Kocaeli Ses gazetesinin sahibi ve yazı işleri müdürü Güngör Arslan’ın öldürülmesine ilişkin 6'sı tutuklu 14 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Duruşma Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin Kocaeli Kapalı Cezaevi'deki (Kandıra) duruşma salonunda yapıldı.
Duruşmaya tutuklu sanıklardan Hasan Emre Çelik katılmazken tutuklu sanıklar Ramiz Saatçi, Ersin Kurt, Ramazan Özkan, Ferhat Yıldırım ve Burhan Polat duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya 8 tutuksuz sanıktan da 3’ü katılmadı.
Ayrıca duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve BİA Medya Gözlem Raportörü Erol Önderoğlu takip etti.
Jandarma dava öncesi Kandıra'ya gelen gazeteciler ve izleyicilere ilk olarak duruşmanın İzmit'te görüleceği bilgisini verdi. Bu kapsamda bir tutuklu sanık da İzmit'e gönderildi. Ancak daha sonra gazeteciler ve izleyiciler içeriye alındı. Mahkeme heyeti, cezaevinden İzmit'e gönderilen sanıktan önce geldi. Bunun üzerine İzmit'e giden sanığın tekrar cezaevi kampüsüne nakli beklendi.
Duruşma başlangıcında fail Ramazan Özkan'ın olay yerinde keşif yapılmasına dair talebini mahkeme, dosyanın geldiği noktayı ve delilleri gözeterek reddetti. Ardından da duruşma savcısı esas hakkında 20 Kasım'daki üçüncü duruşmada verdiği mütalaasını tekrarladı.
Suna Arslan: Siyasi baskıyla karar vermeyin
Ardından Güngör Arslan'ın eşi Suna Arslan söz aldı. Suna Arslan, Güngör Arslan için "Bu kente ihanet edecek bir habere imza atamdığını” söyledi. Sanıklar için "Kendileri hakkında kötü haber yapanları abluka altına almaya çalıştılar" dedi.
Güngör Arslan’ın daha önce FETÖ suçlamasıyla yaşadığı tutukluluğu ve İzmit’teki yürüyüş yolunda yapılan saldırıyı hatırlatan Suna Arslan kendilerine yaşatılanın şeylerin 8 senedir siyasetin etkisiyle olduğunu söyledi. Cinayet yargılamasıyla ilgili olarak da “11 aydır yıpratılıyoruz” diye konuştu:
"Heyeti tenzih ederek söylüyorum. Adalete güvenmedik, güvenmiyoruz. Güngör Arslan'a 15 Temmuz'da FETÖ'cü muamelesi yapıldı. Gazetesi kapatıldı. 150 çalışanı işsiz bırakıldı. Siyasetin baskısıyla adalete yanlış kararlar aldırttılar. Emniyetten adalete 2018'de gelen yazıda 'Güngör Arslan'a ait tüm araştırmalarda FETÖ izine rastlanılmamıştır' diyordu. Beraat etti. Şimdiyse geçmişin FETÖ'cüleri kentin vatanseverleri gibi görünmeye çalışıyor.
"Güngör Arslan’ı katlettiler. Bu basit bir cinayet değil. Kenti yöneten insanlar cumhurbaşkanının ismini kullanarak, siyasilerin ismini kullanarak cinayeti işlediler. Zulmünü biz yaşadık. Emir komuta zinciriyle yaşatılan bir acı bu bize.
"Güngör’ün bütün uğraşı bu kente zarar verenlere karşıydı. FETÖ’cülere, mafyaya, torbacıya karşıydı. İzmit’te sivri diliyle gerçekleri haykıran başka bir gazeteci yoktu. Bugüne kadar susturamadıkları için öldürdüler Güngör’ü. Şimdi tek bir hedefleri var Ersin Kurt’u kurtarmak.
"Ersin kurt cinayetin azmettiricisi, tek başına planlayanı gibi sunuluyor ancak karşınızda duranlar emir komuta zinciriyle hakaret ettiler. Siyasetin adalete müdahale etmesine lütfen izin vermeyin. Cinayeti işleyenler cezalandırılmadıkça başka ocaklara da ateş düşecek. Adil bir adalet istiyorum sizden."
Nazlıcan Arslan: Gazetesinde öldürüldü
Daha sonra söz alan Güngör Arslan’ın kızı Nazlıcan Arslan ise heyetin karşısında bir avukat olarak değil babası öldürülen bir kız çocuğu olarak bulunduğunu söyledi.
Babasının öldürülüşünü 50 kere izlemek zorunda kaldığını belirten Nazlıcan Arslan "Babam ofisinden dışarı çıktığında dizlerinden akan kana şahit oldum. Dizlerinin üzerinde duramayarak yıkılışına şahit oldum" dedi.
Nazlıcan Arslan "Güngör Arslan 35 yıl boyunca bana namus olarak bellettiği gazetesinde öldürüldü. Tek talep ettiğim babamı mezarında rahatsız ettirmeyin. Benim boynumu ona karşı eğdirmeyin” diye konuştu.
Sanıklar mütalaaya karşı savunma yaptı
Mahkeme daha sonra esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmaları için tutuksuz sanıklara söz verdi. İlk olarak iddianamede suçluyu kayırmakla suçlanan Kadir Yıldırım dinlendi.
Yıldırım güvenlik görevlisi olduğunu belirterek “50 lira daha fazla kazanmak için geceleri şoförlük yapıyorum. 22 yaşındayım. Bir tane gazeteci ismi sayamam size. Elime gazete almadım. Bir konuya dahil değilim ama 7 aydır içerdeyim. Beraatimi istiyorum” dedi.
Erdal Yıldırım: Ferhat, Ersin'den 70 bin TL aldı
Ardından iddianamede delillerini yok etmekle suçlanan Ferhat Yıldırım’ın kardeşi Erdal Yıldırım savunma yaptı. Yıldırım, olaydan sonra kardeşine ulaşamadığını, cinayette ismi geçince de azmettiricilikle suçlanan Ersin Kurt'un yanına gittiğini söyledi. Ersin Kurt'un da kardeşine 70 bin TL verdiğini söylediğini anlattı.
Bir gün sonra Erdal Tilki'nin kendisini aradığını acil bir yere gitmeleri gerektiğini söylediğini belirten Yıldırım “Nereye ve niye gittiğimizi sormadan müdahil oldum” dedi. Tilki’nin yolda Tuğba isimli bir kadınla görüştüğünü söyledi. Şahsın Güngör Arslan'ı tanıdığını ancak taciz olayı yalanladığını ifade etti. “Ben sadece kardeşimi arıyordum. Gidişatta hata yapmam çok normal” diyerek beraatini istedi.
Can Yılmaz: Arabamı istediler
İddianamede suçluyu kayırmakla suçlanan Can Yılmaz ise evinde yatarken Ferhat Yıldırım ile Hasan Emre Çelik’in bulunduğu yere gelerek kendisinden araç istediklerini anlattı.
İsteği kabul etmediğini söyleyen Yılmaz, Yıldırım ve Çelik’i Derince’ye kendisinin bıraktığını söyledi.
Suçlamaları reddeden Yılmaz “Evimde yatarken arkadaşım arabamı istedi. Vermedim. Kendisi bıraktım. Bundan dolayı hayatım bozuldu. Kapımızı çalan arkadaşıma kapımı açmamam mümkün değil” diyerek beraat talep etti.
Tutuklu sanıkların savunmaları
Mahkeme heyeti daha sonra tutuklu sanıkların savunmalarına geçti. İlk olarak tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirmekle suçlanan Burhan Polat dinlendi. Polat, “Bu iş buraya nasıl geldi bilmiyorum. Bir can gitti. Kimse istemez. Siz değerli büyüklerinden beraatimi istiyorum” şeklinde kısa bir savunma yaptı.
Olaydan sonra telefonunu neden kapattığını soran mahkeme başkanına Polat kapatmadığını söyleyerek yanıt verdi.
Polat daha önce Tuğba isimli şahsın sevgilisi olduğunu ve Güngör Arslan'ı taciz ettiğini iddia etmişti. Ancak şahıs iddiaları yalanlamıştı.
Fail iyi niyetliymiş
Daha sonra Güngör Arslan’ı öldüren Ramazan Özkan savunma yaptı. Özkan savunmasında “Güngör Arslan’ın öldüğüne teslim olduğunda karakolda bile inanmadım. Kötü niyetli birisi olsam teslim olmazdım” dedi.
Hakim Özkan’a daha önce silah atmışlığı olup olmadığını sordu. Özkan da “Birkaç kere elime almışlığım var sadece” diye cevapladı.
Ersin Kurt azmettirmediğini iddia etti
İddianamede azmettirmekle suçlanan Ersin Kurt ise diğer sanıklara göre daha uzun bir savunma yaptı. “Güngör ailesinin ve müşteki vekilinin iftirayı aşan ifadelerini reddediyorum” dedi.
Aleyhine bir kanıt olmadığını söyleyen Kurt “Ben böyle bir suç işlemedim” diye konuştu. 20 yıldır avukatlık yaptığından bahseden Kurt hiçbir dosyada bu dosyadaki kadar haksız ve hukuksuz bir yargılama görmediğini dile getirdi. Kurt, belediyenin tramvaylara reklam giydirme işine yönelikse şöyle konuştu:
"Ben saklanacak bir şey yapmadım. Reklam işi yapıyorum. Reklam ihalesini de ben almadım. Reklam ihalesini alan şirketi 1 yıl sonra satın aldım. 35 kişiye iş veriyordum. Sözleşmem feshedildi. 35 kişi işsiz kaldı. Rahmetlinin bana ne zararı olabilirdi ki?
"Duygusal söylemlerle mahkemeyi baskı altına alanlara katılmıyorum. Ayın 13’ünde Ersin Kurt şunu yaptın desinler. Adamları tanımam, onlar beni tanımaz. Benim aleyhime delil olmaması masumiyetimin en büyük kanıtı. Hiç kimseye suç işleme istemli bir beyanım olmadı. Masumum. Somut delillere göre karar verilmesini istiyorum. Beraatimi talep ediyorum."
Ferhat Yıldırım öldürmeye değil kundaklamaya gitmiş
Tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım ve silah temin etmekle Ferhat Yıldırım ise savunmasında “Cinayete kesinlikle yardım ve yataklık etmedim.” dedi.
"Ramazan Özkan'ın böyle bir şeyi yapacağını bilseydim kesinlikle müdahil olmazdım” diye konuştu. Hakimin “Ramazan’a keşif yapıldığı gün mesaj atmadın mı?” şeklindeki sorusuna ise “Mesaj yangınla, kundakmakla alakalıydı” diye cevap verdi.
Ramiz Saatti: Karadenizliyim, silahlara ilgim var
Son olaraksa silahı satan Ramiz Saatçi savunma yaptı. Saatçi olayla ilgili alakasının olmadığını iddia etti. “Silah sattığım doğru ama böyle bir amaç için sattığımı bilmiyordum” diye konuştu.
Saatçi “Karadenizliyim. Silahlara düşkünüm. Bizde fındık hasadı başladığında ve bittiğinde silah atılır. Silahı da o nedenle almıştım” diye savunma yaptı.
Karar
Duruşma daha sonra avukatların beyanlarıyla devam etti. 16.00 sularında mahkeme karar arası verdi. Aradan sonra da kararını açıkladı.
Buna göre mahkeme olayın faili Ramazan Özkan’ı tasarlayarak kasten öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırdı. Ramazan Özkan'a ruhsatsız silah taşımak ve bulundurmak suçundan da 7 yıl hapis ve 40 bin TL adli para cezası verdi.
Mahkeme Burhan Polat’a 'tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi. İddianamede azmettirmekle suçlanan Ersin Kurt ise üzerine atılı tüm suçlardan beraat etti. Ayrıca 11 aydan beri tutuklu olan Kurt'un tahliyesine hükmetti.
Mahkeme Ferhat Yıldırım ve Hasan Emre Çelik'i olayın faili Ramazan Özkan'a yol göstermesi ve yardım etmesi sebebiyle 'tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme' suçundan 20 yıl hapis, ruhsatsız silah taşımak ve bulundurmak suçundan 7 yıl hapis ve 40 bin TL adli para cezası olmak üzere toplamda 27 yıl hapis ve 40 bin TL adli para cezasına çarptırdı.
Ramiz Saatçi'yi ise 'tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme' suçundan beraatine hükmeden mahkeme, ruhsatsız silah satışı nedeniyle 7 yıl hapis ve 40 bin TL idari para cezası ile cezalandırdı.
Mahkeme Özgür Taşkıran'a 'suçluyu kayırmadan’ 3 yıl 6 ay, Can Yıldırım'a aynı suçtan 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Erdal Tilki, Yadigar Başyurt ve Erdal Yıldırım'a 'suç delillerini yok etmekten veya değiştirmeye teşebbüsten’ de 2 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırdı.
Mahkeme Emrah Yıldırım, Kadir Yıldırım ve Abdullah Yürük’ü ise üzerlerine atılı tüm suçlardan beraatine karar verdi.
Ne olmuştu?Kocaeli Ses gazetesinin sahibi ve yazı işleri müdürü olan 60 yaşındaki Güngör Arslan, 19 Şubat günü İzmit ilçesi Cedit Mahallesi’ndeki ofisinde silahlı saldırıya uğradı. Ambulansla Kocaeli Devlet Hastanesine kaldırılan Arslan, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Bölgede inceleme yapan polis, olay yerinden kaçan Ramazan Özkan’ı yakaladı. Soruşturma kapsamında gözaltı da yaptı. Özkan ifadesinde kendisini iki kişinin azmettirdiğini söyledi. Azmettirenlerin kendisine “Seni çok rahat ettireceğiz. Bir daha hiçbir sorun yaşamayacaksın. Ailen de bir sorun yaşamayacak’ dediğini anlattı. Azmettirdiğini iddia ettiği iki kişiyi mahalleden tanıdığını, cinayetten bir gün önce Derince’de boş bir arazide atış talimi yaptıklarını söyledi. İlerleyen dönemde tutuklamalar da oldu ve dava açıldı. Ramazan Özkan “Tasarlayarak Kasten Adam Öldürme ve 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet (Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun)” suçlarından, Ersin Kurt ve Burhan Polat hakkında “Tasarlayarak Kasten Adam Öldürme ve 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet Suçlarına Azmettirme” suçlarından, Hasan Emre Çelik, Ferhat Yıldırım, Ramiz Saatçi ve Emrah Yıldırım hakkında “Tasarlayarak Kasten Adam Öldürmek Suçuna Yardım ve 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet” suçlarından, Can Yılmaz, Kenan Yıldırım ve Özgür Taşkıran hakkında “ Suçluyu Kayırma” suçundan, yargılanıyor. |
TIKLAYIN - RSF'den Türkiye'ye: Gazetecilere karşı işlenen suçlarda çifte standarda hayır
(HA)