Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 5 Haziran 2015'te Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitinge yapılan ve 5 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıya ilişkin 5'i emniyet müdürü 14 polisin yargılandığı davada karar çıktı.
MA'nın haberine göre, Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 15 duruşmasına sanık polislerden sadece başka bir suçtan tutuklu bulunan polis memuru Mehmet Ali C., Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla hazır edildi.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları ve yarananlardan bir kısmının katıldığı, duruşmada, taraf avukatları hazır bulundu.
Mahkeme başkanı salonda yer olmadığı gerekçesiyle gazetecilerin duruşmayı takip etmelerine izin vermedi.
TIKLAYIN - Polislere IŞİD saldırısını önlememekten dava
TIKLAYIN - Sanık polisler duruşmaya katılmadı
Savcı 10 polise ceza istedi
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını veren savcı, miting alanında gerekli emniyet tedbiri alınmadığı ve arama yapılmadığını ifade etti.
Birinci patlama noktasındaki çöp kutusunun usulüne uygun aranmış olması halinde patlayıcının bulunabileceği vurgulayan savcı, bulunması halinde ise tedbirlerin sıkılaştırılıp, kamera görüntüleri incelenerek ikinci patlayıcının da tespit edilebileceği ve patlamanın önlenebileceğini, ayrıca patlayıcının olay öncesinde saklandığı Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesinde arama faaliyetinde bulunmadıklarını kaydetti.
İddia makamı, üzerlerine atılı bulunan suçu işledikleri sabit olduğu gerekçesiyle sanıklardan Kanbi A., Ali K., Akın D., Murat D., Mefaret S., Fatih D., Mehmet Ali C., Hüseyin Y., Ahmet T. ve Hamdi Y.'nin TCK'nin 257/2 ve 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarını, diğer sanıklar Murat İbrahim Y., Mehmet Yasin Ö., Dursun U. ve Kerim K.'nin ise beraatlerine karar verilmesi yönünde mütalaa sundu.
Avukatlar: Tüm sanıklar cezalandırılsın
Mahkemenin mütalaasına karşı tek tek söz verdiği aileler tüm sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Duruşmada söz alan HDP'nin avukatlarından Av. Eylem Timur, sunulan mütalaaya kısmen katıldıklarını dile getirip, beraat talep edilen sanıklar dahil tüm sanıkların cezalandırılmasını talep ettiklerini ifade etti.
Av. Nadide Kurul da savcılık mütalaasına ilişkin "Sanıklar görevlerini gereği gibi yerine getirmiş olsalardı, şu anda bu dava görülmeyecekti. Ayrıca biz dosyada sanıkların görevi kötüye kullanma suçundan değil, TCK'nın 83. ve 89. maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konudaki daha önce belirttiğimiz görevsizlik talebimiz devam etmektedir" diyerek, tüm sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
Av. Zeynep Işık ise, mütalaaya ilişkin itirazında yargılamanın başından itibaren hukuka aykırı olarak ilerlediğini ve olayın öneminin göz ardı edildiğini ifade etti.
Dosyadaki sanıklar dışında kimlerin ihmali olduğunun ortaya çıkarılması gerekirken bunun yapılmadığı söyleyen Av. Işık, "Resmi makamların maddi tedbirleri almadığı açıkça ortadadır. İnceleme raporlarında da bu husus ortaya çıkmıştır. Otelde Orhan Gönder'in asker kaçağı olduğunun ortaya çıkmasına rağmen gerekli işlemler yapılmamıştır" dedi.
Av. Işık, bu kapsamda tüm sanıkların TCK'nin 83. ve 89. maddelerini oluşturan "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve "Taksirle yaralama" suçlarından cezalandırılması istedi.
Sanık polis: Endişem filler tepişirken karıncaların ezilmesi
Avukatların beyanlarının ardından sanık Mehmet Ali C.'ye son sözü soruldu. Tüm mağdurların ailesine baş sağlığı dileyen sanık polis, "Benim endişem filler tepişirken karıncaların ezilmesidir" diyerek, patlamanın sorumluluk bölgesinde olmadığını savundu ve beraatini talep etti.
Diğer sanık avukatları da yine müvekkillerinin üzerine atılı suçun oluşmadığı gerekçesiyle beraat talebinde bulundu.
10 polise beraat
Mahkeme heyeti son taleplerin alınmasının ardından kararını açıkladı. Mahkeme sanık polislerden Kerim K., Dursun U., Hüseyin Y., Hamdi Y., Mehmet Yasin Ö., Ahmet T., Kanbi A., Murat İbrahim Y., Fatih D., ve Mehmet Ali C.'nin üzerine atılı "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçu"nun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verdi.
4 polise 2 ay 15 gün hapis
Sanık polislerden Mefaret S., Akın D., Ali K. ve Murat D.'ya ise "ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma" suçunun alt sınırı olan 3 ay hapis cezası veren mahkeme, indirim uygulayarak cezalarını 2 ay 15 güne düşürdü.
Mahkeme, haklarındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği 4 sanığın 5 yıl denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmalarını kararlaştırdı.
Olayın ve davanın geçmişi |
Antep’te 2015 yılında İslam Devleti’ne (IŞİD) yönelik soruşturma başlatıldı. Burhan Gök ve Mustafa Kılınç, yanlarında Türkiye vatandaşı olmayan ve sınırı geçerek kamplara ulaşmak istediği iddia edilen üç kişiyle birlikteyken, bu soruşturma kapsamındaki operasyonda yakalandı. İkisi de Antep’teki örgüt mensuplarını, sınırdan geçirerek Suriye’deki kamplara ulaştırmakla suçlandı. 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır’daki İstasyon Meydanındaki mitinginde, çöp kutularına konan ve uzaktan kumandayla patlatılan bombalarla düzenlenen saldırıda Ramazan Yıldız (16), Necati Kulur (47), Şehmuz Kaçan (34), Civan Arslan (17) ve Ali Türkmen (65) hayatını kaybetti. Bu saldırının ardından Antep Cumhuriyet Başsavcılığı, yetkisizlik kararı vererek IŞİD soruşturması dosyasını Diyarbakır’a gönderdi. Sevk kararında, bombalı saldırının faili olan “Cafer” kod adlı Orhan Gönder’in Antep’te yakalandığı ifade edildi. Burhan Gök de Orhan Gönder ile irtibatı tespit edilince Diyarbakır saldırısı soruşturmasına dahil edildi. Burhan Gök ve Mustafa Kılınç, Diyarbakır saldırısıyla ilgili açılan davada Orhan Gönder’i saklamakla suçlandı. İddianamede Kılınç ve Gök’ün “Suriye sınırında suçüstü yakalandıkları” belirtildi. Gök’e “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Nitelikli Öldürme, Nitelikli Öldürmeye Teşebbüs, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz olarak Bulundurma veya El Değiştirme” suçlarından dava açıldı. Burhan Gök yakalandığında yanında İbrahim El Bakraoui vardı. Gök, El Bakraoui’yi Antep’ten alarak Suriye’deki IŞİD kampına ulaştırmaya çalışmakla suçlandı. El Bakraoui yakalandıktan sonra sınırdışı edildi, 22 Mart 2016’da Brüksel’deki Zaventem Havalimanı'nda vücuduna bağlamış olduğu bombayı patlattı. Aynı gün kardeşi Halid El Bakraoui’nin de metrodaki intihar saldırısıyla birlikte 31 kişi hayatını kaybetti, en az 260 kişi yaralandı. Saldırıları IŞİD üstlendi. Burhan Gök, 25 Temmuz’da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 6. duruşmasında “26 aydır tutuklu olduğunu, mağdur edildiğini” söyledi, tahliye edildi. Tahliye edilmesine, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir hakimi karşı oy yazdı. Karşı oyda, “deliller tam olarak toplanmadan tahliye kararı verildiğinin anlaşıldığı” belirtildi. |
(KÖ)