“Suç delillerinin VERBATIM marka 32 GB’lık hafıza kartından çıktığı iddia ediliyor. Emniyet’in raporunda da bu belleğin incelemesi yer alıyor. Ancak İdil Kültür Merkezi’ne bu dijital materyallerin ‘ele geçirildiği’ operasyon 14 Ekim 2020 tarihinde yapıldı. İmaj raporlarının alınma tarihi ise 13 Ekim 2020, operasyondan bir gün önce.”
İhraç edildikten sonra “işimi istiyorum” eylemi yapan ve halen tutuklu bulunan Nuriye Gülmen’in yargılandığı davanın gelecek duruşması 21 Ekim 2021'de.
Avukat Oğuzhan Topalkara duruşma öncesi bianet’e yaptığı açıklamada, yukarıda açıkladığı üzere dijital delil olarak sunulan hafıza kartıyla ilgili “tarih uyuşmazlığı” bulunduğunu söyledi.
“Bulacakları deliller Emniyet’in elindeydi”
Avukat Topalkara, “14 Ekim 2020'de İdil Kültür Merkezinde ele geçirildiği iddia edilen örgütsel yazışmalar içeren dijital materyallerin imajı 13 Ekim 2020'de alındı ve üzerinde inceleme yapıldı, yani bir gün önce İdil Kültür Merkezinde bulacakları şeyler zaten Emniyet'in elindeydi” dedi.
Topalkara, “Yapılacak olan operasyon ve kurgudan habersiz bir siber şube görevlisinin programı açıp imaj işlemine başlaması ile bu durum ortaya çıktı” iddiasında bulundu.
Oğuzhan Topalkara, “İmaj çıkarma raporunun ilk sayfasında imaj raporlarının 13 Ekim 2021 tarihinde alındığı yazıyor. İmaj alma raporları teknik bir programla yürütülür, HASH değerlerine* dair hassas tespitler içerdiğinden elle müdahale edilemez” bilgisini verdi.
“Bu dijitallere olan atıfla, Nuriye Gülmen bir yılı aşkın süredir tutuklu. Dijitallere dair tüm taleplerimiz ise reddediliyor, biz ise gerçekleri başka bir dosyada ancak öğrenebiliyoruz.”
Elde edilme: 14 Ekim, inceleme: 13 Ekim
İl Emniyet Müdürlüğü’nün 13 Kasım tarihli yazısında, dijital delillerin 14 Ekim 2020’deki operasyonla ele geçirildiği ve mahkeme dosyasına gönderildiği ifade ediliyor:
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliği imaj raporunun tarihi ise 13 Ekim 2020:
Dijital deliller de 4 Şubat 2021’de adli emanete gönderildi.
İddianame “delil yok” diye reddedilmişti
Nuriye Gülmen 5 Ağustos 2020'de İdil Kültür Merkezi'nde 6 kişi ile birlikte gözaltına alınıp 11 Ağustos 2020'de tutuklandı.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, Gülmen hakkında düzenlenen iddianameyi “yeterli delil olmadığı” gerekçesiyle reddetti.
Mahkemenin 9 Ekim 2020 tarihli ret kararında, “Gülmen yönünden anlatılan olayların dosya arasında bulunan delillerle ilişkilendirilmediği görülmüştür” ifadesi yer aldı.
İddianamenin ret tarihi de dijital delillerin elde edildiği operasyondan 3 gün öncesine denk geliyor.
Savcılık bu ret kararına itiraz edince üst mahkeme, iddianamenin reddi kararını kaldırdı ve aynı iddianameyle dava açılmış oldu.
“Dijital inceleme raporu iddianamede yok”
Oğuzhan Topalkara, davanın mahkemenin de belirttiği üzere “delilsiz” şekilde sürecekken 14 Ekim 2020 tarihinde İdil Kültür Merkezi'nde ele geçirildiği söylenen dijital materyallere dair inceleme raporunun dosyaya gönderildiğini ifade etti:
“Bu rapor bir iddianameye konu olmadı, doğrudan Emniyet tarafından mahkemeye gönderildi. Bu dijital materyallere dair 28-29 Ekim 2020’de ayrı bir operasyon yapılmış, 100’den fazla kişi gözaltına alınmıştı. Ancak Gülmen’e dava açıldıktan sonra tutukluluğun devamı kararları bu dijital materyallere atıf yapılarak alındı.”
Dijital materyallerde Nuriye Gülmen ile ilgili olarak, “Direnişler Meclisi içinde sorumlu olarak faaliyet yürüttüğü, kod ismi kullandığı, örgütsel yazışma yaptığı” iddiaları yer alıyor.
“Dijital deliller sahte” dilekçesine ret
Avukat Topalkara, dijital delillere dair inceleme taleplerinin mahkemece reddedilmesi üzerine reddi hâkim talebinde bulundu:
“Hâkim karşısına çıktığımız ilk andan itibaren bu dijital materyallerin asıllarının dosyaya getirilmesini, incelememize sunulmasını ve hakkında bilirkişi raporu alınmasını talep ettik. Zira bu materyallere dair sahtelik itirazımız vardı.
“Dosyadan dijital materyal çıkarıldığında ise geriye, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinin delil yok diye iade ettiği iddianame kalıyordu.
“Dijitallere dair tüm taleplerimiz reddedilmesi üzerine hâkimin reddi yoluna gittik. Buna dair dilekçemizde, dijitaller hakkında taleplerin kabul edilmemesinin tarafsızlık ve bağımsızlığı şüpheye düşürdüğünü ifade ettik. Bu talebimiz de hem asıl mahkeme hem de itirazı üst mahkemece reddedildi.”
Hakimin reddi dilekçesinde, dijital delillerin sahte olduğu ve sonradan üretildiği iddiası ve Gülmen’in tutukluluğunun tamamen bu delillere dayandırıldığı ifade edildi:
* HASH değeri nedir? Adli Bilişim Mühendisi, Adli Bilirkişi Tuncay Beşikçi’nin ÇHD davasına yazdığı bilirkişi raporunda, imaj alma konusunda HASH değerinin önemi şöyle açıklanmıştı: “Dijital veri içeren herhangi bir delilin “mutlak delil” özelliği gösterebilmesi için ele geçirildiğinde mutlaka nerede, kimden ve tam olarak ne zaman ele geçirildiği, ele geçiren kişi ve yapılan işlemin hukuki dayanağı da dâhil olmak üzere kayıtlara geçirilmeli ve tutanak altına alınmalıdır. Yine bu işlemin üzerinde analiz yapılacak nüshasını (adli imaj) oluşturmak amacı ile veya taraflara verilmek üzere ne şekilde kopyalandığı ve hangi yöntemlerin kullanıldığı yazılı hale getirilerek tutanak altına alınmalıdır. Adli kopyalama sırasında orijinal verinin veya dosyanın mutlaka günün teknolojisi ile uygun özet (“HASH”), yani değişmezlik değeri alınmalıdır. Bu nedenle, dijital verilerin delil olarak kabul edilebilmesi için aslına uygun olduklarının ve değiştirilmemiş olduklarının ispat edilmesi de zorunludur.”
(AS)