Fotoğraflar: MA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Aydın Cezaevi’nden tahliye olan mahpus, aynı cezaevinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden 28 yaşındaki tutuklu Yılmaz Ekinci’yle ilgili konuştu.
MA’dan Semra Turan ve Tolga Güney’in haberine göre, adını vermek istemeyen eski mahpus, Ekinci’nin intihar etmesinin mümkün olmadığını belirtti: “Müşahede odasında bırakın kendisini asacak bir şey bulmayı, ayakkabını bile alırlar. Benim düşüncem boynu kırıldı ve daha sonra intihar süsü verdiler.”
Ne olmuştu? |
Bitlis’in Hizan ilçesinden olan ve geçen yıl Temmuz ayında “yaralama” suçundan tutuklanarak Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulan 28 yaşındaki Yılmaz Ekinci’nin, 13 Ocak’ta intihar ettiği ileri sürüldü. Cezaevi yönetimi, 1 metre 70 santim boyundaki Ekinci’nin, kendisini tutulduğu koğuşun kapısının yerden 1 metre 48 santim yüksekliğindeki demire astığını öne sürdü, ailesine, “Ekinci'nin psikolojisinin bozuk olduğunu” söyledi. Ailesi, Ekinci’nin cenazesinin çıkarıldığı müşahede odasının kapısını gören kamera görüntülerinin kendilerine verilmemesini ve asıya dair çelişkili bilgilere dikkati çekerek, iddiaları inandırıcı bulmadığını açıkladı. Şüpheli ölümün ardından Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Aydın E Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü de olaya dair vukuat raporu hazırladı. Raporda, Ekinci'nin bulunduğu koğuşta küfür edip bağırması üzerine götürüldüğü odada kendisini eşofman ipiyle astığı ileri sürüldü. |
“Oraya ne kesici bir cisim ne de ip sokabilirsin”
MA’nın ulaştığı kamera görüntülerinde, Ekinci'nin ölmeden önce gardiyanlar tarafından yaka paça müşahede odasına alındığı yansımıştı.
TIKLAYIN - Aydın Cezaevi’nde şüpheli ölüme soruşturma
Aydın Cezaevi’nde COVID-19 pandemisi sürecinde 16 kişilik koğuşlarda 28, 30 kişilik koğuşlarda da 50’ye yakın kişi tutulmaya başlandı. Toplam 870 kişilik kapasitesi olan cezaevinde, şu anda 1302 kişi kalıyor.
Aynı cezaevinde 2016 yılında şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren tutuklu Muharrem Bahçıvan’ın da koğuşunda intihar ettiği ileri sürülmüştü. 26 Mart 2022’de de kalp krizi geçiren tutuklu İbrahim Kaplan’a geç müdahale ettiği ileri sürüldü.
Aydın Cezaevi’nden tahliye edilen mahpus, olayın yaşandığı gün koğuştan Yılmaz Ekinci ile gardiyanlar arasındaki konuşmaları duyduklarını, bir süre sonra ölüm haberi aldıklarını, intihar açıklamasına inanmadıklarını anlattı:
“Çünkü girdiği müşahedede kendisini asacağı bir yer yok. Bırakın kendini asacak bir şey bulmayı, içeri girerken ayakkabını bile alırlar. Eşofman ipini de çekip alırlar. Oraya seni yalnızca pantolon ve tişörtle koyarlar. Oraya kesinlikle ne kesici bir cisim ne de ip sokabilirsin. Bundan önce de orada intihar olduğu için bu imkânsız.
“Saçlı kapının boyu 1 buçuk metre, bir insanın oraya kendisini asması imkansız. Yılmaz dik dursa, kapının boyunu geçiyor. Ancak kendini dizden bağlayacaksın, birisi de seni kaldırıp oraya asacak. Ben olaydan sonra müşahedeye girdiğimde, Yılmaz nasıl yapmış olabilir diye düşündüm. Kapı göbeğime geliyordu. Burada birinin intihar etmesi mümkün değil. Benim düşüncem, boynu kırıldı. Daha sonra intihar süsü verdiler.”
“Ölümünün fark edildiği saatin görüntüsü yok”
Ekinci’nin ölümüyle ilgili aileye verilen cezaevi görüntülerini izleyen eski tutuklu, görüntülerin eksik olduğunu ifade etti:
“Merdivenden çıkarıp odaya soktukları zaman ve ölümünün fark edildiği saatlerin görüntüleri yok. Önemli olan o görüntüler. Sadece Yılmaz’ı merdivenden çıkarırken ki görüntüler var. Görüntülerin eksik olması onu dövdüklerini gösteriyor.
“Zaten normalde kimi müşahede koğuşuna koysalar vuruyorlar. Ben de 4-5 kere müşahedeye girdim. Beni de vura vura içeri soktular. Müşahedede merdiven boşluğu ile ikinci kata dönen kısım arasında da kamera yok. Orada şiddet uygulayarak, hiçbir şey yokmuş gibi devam ediyorlar.
“Yılmaz intihar etmişse bile, o gün müşahedede bulunan gardiyanın ihmali var. Gardiyanın saat başı odaları kontrol etmesi gerekiyor. Ama akşamdan atılırsan, sabaha kadar gardiyan gelip sana bakmaz. Ben mesela yattığımda, sabaha kadar kapıya vurdum ama gelip bakan olmadı. En son sabah sayımında geldiler.” (AS)