Musa Anter’in oğlu Dicle Anter: Babamı ikinci kez öldürdüler

“Babam siyasi bir cinayete kurban edildi. 30 yıl sonra mahkemeden çıkan karar da siyasi oldu. Artık ‘yargı bağımsız’ safsatası bir kenara bırakabilirler. Çünkü yargı bağımsız değil, siyasilerin elinde.”

Bu sözler 30 yıl önce 20 Eylül 1992’de öldürülen gazeteci-yazar Musa Anter’in (Apê Musa) oğlu Dicle Anter’in.

Babasını öldüren JİTEM’in yargılandığı davanın Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince zaman aşımı gerekçe gösterilerek düşürülmesi sonrası Dicle Anter duygularını böyle ifade etti. 

"Adalet sistemine bir darbe daha"

Babasının katledilmesinin üzerinden 30 yıl 1 gün geçtiğini söyleyen Anter “Bu mücadelenin sonucu bu olmamalıydı” dedi. Yaşadıklarının hem duygusal hem de hukuki boyutu olduğunu dile getiren Anter şunları söyledi:

"Ben babamla 9 yaşında tanıştım, cezaevinde. Babasıyla 9 yaşında tanışan bir çocuk olarak 10 yaşında Yeni Sabah gazetesinde Musa Anter idamla yargılanıyor haberini okuyan birisiydim.

"Çok sonra tanıdım babamı. Neredeyse tüm hayatım babamın hukuki mücadelesini yürütmekle geçti. Şimdi ise sorumluluk var. Böyle bir babanın evladı olmanın sorumluluğu var üzerimde.

"Dün mahkemeden sonra açıklamalarımda da söylemiştim. Zaman aşımı bir insanlık suçu. Şimdi yeniliyorum. Bir insanlık suçuyla karşı karşıya kaldık.

"Hem babamı ikinci defa öldürdüler. Hem de Türkiye'deki adalet ve hukuk sistemine bir darbe daha vurdular. 30 sene evvel neler yaşanmışsa bugün de aynı şey yaşanıyor. Babamın öldürüldüğü günden 1996 yılına kadar hiçbir soruşturma açılmamıştı.

"Araştırılmadı. Etkin bir soruşturma yapılmadı. Cinayetin canlı tanığı olan Abdülkadir Aygan bir kere bile dinlenmedi. 2015’ten beri 7 senedir yaptığımız bütün başvurulara bir cevap gelmedi. Abdülkadir Aygan’ın ifadesi alınmadan dava düşürüldü.

"Vicdanlarda bu dava düşmez"

"Böyle bir dava nasıl düşer? Düşmez ama. Vicdanların, bu ülkenin insanların kalbinde bu dava düşmez. Devamlı hafızlarımızda kalır. Çünkü çok hukuksuz bir karar verildi. Bu hukuksuz kararın elbette bir anısı kalacaktır.

"Babam siyasi bir cinayete kurban edildi. Çıkan karar da siyasi oldu. ‘Yargı bağımsız’ safsatası artık gündemden düştü. Yargı bağımsız değil. Yargı maalesef siyasilerin elinde.

"Adalet inancım bitti artık. Güvenim kalmadı. Özgür Gündem’de nöbetçi yayın yönetmenliği yapmış bir kişi olarak ceza yedim. Yani artık bilmiyorum adalet nasıl işliyor bu ülkede?

"Bizim en ufak bir şeyimizde pat diye cezayı kesiyorlar. Ama onlar rahat rahat, pişkin pişkin hukuku istekleri gibi kullanıyorlar, adaleti istekleri yöne çekiyorlar.

"Ama mücadeleden geri durmayacağız. Mahkemenin kararını istinafa, oradan sonuç alamazsak Anayasa Mahkemesine taşıyacağız. İç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gideceğiz.”

"Herkes taşın altına elini koymalı"

Dicle Anter, 15 Eylül’de CHP Genel Merkezinde Kemal Kılıçdaoğlu’ya yaptığı görüşmeyi de hatırlattı. “Kemal Kılıçdaroğlu aday olabilecek bir lider. Davet ettiler, gittik, görüştük. Ben de babamın durumunu anlattım. Zaman aşımı hakkındaki görüşlerimi söyledim. O da kendisi de görüşlerini söyledi. Değişim şart. Hukukun, adaletin, barışın, toplumsal barışın inşası için herkes elini taşın altına koyarsa neden olmasın. Ancak böyle yol alabiliriz.” diye ekledi.

Anter Ailesi: 30 yıldır mahkeme değil tiyatro kurmuşlar

Davayla ilgili iddianame, suçlamalar, kaç kişinin yargılandığı ve yargılama sürecine dair detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

(HA)