonuç alamadı. |
HES mücadelesi
Zilan Vadisi üzerinde kurulmak istenen HES'e karşı 2014 yılından beri yurttaşların ve çevre örgütlerinin mücadelesi sürüyor.
Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 30.03.2012 tarih ve 1318 sayılı yazısı ile 30.03.2012 tarih ve 14 No'lu "ÇED gerekli değildir" kararıyla, 2014 yılında inşaatı başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durdurulmuştu.
Kararın ardından HES'in yapılacağı arazilere yönelik Bakanlar Kurulu kararı ile acil kamulaştırma kararı çıkarılarak yeni bir süreç başlatıldı.
Durumu yargıya taşıyan köylüler, geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek, HES'in yapılması durumunda bölgede oluşacak ekolojik tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç edeceklerini söylemelerine rağmen bir sonuç alabilmiş değil. COVID-19 salgını sürecinde Zilan Vadisi üzerindeki çalışmalara tekrar hız verildi.
ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık’a göre, üzerine Hidroelektrik Santral (HES) kurulmak istenen vadide 4 bin 300 bitki ile sayısız endemik tür bulunuyor. (AS)