Fotoğraf: Twitter
Farklı hapishanelerden mahpuslar, açlık grevinde olan Gökhan Yıldırım ve Sibel Balaç ile ilgili bianet’e yazdı.
Hepsinin talebi, Yıldırım ile Balaç’ın sesinin duyulması.
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde bulunan Gökhan Yıldırım 213, Silivri Cezaevindeki Sibel Balaç 219 gündür açlık grevinde. Öncelikli talepleri adil yargılanmak. Taleplerinin arasında ayrıca, hasta mahpusların serbest bırakılması, hapishanelerdeki hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, ağırlaştırılmış infaz yasasının mahkumlar lehine değiştirilmesi de var.
“Uyuşturucuya karşı mücadele veriyordu”
Gebze Kadın Kapalı Cezaevinden yazan Selda Karataş, Yıldırım ile aynı dosyada yargılandığını, Gazi mahallesinde esnafken uyuşturucu bağımlısı olduğunu, uyuşturucuyu bırakınca buna karşı mücadele vermeye başladığını, bu sebeple tutuklandığını anlattı:
“Adalet, hak, hukuk artık anlamını yitirmiş olan kavramlar. Aynı zamanda herkesin gerçek anlamda görmek, yaşamak istediği şeyler. Bugün milyonlar adalet istiyor. Her kesimden bir meslekten inançtan milyonlarca insan farklı nedenler ve farklı taleplerle direniyor, eylem yapıyor, bir mikrofon uzatılınca isyan ediliyor, hiçbir şey yapmayan tweet atıyor. Hoş tweet atmak da kolay iş değil! Zira tehlikeli, bir sabah evinin basılmasına, tutuklanmana sebep olacak bir fiil. İktidarın kendinden olmayan her türlü sese saldırması o kadar boyutlandı ki “tweet atmak” hakikaten bir eylem biçimi oldu.
“Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinden Sibel Balaç ve Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinden Gökhan Yıldırım, 2021 yılının Aralık ayından bu yana ölüm orucu eylemi yapıyor. Birden çok talepleri var. Ancak temel talepleri adaletsizliğin son bulması. Yani milyonların talebi. Bu talep için ömürlerini ortaya koydular ve adalete olan açlıklarıyla direniyorlar.
“Adaletsiz bir yaşama mahkûm edilmek isteniyoruz. Her yerde müthiş bir adaletsizlik yaşıyor. Kimileri buna isyanını dile getiremez. Kimileri Sibel ve Gökhan gibi sadece kendileri için değil milyonlar için adalet talebini haykırır. Ölüm orucu eylemi bu yanıyla bir çığlık bir haykırıştır. Adaletsizliği yaratanlara yönelik olduğu kadar dostlara, emekçileri, yüreği onurdan adaletten yana olanlara yöneliktir. Vicdanlara seslenmek, hep beraber adalet talebini yükseltelim demek içindir.
“Zaman kum saatindeki gibi hızla ilerliyor”
“Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Özgür Tutsaklar” imzalı başka bir mektupta da mahpuslar “Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım açlıklarıyla adaletsizliğe karşı direniyorlar” diye yazdı:
“Bugün yaşanan baskılara, saldırılara karşı adalet ve özgürlük diyorlar. Hukuksuz yargılamaları teşhir ediyorlar. Bunun için canlarını ortaya koyuyorlar. Kum saatindeki gibi zaman hızla ilerliyor, geç olmadan, hayatları tehlikeye girmeden bu sesleri duyuralım.”
Sibel Balaç hakkında
Zihinsel engelliler öğretmenliği yapan Sibel Balaç, “sürgün ve mobbinge uğradığını” söyleyerek 2018 yılında görevinden istifa etti. Balaç, aynı yıl, Kanun Hükmü Kararname’yle (KHK) işinden ihraç edilen memur, öğretmen ve akademisyenlerin, Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdikleri “işimi geri istiyorum” eylemlerine katıldı.
Yüksel Caddesi’ndeki eylemcilerle birlikte 10 Aralık 2018’de gözaltına alınan Sibel Balaç, 18 Aralık’ta çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Balaç 8 yıl bir ay 15 gün hapse mahkum edildi.
Gökhan Yıldırım hakkında
35 yaşındaki Gökhan Yıldırım, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davanın gerekçeli kararına göre, “örgüt üyeliği, ulaşım araçlarının alıkonulması, kasten yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, tehdit, kamu malına zarar verme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, resmi belgede sahtecilik” suçlarından 46,5 yıl hapse ve 1800 lira adli para cezasına mahkum edildi.
TIKLAYIN - “Kardeşim 62 kiloydu, şimdi 44 kilo”
“Hakkında verilmiş birden fazla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunmasına rağmen, denetim süreleri içerisinde yeniden suç işlemek suretiyle sergilediği olumsuz kişiliği ve geçmişi, ayrıca dosya kapsamında birden fazla suç işlediğinin sabit kabul edilmesi nedeniyle, hükmolunan cezanın geleceği üzerindeki caydırıcı etkisi dikkate alınarak” cezasında indirim uygulanmadı.
- Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), bireysel başvuru istatistiklerini içeren raporuna göre mahkeme, ihlal kararı verilen başvurulardan yüzde 62,5'inde adil yargılanma hakkının, yüzde 19,1'inde mülkiyet hakkının, yüzde 4,2'sinde ise ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirledi.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de Türkiye hakkında en çok "adil yargılanma hakkını ihlal" kararı verdi. 2020 yılında, Avrupa Konseyi üyesi toplam 47 ülke arasında hakkında 173 ihlal kararı verilen Rusya’nın ardından Türkiye 85 ihlal kararı ile ikinci ülke. AİHM, 1959-2020 yılları arasında Türkiye hakkında 953 kez adil yargılanma hakkını ihlal kararı verildi.
(Lİ/AS)