Haberin İngilizcesi için tıklayın
Eskişehir'de Gezi Direnişi sırasında polis ve sivillerce darp edilerek hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın abisi Gürkan Korkmaz, "Katillerin cezasız kalması manevi olarak bizim adalet duygumuzu öldürdü" diyor.
Gezi Davası kararları ile ilgili de konuşan Korkmaz kararların ne hukukla, ne adaletle, ne de vicdanla açıklanabilecek bir yanı olduğu görüşünde.
25 Nisan'daki Gezi Davasında İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası verdi.
Abi Korkmaz Gezi Davasındaki kararlarla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Gezi'de öldürülen gençlerin katilleri cezasızlıkla ödüllendirilip, birçoğu mahkeme huzuruna, yargı karşısına getirilmezken Gezi'de sırf ağacı koruduğu için, sırf sesini yükselttiği için arkadaşlarımıza müebbet hapis ve 18 yıl gibi ağır hapis cezaları hükmedildi. Bu durum ne hukukla, ne adaletle, ne vicdanla açıklanabilir.
"İsmail'in katillerinden en ağır cezayı alan 10 yıl aldı ve 3 yıl 4 ay yatıp serbest bırakıldı. Böyle bir ortamda Mücella Yapıcı'nın, Can Atalay'ın, Osman Kavala'nın ya da diğer arkadaşlarımızın müebbet ve 18 yılla cezalaandırılması akıl almaz ve adalete sığmaz bir durum."
"Mücella Abla ve diğer tutukluları ziyarete gideceğim"
Korkmaz, tutuklananlarla Gezi'den beri dayanışmayı sürdürdüklerini belirtiyor:
"Can Atalay gerek Ali İsmail Vakfı'nın kuruluş sürecinde, gerek yargılama sürecinde, gerekse İsmail'in davası sürecinde bir avukat ve arkadaşımız olarak sürekli yanımızdaydı. Mücella Yapıcı zaten, biliyorsunuz, her yerdeydi, hep yanımızdaydı. Özellikle Can ve Mücella Abla sürekli iletişim halinde olduğumuz insanlardı.
"İzin alabilseydik Mücella Ablayı ziyarete gidecektik. Annem için izin alamadık, yakını olmadığından ötürü özel izin gerekiyor. Ama ben avukat olduğum için Mücella Ablayı ziyarete gideceğim. Annem Berkin'in annesinin, Gülsüm annenin yanına gidecek. Bugün (6 Mayıs) Deniz Gezmişler'in anması da var. Oraya da katılacağız."
"Soruşturma 38 gün pasif bir şekilde yürütüldü"
Gürkan Korkmaz kendi dava süreçlerini anlatıyor:
"Olay Eskişehir'de oldu. İsmail 38 gün komada kaldı. 38 gün boyunca soruşturma pasif bir şekilde yürütüldü. Ali İsmail'in vefatıyla birlikte kamuoyu etkisiyle soruşturma hızlandı, katiller, failler tespit edildi.
"Ama normalde Eskişehir mahkemeleri yetkili olmasına rağmen Adalet Bakanlığı'nın güvenlik sebebiyle almış olduğu bir kararla davayı Eskişehir'den Kayseri'ye kaçırdılar. Ki normalde Eskişehir güvenlik sebebiyle davaların taşındığı bir şehirdir.
"Ama bu defa bir Gezi Davası olduğu için Eskişehir güvenli şehir olmadı. Ki orada kimin güvenliği? Katilin güvenliği mi mağdur güvenliği mi? Bu da tartışmalı."
"Verilen ceza adaletten yoksun bir karardı"
Gürkan Korkmaz, süreci manevi ve hukuki açıdan yıpratıcı bulduğunu söylüyor:
"Bilirkişi kayıtları bariz kasten adam öldürmeyi işaret etmesine rağmen kasten yaralamanın ölümle sonuçlanmasından dolayı katiller ceza aldı. Orada verilen ceza da adaletten yoksun bir karardı.
"Bizim evladımızı, kardeşimizi öldürdüler. Bunun acısı zaten bizi parçalayan, üzen bir şeyken bir de katillerin cezasız kalması manevi olarak bizim adalet duygumuzu öldüren bir durumdu.
"Ali İsmail Korkmaz davasında ezber bozan bir durum oldu. Kamuoyu baskısıyla 2 sene içinde sonuçlanmıştı. 2015 Ocak ayında karar verilmişti. Hem oluşan ciddi kamuoyu baskısı, medyada yer bulması, görüntülerin ortaya çıkması ve avukatların ciddi emeği ile bizim davayı çok uzatamadılar. Dosya hazırdı ve çok bekletemediler."
"En çok cezayı alan 3 yıl 4 ay yatıp çıktı"
"En ağır cezayı alan polis 13 yıl civarı ceza aldı sonra iyi hal indirimi ile 10 yıl 8 aya düşürüldü. Sonra zaten ilk soruşturmayla birlikte tutuklanmışlardı, cezaevindelerdi. Ama 15 Temmuz 2016'da, 15 Temmuz Darbesi sonrası 19 Temmuz'da infaz yasası değişikliği oldu. Orada Ali İsmail'in katilleri de infaz yasasından yararlandı.
"Yasadan yararlanarak 10 yıl 8 ay yerine 5 yıl 4 ay cezaevinde yatması ve iyi halden ötürü 2 yılı da dışarıda geçirmesine karar verildi. Yani en çok cezaevinde kalan Mevlüt Saldoğan 3 yıl 4 ay cezaevinde yatıp çıktı.
"Hatırlarsanız Gezi Davası'na da mağdur sıfatıyla katılmıştı. Gezi'den dolayı mağdur olduğunu, mesleğini kaybettiğini ve dolayısıyla Gezi olaylarından mağdur olduğuna ilişkin bir beyanda bulunmuştu."
Berkin'in, Ethem'in, Abdullah'ın davaları
"Ali İsmail'in davası bu süreçte istisna oldu ama mesela Ahmet Atakan'ın henüz soruşturması bile yok. Berkin'in, Ethem'in, Abdullah Cömert'in davası ya sürüncemede bırakıldı ya da sümen altı edildi.
"Onlara adalet uğramazken 9 sene sonra, dayanaktan yoksun, saçma iddialarla arkadaşlarımızın 18 yıl ve Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis alması hukuktan bağımsız, siyasi bir karar.
"Aynı dosyaya bakan, aynı yetkinlikte 3 hakimden ikisi en ağır cezayı öngörürken birinin dosyanın tamamen dayanaktan yoksun olup beraatını gerektirdiğini söylemesi hukuki bakış açısı ile siyasi bakış açısı arasındaki zıtlığı ve uçurumu çok açık gözler önüne seriyor."
(MD/AÖ)
- Sami Elvan: Tutuklananlar kendi ailemiz gibiler
- Gürkan Korkmaz: Katillerin cezasız kalması adalet duygumuzu öldürdü
- Adnan Cömert: "Hakkınızı aramayın, öldürüldüğünüzde kalın" diyorlar
- Mehmet Yıldırım: Medeni'ye olan borcumuz mücadele etmek
- Nuray Gedik: 9 yıl sonra ikinci bir darbe yedik
- Emsal Atakan: Oğlumu öldürenlere dokuz yıldır bir soruşturma bile açılmadı
- Ali Ayvalıtaş: Gezi kararı çıktığında kapımızda polis bekliyordu
- "Gezi hassasiyeti Sarısülük davasında polisin kollanmasında kendini gösterdi"
- Gezi Aileleri Direniyor: 9 yıldır devam eden mücadele