* Fotoğraf: AA
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz'da ırkçı saldırı sonucunda katledilen 7 kişilik Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs 2021’de Çalık ve Keleş ailesinin gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin 9 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, Konya 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Dava kapsamında tutuklu yargılanan Ali Keleş (Veli oğlu) ve Lutfi Keleş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) duruşmaya bağlanırken, tutuksuz sanıklar Ali Çalık, Ali Keleş, Ayşe Keleş, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Veli Keleş ve Yahya Çalık salonda hazır bulundu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ali Keleş (Veli oğlu) ve Lutfi Keleş'in tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 11 Şubat'ta erteledi.
Duruşmada iki savcı yer aldı
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya Dedeoğulları ailesinin kalan tek üyesi Çetin Dedeoğulları ile çok sayıda akrabalarının yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Haklarında Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcı Ümit Dede, HDP milletvekilleri Murat Çepni, Hüda Kaya, Zeynel Özen ile parti yöneticileri katıldı.
Mezopotamya Ajansı'nın (MA) haberine göre, avukatların yoğun katılım sağladığı duruşmada, yoğun bir polis kalabalığı vardı ve ayrıca duruşmada iki savcı yer aldı.
Ali Keleş’ten çelişkili ifadeler
Duruşmada ilk olarak tutuklu yargılanan Ali Keleş'ten (Veli oğlu) iddianameye dair savunması alındı. Keleş, katledilen Barış Dedeoğulları'nı suçlayan söylemlerde bulundu. Dedeoğulları'na saldırdıkları olayın yolda gerçekleştiğini ileri süren Keleş, "Kimse onların evinin bahçesine girmedi" dedi.
Keleş'in savcılık ve emniyet ifadesinde, farklı söylemlerde bulunduğu oraya çıktı. Emniyet ifadesinde Metin Dedeoğulları'na yumruk attığını söyleyen Keleş, savcılık ifadesinde odunla vurduğunu söyledi. Olay sırasında silah sesi geldiğini belirten Keleş, silahın kim tarafından sıkıldığını bilmediğini iddia etti. Keleş’in savcılık ifadesinde ise silahın Yaşar Keleş tarafından sıkıldığını belirttiği ortaya çıktı.
Mahkeme başkanın "Kimin silahı sıktığını bilmiyorum dedin, savcılık ifadesinde Yaşar Dedeoğulları'nın ismini vermişsin" sorusuna Keleş, "O zaman bana öyle söylediler, ben de ifademi öyle verdim" dedi.
İddia makamının, "Mağdur beyanlarında anlatım farklı, evin duvarına atlayarak saldırdığınız söyleniyor ne diyorsun" sorusuna karşı Keleş, bunun “yalan” olduğunu söyledi.
Lutfi Keleş’ten “yolda yaşandı” iddiası
Ardından tutuklu sanık Lutfi Keleş'in iddianameye karşı savunması alındı. Olayın yolda yaşandığını iddia eden Keleş, eline geçirdiği sopayla saldırıda bulunduğunu itiraf etti.
Olay sırasında silah sesini duyduğunu belirten Keleş, silahın Yaşar Dedeoğulları tarafından ateşlendiğini iddia etti. Bahçe içinde tüfek kartuşlarının bulunduğunu söyleyen mahkeme başkanına ise Keleş, "Yaşar kendisi alıp bahçesine götürmüştür" yanıtını verdi.
Mahkeme başkanının, "Yaşar Dedeoğulları zaten yaralı, kartuşları toplayıp bahçeye mi götürdü" sorusuna Keleş, "Bilmiyorum, karanlıktı görmedim" dedi. Mahkeme başkanının, "Emniyet ifadesinde, bize doğrulttu ve 4 el ateş etti" hatırlatması üzerine Keleş, "Orada yanlış anlaşılma olmuş, önce havaya ateş etti, bana doğrulttu ama ateş etmedi" şeklinde ifadesini değiştirdi.
Sanık avukatları sanığa, "Başka Kürt komşuların var mıydı, Dedeoğulları ailesiyle Kürt-Türk sorunu yaşanıyor muydu" sorusunu sordu. Mahkeme başkanı, "Başka mecralara çekilmesin" gerekçesiyle sorunun sorulmasını reddetti.
Tutuksuz Ali Keleş: İftardaydık
Tutuksuz yargılanan sanık Ali Keleş, olay akşamı evde iftarda olduklarını belirtti. İftardan sonra dayıoğlu Ali Keleş’in kendisini arayıp kavga ettiklerini söylemesi üzerine olay yerine gittiğini söyledi. Keleş, “Gittiğimizde ambulans ve polis de oradaydı. Saat kaçta gittiğimizi tam olarak hatırlamıyorum” dedi.
Kendisine kimsenin vurmadığını belirten Keleş, “Dedeoğulları ailesiyle hiçbir husumetim yoktu. Soy isimlerini bile bilmiyordum” iddiasında bulundu.
Olay akşamı hiçbir silah sesi duymadığını söyleyen Keleş, mahkeme başkanının “Elinde atış artıkları tespit edilmiş. Buna dair ne diyorsun?” sorusuna, “Kurusıkı bir silahım var, iki üç gün önce sıkmıştım. Silahı Ramazan da kullanıyordu” cevabını verdi. Mahkeme başkanı, "Elini hiç yıkamadın mı" sorusuna Keleş, "Bir gün önce de sıkmış olabilirim, tam hatırlamıyorum" yanıtı verdi.
İddia makamının “Kavga esnasında elinde bir bıçak olduğu söyleniyor doğru mu" sorusuna, “Kesinlikle ortada hiçbir bıçak yoktu. Kabul etmiyorum” diye cevap verdi.
Ayşe Keleş’in ifadesi
Tutuksuz sanık Ayşe Keleş'in de iddianameye dair savunması alındı. Mahkeme başkanı, 10 yıl önce yaşanan olayı sordu. Keleş 10 yıl önce yaşanan olayda Dedeoğulları ailesinden şikayetçi olduğunu, 10 yıldır hiçbir sorun yaşamadıklarını ileri sürdü.
Hiçbir şey yapmadığını iddia eden Keleş, "Kimin kime vurduğunu görmedim, yüzler görünmüyordu" dedi. Karanlık olduğunu söyleyen Keleş, Yaşar Dedeoğulları'nın silahla havaya ateş ettiğini gördüğünü iddia etti.
Keleş, karakolda verdiği ifadede kimin ateş ettiğini görmediğini söylediğini hatırlatan mahkeme başkanına, o zaman şokta olduğunu belirtti.
Yahya Çalık’ın ifadesi
İfadesinde Yaşar Dedeoğulları’nın evinin önünden geçerken olayı gördüğünü belirten tutuksuz sanık Yahya Çalık, kimin kime vurduğunu görmediğini ileri sürdü. Kimseye vurmadığını iddia eden Çalık, Dedeoğulları'yla hiçbir sorunu olmadığını söyledi.
Aileye polis müdahalesi
Çalık'ın savunması sırasında Dedeoğulları ailesinin yakınları, "Yalan söyleme" diyerek karşı çıktı. Dedeoğulları ailesini susturmaya çalışan polise tepki gösteren aile yakınları, "Onlara engel olmuyorsunuz, bize oluyorsunuz" dedi. Bunun üzerine, polis ile aile yakınları arasında arbede yaşandı.
Polis, Dedeoğulları ailesi yakınlarını yere yatırarak darp etti. Bu sırada heyet salonu terk etti. Daha sonra polis ekipleri duruşmayı izleyenleri dışarı çıkardı.
İzleyicilere kapalı olarak devam eden duruşma, arbede nedeniyle dışarı çıkarılan sanık ve müştekilerin dinlenememesi nedeniyle mahkeme heyeti tarafından tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek ertelendi.
Avukatlardan erteleme talebi
Çıkan arbede sonrası ara verilen duruşmaya, sadece milletvekilleri, taraf avukatları ve gazeteciler alındı.
Söz alan Dedeoğulları ailesinin avukatları, Çetin Dedeoğulları'nın duruşmaya alınmamasını kabul etmediklerini belirterek, bu haliyle yapılması durumunda duruşmanın ertelenmesi talebinde bulundu.
Mahkeme başkanı, SEGBİS kayıtlarında ve mahkemenin aldığı kayıtlara göre, çıkan arbedenin müşteki Çetin Dedeoğulları'yla başladığı ve devam ettiğini söyledi. Bu haliyle müşteki vekilinin Çetin Dedeogulları'nın duruşma salonuna alınması yönündeki talebin reddine karar verdi.
Dava avukatlarından Sebahat Gençtarih, "Tarafların yokluğunda yargılamayı sürdürmeyi planlıyorsunuz, bu doğru değildir. Deniz Poyraz davasında da aynı gerginlik yaşandı ama sonrasında mahkeme başkanı herkesi salona aldı. Ailenin kalan tek ferdinin burada bulunma talebi var" dedi. Gençtarih, aksi durumda duruşmanın ertelenmesini talep etti.
Savcı kapalı duruşma istedi
İddia makamı duruşmanın kapalı görülmesi kararının verilmesini istedi.
Dava avukatlarından Atila Kart ise, "Çetin'e yönelik verdiğiniz bir uyarı yok. Çetin'le birlikte çok sayıda kişi tepki gösterdi. Oradaki polisin orantısız müdahalesi de ayrıca tartışılmalı. Adil yargılama adına, yeni bir mağduriyete yol açmayalım. Mahkemeyi fevri tepki vermekten çekinmeye davet ediyorum. Kapalılık kararı verilse dahi Çetin'in içeri alınmamasının gerekçesi olamaz" diye belirtti.
Arbede nedeniyle dışarı çıkarılan sanık ve müştekilerin dinlenememesi nedeniyle mahkeme heyeti tarafından tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma ertelendi.
Ne olmuştu?
Konya'nın Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi'nde yaşayan Dedeoğulları ailesi 30 Temmuz'da kendi evlerinde silahlı saldırıya uğramış, saldırganlar yedi kişiyi öldürerek evi ateşe verip kaçmıştı.
Olay yerine ihbar üzerine giden polis, Yaşar Dedeoğlu, Barış Dedeoğlu, Serpil Dedeoğlu, Serap Dedeoğlu, İpek Dedeoğlu, Metin Dedeoğlu ve Sibel Dedeoğlu'nun cansız bedenlerini bulmuştu.
Olaya ilişkin yürütülen soruşturmada katil zanlısı Mehmet Altun'un da aralarında bulunduğu Keleş ve Çalık ailelerinden 11 kişi hakkında "Canavarca Hisle Tasarlayarak Yedi Kişiyi Kasten Öldürme", "Azmettirme", "Yakarak Mala Zarar Vermeye Azmettirme" suçlarından dava açılmış, Keleş ve Altun ailelerinden 11 kişi tutuklanmıştı.
Konya 5. Sulh Ceza Hakimliği'nde 7 Ekim'de görülen katliam davası kapsamında daha önce 12 Mayıs'ta gerçekleşen saldırı nedeniyle tutuklan Ali Keleş ve Lütfi Keleş'in bu dosya kapsamında da tutuklanmasına karar verilmiş, dosyadaki tutuklu sayısı 13'e yükselmişti.
12 Mayıs saldırısı
24 yıldır aynı mahallede yaşayan Dedeoğulları ailesi katliamdan yaklaşık 2 ay önce, 12 Mayıs 2021'de yaklaşık 60 kişilik ırkçı bir grubun saldırısına maruz kalmıştı.
Saldırıyı "Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız" tehditleriyle düzenleyen grup, yedi kişilik aileyi ağır yaralamıştı. Saldırının ardından tutuklanan yedi kişiden beşi tahliye edilmişti. Ali Keleş ve Lütfi Keleş'in tutuklu yargılandığı dosya kapsamında toplam 9 sanık yargılanıyor.
Ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut, katliam öncesinde ailenin korunması noktasında yeterli güvenlik önlemleri almayan mülki idare amirleri, il ve ilçe emniyet müdürleri ile koruma tedbirini yanıtsız bırakan dosyanın savcısı ve sulh ceza hâkimi hakkında "görevi ihmal" suçundan şikâyette bulunmuştu.
(TP)