Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Artvin Hopa'da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011'deki mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin sıktığı biber gazı sonucu yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümü ile ilgili dava Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti, avukatların sanıklar mahkemede dinlensin talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 6 -7 Ocak 2022'de. Ara karar sonrası adliye önünde basın açıklaması yapıldı.
“Metin Lokumcu onurumuzdur” yazılı pankartın arkasında bir araya gelen sivil toplum örgütleri temsilcileri ve siyasiler, bir sonraki duruşmaya katılım çağrısı yaptı.
Eyüboğlu: Sanıkların gözlerine bakacağız
İlk olarak konuşan Metin Lokumcu Ailesi’nin avukatı Meriç Eyüboğlu, şunları söyledi:
Yine her zamanki gibi çok sayıdaki dostumuz, arkadaşımız buraya geldi. Biz sabah geldik SEGBİS’le de olsa göreceğiz diye düşündük. Fakat minik karelerde çok bulanık bir görüntü ile karşılaştık. Ses çok yankılandı duyulmadı. Aynı anda çok sayıda gürültü geliyordu. Hatta başka davadaki konuşmalar bizim davaya yansıdı.
”Sanık konuşsa da anlamadık. Dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü’ydü sanık. Bizim söylediklerimizi o duymadı, biz onu duymadık. Biz de yargılamanın böyle yapılamayacağını söyledik.
"Aranın ardından, SEGBİS ısrarından mahkemenin vazgeçtiğini gördük. Bu davada yargılananların buraya gelmesine karar verdi. Biz heryerinden Türkiye’nin her yerinden kalkıp geliyorsak onlar da gelecek. Bizim gözümüze bakıp ifade verecekler. Biz de onların gözlerine bakacağız.”
Lokumcu Ailesi: Umarım daha kalabalık olacağız
Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu şöyle dedi:
”Adaletin bir kırıntısı olduğu konusudna bir filiz verdiler. Biz 6 Ocak’ta burada olacağız umarım daha kalabalık olacağız.
Yücel: 10 yıl 6 ay 20 gündür adalet arıyoruz
İzmir Baro Başkanı Avukat Özkan Yücel de şöyle seslendi:
"Metin Lokumcu bu ülkede yurttaşlar için doğa için mücadele ederken katledildi. Biz 10 yıl altı ay 20 gündür adalet arıyoruz. Biz bunun çabası içindeyiz. Dava faillerin cezalandırılacağı bir sürece gidicek olması bizi mutlu edecek. Onun mücadelesi bunu hak ediyor. Biz bu mücadelin parçası olmaya mücadele etmeye devam edeceğiz.
Arcan: Metin hocamızın mirasına sahip çıkacağız
Avaukat Sercan Arcan da şöyle dedi:
Yıllardır verdiğimiz bir mücadele var. O yıllardır deresine, dağına sahip çıkanların kendisine sahip çıkmasını istiyordu. Bu dava Hopa’dan kaçırıldı. Asliye C"eza’dan Ağır Ceza’ya taşındı dava. Bu davada daha fazla sorumluluğu olan başkalarının da olduğunu biliyoruz. 6-7 Ocak’ta burada olacağız. Metin hocamızın mirasına sahip çıkacağız.
Kadıgil: ”Bu dava hepimizin davası”
TİP milletvekili Sera Kadıgil de şöyle seslendi:
Hopa’da tek bir gaz fişeği olmadığıı sırf başbakan gelecek diye çevre illerden gaz getirildiğini öğrenmiş olduk. SEGBİS’le dinlenmeleri konusunda bir saçmalığa maruz bırakıldık. Avukatların inadı sayesinde sanıkların buraya getirilmesine karar verildi. Bu dava sadece Metin Lokumcu’nun davası değil artık hepimin davası.
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen de şöyle dedi:
”Yıllardır mücadele eden bu avukatlar sayesinde bugünkü kazanım oldu. Bir sonraki duruşmada yine burada olacağız.”
TIKLAYIN - 10 soru/10 yanıt: Metin Lokumcu için adalet
TIKLAYIN - Metin Lokumcu davası: Süreç nasıl ilerleyecek?
31 Mayıs 2011'de Hopa'da Neler Oldu?Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim gezileri kapsamında il merkezi yerine bir ilçede miting yapmayı tercih etti. Erdoğan'ın mitingi Hopa sahil dolgu alanında bulunan festival alanında gerçekleşecekti. Başbakan'ın kentlerine geleceğini öğrenen Hopalılar, hidroelektrik santraller ve çay tarımında yaşanan sorunlar üzerine Hopa meydanında basın açıklaması yapmak istediler. Henüz mitinge saatler vardı, henüz Başbakan kente gelmemişti ama basın açıklaması çok sert polis şiddetiyle karşılaştı. HES'lere karşı yaşamı savunmak için horona duranları, çay üreticilerinin hakları için el ele tutuşanları gazlarla boğmak istediler. Metin Lokumcu da, Hopa meydanında, tüm şehri gazla boğmak isteyenlere karşı oradaydı. Korkmadan, yılmadan, cesurca yürüdü üstlerine, "Yeter be" dedi "Yeter, bunalttınız beni". Sonra ellerini arkasına götürdü, kendisini çocukları için feda edercesine haykırdı: hayde alın beni, alın da kurtarın memleketi! Lokumcu; Başbakanı'nın korumaları ve polislerin yoğun kimyasal gazlı saldırısına fazla dayanamadı, ikinci kimyasal gaz bombardımanından sonra meydanda bekleyen ambulansa doğru götürülürken, ambulansın altına yeniden gaz fişeği atıldı. İyice ağırlaştı, Hopa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Tüm Hopa'nın gaz altına kalmasının, bu gaz kapsülleri nedeniyle bir lokantanın çatısının yanmasının, hedef gözeterek atılan gaz fişekleriyle kafasından, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralananların haberleri kulaktan kulağa yayıldıkça protesto için daha çok kişi sokaklara çıktı. Metin Lokumcu'nun ölüm haberi bardağı taşıran son damla oldu. Ağır polis şiddeti nedeniyle çok sayıda Hopalı yaralandı, hastane önünde bekleyenler de bu şiddete maruz kaldı. Hopa'da ismi konmamış sıkıyönetim ilan edildi; siyasi partiler, dernekler, oteller, kahvehaneler basıldı. O gece yapılan nokta operasyonlar ile 60 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Telefon hatları ve internet bağlantıları kesildi. Hopa kent merkezine giriş-çıkış yasaklandı... Metin Lokumcu'nun ölüm haberi üzerine Hopa'da başlayan protestolar hızla yayıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok kentte Metin Lokumcu'nun polis şiddetiyle öldürülmesi protesto edildi. Türkiye'nin her yerinde 100'lerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı. Hopa'da gözaltına alınanlar, ailelerine ve avukatlarına haber verilmeksizin bir gece yarısı Erzurum'a kaçırıldı. Uzun ve zorlu gözaltı sürecinin sonunda tutuklanan 17 kişi, Erzurum Yüksek Güvenlikli Cezaevine götürüldü. 7 ayı aşkın süre hapishanede kaldı. |
(EMK)