* Fotoğrafta; Emir Karakum ve tutuklu arkadaşı Rıdvan Akbaş'ın annesi Sabire Akbaş, çalıştığı pazarda.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Emir Karakum, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarih bölümünden mezun.
Geçen yıl, tutuklanan arkadaşı Rıdvan Akbaş ile ilgili bianet’e mektup yazmış, arkadaşının “basın açıklamasına katılmak”, “slogan atmak” gibi sebeplerden hapishanede olduğunu anlatmıştı. (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) öğrencisi Rıdvan Akbaş haberlerimize daha önce de yansımıştı, Ankara’da öğrenci eylemlerine açılan davada dört örgüte üyelikten yargılanan öğrencilerden biriydi, beraat etti.)
Şimdi Emir Karakum’un kendisi hapishanede, Bafra T Tipi Hapishanesinde.
İtirafçı beyanları kanıt gösterilerek tutuklandı.
Bu kez de üniversiteden arkadaşı Betül, Emir’in durumunu anlatan bir mektup yazdı ve arkadaşının hapishanede maruz kaldığı fiziki ve psikolojik şiddeti anlattı.
SEGBİS’le tutuklandı, Mehter Marşıyla dövüldü
Avukatı Ceren Yılmaz bianet’e yaptığı açıklamada, Emir’e hapishanede işkence yapılırken Mehter Marşı dinletildiği bilgisini verdi.
Avukat Yılmaz, “Emir’in Bafra T Tipi Hapishanesine girişte ağır şekilde darp edildiğini, kendisi bir ay sonra gittiği görüşte bile yüzündeki morluk ve şişlikleri gözlemlediğini” söyledi.
“Operasyon İstanbul merkezliydi ancak Emir Samsun’da gözaltına alındı ve hakimliğe Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanarak tutuklandı. İlk olarak Samsun Hapishanesine götürüldü, burada siyasi mahpus koğuşu yoktu. Açlık grevine başlayınca Bafra’ya sevk edildi.
“Bafra Hapishanesinde hukuki statüsü tutuklu olmasına rağmen, ağırlaştırılmış müebbet hapis koşullarında tutuluyor. Tek kişilik hücrede tutuluyor ve hücrenin havalandırması yok. Günde bir saatliğine başka bir havalandırmaya götürülüyor ama burada da tekbaşına kalıyor. Sadece gardiyanları görebiliyor.
Hapishane girişinde maruz kaldığı “Mehter Marşlı” işkenceye dair Emir’in suç duyurusu yaptığını belirten avukat Yılmaz, suç duyurusuna, “gardiyanların güvenliği sağlarken zor kullanma yetkisini aşabileceği” gibi bir gerekçeyle takipsizlik kararı verildiğini ifade etti.
Emir Karakum “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı, soruşturma devam ediyor henüz iddianame hazırlanmadı.
Ceren Yılmaz, Emir’in ve ailesinin Bafra’dan, yargılamanın yapılacağı İstanbul civarındaki hapishanelere sevkini istedikleri de ekledi.
“Ziyaret yasağı, iletişim ve hücre cezası var”
Betül de mektubunda, gözaltı sürecini ve hapishane koşullarını şöyle anlattı:
“Emir, 3 Aralık 2021’de, Cuma günü İstanbul merkezli bir operasyonla gözaltına alındı. 6 Aralık'ta Samsun Adliyesinde tutuklanıp Samsun T tipi Hapishanesine götürüldü. Hapishanede birçok hak ihlali ile karşılaştı. Havalandırma hakkı sabah 7.30 akşam 17.00 olmasına rağmen bu hak 25 gün boyunca ihlal edildi. Orada kaldığı süre boyunca yalnızca bir saat havalandırmaya çıkarıldı.
“20 Aralık Pazartesi ve 22 Aralık Çarşamba günü art arda hapishanede görevli bulunan gardiyanların sözlü tacizine ve fiziki işkencesine maruz bırakıldı. Yaşadığı hak ihlallerini ve kendine uygulanan şiddeti ailesine, avukatlarına ve gazetelere bildirdiği mektup ve fax’lar sansürlendi.
“Ardından 31 Aralık Cuma günü Samsun T tipi hapishanesinden Bafra T tipi Hapishanesine sevk edildi. Oraya gittiği ilk gün gardiyanlar tarafından çıplak aramaya ve hakaretlere maruz kaldı.
“Yaşadığı kötü muamelelere karşın, çıplak aramayı onursuz olduğu gerekçesiyle kabul etmediği için karşı çıkmak istedi ve sonucunda kendisine dört gün hücre cezası verildi. Şu an bulunduğu hapishanede de havalandırma hakkı ihlal ediliyor.
“Tutuklu olmasına rağmen kendisine ağırlaştırılmış müebbet koşulları dayatılıyor. Sağlık durumu, hapishanede gördüğü işkencelerin sonrasında iyice kötüleşmiş durumda.
“Avukatları ile görüştüğümde kendisine keyfi iletişim cezaları verildiğini öğrendim. Emir'in şu an 4 ay ziyaret yasağı, 1 ay telefon ve 5 gün hücre cezası var.”
Fotoğrafta Emir, annesi Birsen Karakum ile.
"Küfür eden onlar, ceza alan benim çocuğum"
Annesi Birsen Karakum da bianet’e yaptığı açıklamada, “Çocuğum bir aylık destek açık grevi yapmıştı, 10 Mart’ta sayıma gelen gardiyan oğluma ‘Sen daha ölmedin mi’ demiş. Bu soğuklarda yazlık battaniye ile yatmak zorunda kaldı, en son hapishaneyle görüştüm, kışlık battaniye verdiklerini söylediler ama bu soğukları yazlık battaniye ile geçirdi” dedi.
“Çocuğum çıplak aramaya maruz kaldı, küfür hakaret edildi. Çıplak aramaya direndiği için de görüş ve telefon yasağı verildi. En son 16 Şubat’ta açık görüşüne gidebildik.
“Küfür eden onlar, çıplak arama yapan onlar. Ceza alan benim çocuğum. Hapishane girişinde dövülürken kafasına da darbe almış. Zaten rahatsızlıkları da var.
“Geçtiğimiz Pazartesi hapishane ile görüştüm, Salı günü görüşü var dediler. Babası birkaç saatlik yoldan hapishaneye gitti, görüş yasağı var diyerek görüştürmediler. İmkanlarımız da kısıtlı, ona rağmen gitti ama göremedi çocuğunu.
“Görüşe girerken biz de üç ayrı detaylı aramadan geçiyoruz, saatlerce bekleyip girebiliyoruz. Görüş yapmamamız için uğraşıyor gibiler…” (AS)