Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kobanî eylemlerini “finanse etmek” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Davada 19’u tutuklu 89 siyasetçi yargılanıyor.
Bu soruşturma da, Kobanî Davası’nın soruşturma savcısı Ahmet Altun tarafından yürütüldü. Soruşturma kapsamında 12 Nisan 2022’de İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Batman ve Diyarbakır’dan Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi, eski belediye eşbaşkanı, eski belediye başkan yardımcıları, belediye meclis üyeleri, partinin Parti Meclisi (PM) üyelerinin de aralarında bulunduğu 48 kişi, evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alınmıştı.
Tutuklu bulunanlar: Abdullah Bozkoyun, Atalay Bayrak, Ayşe Kaçar, Berat Anli, Erdal Avci, Eyuphan Öcal, Fecri Tayfur, Gülşen Duran, Hasan Uğur Çat, Hüseyin Daş, Hüseyin Vural, Mehmet Koyuncu, Mehmet Sarih Zümrüt, Murat Kaçar, Mustafa Demir, Necat Parıldar, Nizamettin Onar, Zana Döner.
Mahkemeye yetkisizlik itirazı
Davanın ilk duruşması olmasına rağmen iddianameyi okumayan mahkeme heyeti, yargılanan siyasetçilerin savunma yapmasını istedi.
MA’nın haberine göre mahkemenin bu tutumuna itiraz eden avukat Vedat Güleç, önce iddianamenin okunması gerektiğini söyledi: “Müvekkilim Mersin’de yakalanıp Ankara’ya getirildi. Dosyadaki sanıkların tümü başka şehirde gözaltına alınıp Ankara’ya getirildi. Mahkemenin yetkisi açısından itirazda bulunduk ama dikkate alınmadı. Diğer sanıkların ve müdafilerinin yetkiye itirazı var. Yetki itirazına istinaden ara karar verilmesini talep ediyoruz.”
Suçlama konusunun “örgüt üyeliği” olması nedeniyle müvekkillerinin gözaltına alındığı kentlerde bulunan mahkemelerin yetkili olduğuna dikkat çeken avukatlar, Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yetkisiz olduğunu söyledi. Avukatlar, iddianame okunmadan ve savunmalara geçmeden itirazları hakkında ara karar kurulmasını talep etti.
“Başsavcılığın yetki sınırı olmalı ama yok”
Tutuksuz yargılanan Osman Kaya’nın avukatı, müvekkili hakkında Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde derdest dosyasının olduğunu aktardı. Aynı suç isnadıyla Ankara’da açılan söz konusu davaya itiraz eden avukat, yetkisizlik konusunda ise şunları belirtti: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir yetki sınırı olmalı ama görüyoruz ki yetkinin bir sınırı yok. 89 sanıktan hiç Ankara’yı görmemiş olanlar var. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dilediğini Ankara’ya getiriyor” diye belirtti.
Aynı iddialarla yargılanıp beraat ettiler
Tutuklu yargılanan Ayşe Kaçar'ın avukatı, müvekkilinin Diyarbakır’da aynı iddialardan yargılandığını ve beraat ettiğini belirterek, davanın reddini talep etti.
Tutuklu yargılanan Hüseyin Daş’ın avukatı Sipan Cizreli de müvekkilinin daha önce Diyarbakır 9 ve 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığını ve beraat ettiğini kaydederek, “Bu dosyayı incelediğimizde isnat edilen suçların tarihleri dahi aynı. Bu nedenle burada açılan davanın reddini talep ediyoruz” dedi.
Tutuklu yargılanan Zana Döner’in avukatı İlyas Tekin, Döner’in Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı delillerle açılan davada ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğini söyledi. Tekin de yetki konusunda itirazda bulundu.
Avukatlar, hakkında yakalama kararı bulunan Kıyasettin Kurt’un daha önce aynı iddialarla yargılandığı davadan beraat ettiğini, tutuklu yargılanan Mustafa Demir’in aynı suçlarla açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini, tutuklu yargılanan Nizamettin Onar’ın aynı iddialarla Diyarbakır’da yargılandığı davadan beraat ettiğini, tutuksuz yargılanan Mehmet Fazıl Türk’ün aynı suçlamalarla yargılandığını ve beraat ettiğini, tutuksuz yargılanan Metin Kılavuz hakkında aynı suçlamalarla açılan 2 ayrı dosyada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, hakkında yakalama kararı bulunan Selçuk Tezgel’in Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığını ve beraat ettiğini, tutuksuz yargılanan Hüseyin Yılmaz’ın aynı iddialarla açılan ve kesinleşmiş davasının bulunduğunu belirterek mükerrer dosyalar olduğundan davanın reddini talep etti.
Soruşturma neden Ankara’da açıldı?
Avukatlar, savcılığın yetkisini aşarak iddianame hazırladığını belirterek, “Bir yıldır soruşturma hazırlığı yapılıyor. Sabah 9.30’dan beri burada bekliyoruz, hala sorguya geçemiyoruz. Bu davanın hangi temeller altında kurulduğunu, neden Ankara’da hazırlandığı siyasi atmosfer ile alakalıdır” dediler.
Tutuklu yargılanan Erdal Avcı'nın avukatı Arzu Kurt, yetki konusunda itirazda bulundu. Kurt, “Soruşturmanın Ankara’da açılmış olması objektif olmadığını gösteriyor. Avcı, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla derdest olarak yargılanmaktadır. Aynı iddia ve delillerle burada yargılanıyor, buna itirazımız var” diye konuştu.
“Diyarbakır’daki yargılamayı beğenmediniz mi?”
Tutuksuz yargılanan Burhanettin Büdüş’ün avukatı Rojin Büdüş de, yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin Ankara’da herhangi bir eyleminin bulunmadığını, İstanbul’da gözaltına alındığını ifade ederek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı delil ve suç isnadı yapılan eylemlerle açılan bir davasının olduğunu kaydetti. Büdüş, derdestlik ve yetki itirazında bulundu. Avukatlar, tutuksuz yargılanan Şefik Özbey’in Adana’da, aynı suçlamalarla açılan derdest dosyasının olduğunu dile getirdi.
Hakkında yakalama kararı bulunan Halis Bilen’in avukatı söz alarak, “Soruşturma aşamasında defalarca dilekçe yazdık. Zaten aynı iddialarla Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Diyarbakır’daki yargılamayı beğenmediniz de mi Ankara’da yargılıyorsunuz. Derdestlik ve yetkisizlik itirazımız var. Yakalama kararının kaldırılarak adli kontrole çevrilmesini talep ediyoruz” dedi.
Tutuklu yargılanan Mehmet Salih Zümrüt’ün avukatı, müvekkilinin açık kalp ameliyatı geçirdiğini aktararak, şöyle devam etti: “Raporları dosyada mevcut. Ameliyat sonrası COVID-19 oldu. Bürokratik işlemlerden dolayı tutuklandı. Şu an zor koşullarda. Tutuklulukta geçen sürenin ve kaçma şüphesinin olmadığının göz önünde bulundurularak, tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum.”
Mahkeme heyeti, avukatların itirazlarını değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
İddianame
MA’nın haberine göre, 89 kişi hakkında “örgüt propagandası” ve “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçlamasıyla düzenlenen 773 sayfalık iddianamenin 23-41 sayfaları arası “PKK/KCK Ekonomik Alan Merkezi (Mali Alan)” yapılanmasına ilişkin, 42-56 sayfaları arasında ise “Terörizmin Finansmanı Hakkında” başlıklarında.
Hakkında dava açılan 89 kişi hakkında ayrı ayrı delil tespiti ve değerlendirmeye yer verilen iddianamede, tanık ifadeleri, MASAK raporları, HTS kayıtları delil olarak gösterildi. İddianamede, kişilerin yurt dışı giriş çıkış ve HTS ortak baz kayıtlarına bakılarak PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’da Halfeti ilçesinde 2013-2014 ve 2015 yıllarında baz tespiti olduğu belirtildi.
Sanıkların IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarının protesto edilmesi amacıyla düzenlenen eylemlere katılmaları ise 25 Eylül 2014 ve devam eden günlerde Suriye sınırı Pirsus ilçesinde tespit edilen baz kayıtları gerekçe gösterildi.
Gözaltı ve tutuklama gerekçesi olarak gösterilen gizli ve açık tanık beyanları, iddianamede geniş yer tutuyor.
Kobanî davası
Kobanî davasının son olarak 20. duruşma periyodu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
(AS)