Kaynak: AA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüne ilişkin yeniden yargılanan 7 sanığın tamamına mahkeme, beraat kararı verdi.
Leyla Aydemir'in ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, tüm sanıklar hakkında verilen beraat kararlarını bir üst mahkeme olan istinaf mahkemesine taşıyacaklarını belirterek, "Hukuk mücadelesi devam edecek. Şu an her şey bitmiş değil. Sonuna kadar davayı takip etmeyi sürdüreceğiz" dedi.
1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Leyla Aydemir'in daha önce tahliye edilen amcası sanık Yusuf A. ile tutuksuz sanıklar Y.A, B.D, H.D, M. A., M.A. ve A.A. katıldı.
Duruşmada geçen celse mahkemeye sunulan ve olayla ilgili olduğu öne sürülen bir ses kaydının çözümlemesi okundu.
Ses kaydında, Leyla Aydemir'in kaybolduğu süre zarfında arama çalışması yapan AFAD ekiplerinin kilerde Leyla'nın sesini duyduğunu ancak amcanın AFAD çalışanına 'ses etme duyulursa beni öldürürler' dediği iddia ediliyordu.
TIKLAYIN - Mahkeme, istismarı işaret eden Adli Tıp raporunu dikkate almadı
Ailenin avukatından mahkeme başkanına tepki
Mahkeme heyeti daha sonra bu ses kaydına karşı diyeceklerini sorduğu Leyla Aydemir'in ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, şunları söyledi:
"Geçen celse sunulan ilk ses kaydını AFAD görevlisi olmayan biri vermişti. Bu ses kaydını doğrulayan yeni 4 farklı ses kaydı var. Bunları ismini vermek istemeyen bir AFAD görevlisi verdi. Ses kayıtlarının sunulduğu CD'de AFAD görevlilerinin ses kaydı olduğu söyleniyor. Ses kayıtlarını dinledim. İki önemli unsur dikkatimi çekti. Biri diğerine soruyor 'kiler meselesi nedir bilgin var mı' diye. Diğeri de 'evet bizimkiler ilk gün görmüşler nasıl olsa bırakılacak diye müdahale etmemişler.' Bizimkilerden kastının AFAD'da görevli birkaç başka kişi olduğunu düşünüyorum. Diğer ses kaydında 'biz avukat yerinde olsak ekiplerdekileri çağırır görüşürdüm' diyen birine diğeri 'avukat çağıramaz savcı çağırır' diyor. Diğeri de 'biz konuşmayız, avukat ses kaydı alır' diyor."
Tunç, mahkeme heyeti başkanının ses kayıtlarıyla ilgili sorular sorması üzerine "Soruşturmayı mahvettiniz, soruşturma başka tamamlandı. Konuşmama izin vermiyorsunuz, başkanlık taslıyorsunuz" deyince mahkeme heyeti başkanı, Tunç'un ifadesinin sonra alınacağını söyledi.
Bu karara tepki gösteren Tunç'un "Siz bu yetkiyi nereden alıyorsunuz?" demesi üzerine mahkeme heyeti başkanı "Bunu ceza muhakemesi kanunundaki (CMK) yetkilerimden alıyorum" yanıtını verdi.
"AFAD görevlileri suç ortağı"
Duruşmada sanıklar ile avukatlarının söz konusu ses kayıtları hususunda beyanlarının alınması sonrası yeniden Tunç'a söz verildi.
Tunç, beyanında "Sanıklar en başından beri suçu inkar yoluna gittiler. Kimsenin aklıyla alay edilmesin. Bu kişiler kendi akrabasını ve yeğenini öldürmekle suçlanıyor, hapse giriyor. Kimse suçlunun bulunması için yardımda bulunmuyor. Bir an önce davanın kapanmasını istiyorlar. Kendileri de biliyor dosyayı istismar edenler oldu. Mahkemeye yeni sunduğumuz bu ses kayıtları ciddiye alınmalıdır ve araştırılması gerekmektedir. Orada çalışan AFAD görevlileri bu işin suç ortaklarıdır. Tüm sanıkların tutuklanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyorum."
Yeni deliller dikkate alınmadı
Sanık avukatları ise mahkemeye sunulan ses kayıtlarının davayı etkilemeyeceği için mevcut deliller üzerinden karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti ara kararında, Tunç'un mahkemeye yeni sunduğu ses kayıtlarının davaya etkisi olmayacağından bu kayıtların yer aldığı CD'nin çözülmesi ve içeriklerinin araştırılması yönündeki talebini reddetti.
Esas hakkındaki mütalaasını veren cumhuriyet savcısı, sanıklardan amca Yusuf A., M.A. ve B.D'nin "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "kasten öldürme" suçlarından A.A. ile Y.A'nın bu suçlara iştirakten cezalandırılmasını, M. A. ile H.D'nin beraatını talep etti.
Savcı, sanıklardan Yusuf A., M.A. ve B.D'nin tutuklanmasına karar verilmesini de istedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıkların tamamının delil yetersizliğinden ayrı ayrı beraatına hükmetti.
"Hukuk mücadelesi devam edecek"
Avukat Tunç, duruşma çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Şaşkınlık içerisindeyim. İstinafın bozma ilamından sonra dosyaya yeni deliller sunduk. Ancak bu deliller incelemeye alınmadan önceki kurulan ara kararlardan da vazgeçilerek yangından mal kaçırırcasına hızlıca karar verildi. Tüm sanıklar hakkında verilen beraat kararlarını bir üst mahkeme olan istinaf mahkemesine taşıyacağımızı beyan ediyoruz. Hukuk mücadelesi devam edecek. Şu an her şey bitmiş değil. Sonuna kadar davayı takip etmeyi sürdüreceğiz.
"Bu duruşmanın karar duruşması olmasını beklemiyorduk, mahkeme kendi kurduğu ara kararlardan vazgeçerek sırf bugün karar vermek adına dosyada çok önemli delilleri göz ardı etti, incelemeye almadı. Dolayısıyla bunun verdiği şaşkınlık içindeyiz."
Ne olmuştu?
Ağrı'da 15 Haziran 2018'de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesine ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in bulunması için çalışma başlatılmıştı. Leyla Aydemir'in cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde toprağa verilmişti.
Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan davada tutuklu sanık amca "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, tutuksuz yargılanan 6 sanık ise delil yetersizliğinden beraat etmişti.
Davada yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan amca tahliye edilmiş. Avukatların tahliyeye itirazı ise reddedilmişti.
UCİM avukatları, 2018 tarihli ilk adli tıp raporuna ulaşmış ve rapora göre Leyla'nın öldürülmeden önce cinsel istismara maruz kaldığını belirtmişlerdi.
(AÖ)