Fotoğraf: MA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar'ın 4 Eylül 1993'te faili meçhul cinayetleri araştırmak için gittiği Batman'da katledilmesiyle ilgili dava Diyarbakır 6.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti.
Sincar cinayetinin tek tutuksuz sanığı Hizbullah üyesi Cihan Yıldız duruşmaya katılmadı.
İzinli olan mahkeme heyetini yerine farklı bir heyet ve savcı duruşmaya baktı. Geçici heyet, sınırlı bir zamanların olduğunu, zaman aşımına dair savunma yapılmasını istedi. Heyet, daha önceki savunmalardan farklı ifadeler varsa onları dinlemek istediğini kaydetti.
Geçici olarak dosyaya baktığını ve dosyayı inceleyemediğini belirten Savcı ise dosyayı incelemek için süre talebinde bulundu.
Duruşmada söz verilen Mehmet Sincar'ın eşi Cihan Sincar, asıl mahkeme heyeti olmadığı için bir şey belirtmeyeceklerini, karar duruşmasında beyanlarını aktaracaklarını söyledi.
Zaman aşımı uyarısı
Sincar ailesi avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, mahkeme heyeti değişikliğine işaret ederek, dosyanın mütalaa için 6-7 ay önce tebliğ edildiğini vurguladı.
Heyetin dosyaya yeni atandığını ve dosyanın zaman aşımına uğramaya yakın olduğu nereden bildiğini soran Eren, bir an önce davanın karara bağlanmasını istedi:
"Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Cihan Yıldız'ın neye ilişkin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair bir gerekçe yok. Yeniden yargılanmasına ne gerekçe sunuldu, dava dosyasında bu yok. Dava dosyası askeri mahkemede bile görülmedi. Ama 'askeri mahkemede oldu' denilerek hak ihlali yaşandığı gibi bir gerekçe sunuldu. Yargılama askeri yapılmadı."
Eren, zaman aşımı süresinin dikkate alınarak bir sonraki duruşma tarihinin erken bir tarih olmasını talep etti.
Dönemin sorumluları hakkında suç duyurusu talebi
Avukat Büşra Kaya da, 7-8 yıldır süren yargılamada kesin bir hüküm olmamasına rağmen sadece tetikçinin yargılandığını, cinayetin arkasında kim olduğunun ve faillerinin ortaya çıkarılmadığını aktardı.
Kaya, "Bu cinayet münferit bir cinayet değil 90'lı yıllarda işlenen bir cinayet olduğunu ve politik bir cinayet olduğunun bilinmesi gerekir. Bunların arkasındaki organizasyonu ortaya çıkaracak Susurluk Raporu var. Bu rapor Cumhurbaşkanına sunuldu. Bu dosyada gerçek faillere ulaşılmadı. Milli İstihbarat Teşkilatı bir ve iki raporlarında da cinayetin işlenişine ait çok sayıda belge ve bilgi var" dedi.
Mehmet Ağar'ın 1993-95 yılları arası Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığını anımsatan Kaya, "Ankara'da JİTEM'den yargılanması devam ediyor. Bu cinayetle hiçbir ilgisinin olmadığını söylemek mümkün değil. Yine o dönem valisinin de bilgisinin olmadığını söylemek mümkün değil. Bu dosyada sadece tetikçi yargılanmakta. Karara bağlansa bile adalet sağlanmayacak. Kovuşturmanın genişletilmesi, MİT raporlarının, Susurluk Raporunun dosyaya eklenmesini istiyoruz. Savcılık o dönemin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmalı, yine aynı şekilde mahkeme o dönemin sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmalı" dedi.
Mehmet Ağar ve dönemin yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunma talebine ilişkin hüküm kurmayan Mahkeme heyeti, sanık Yıldız'ın tutuklanma talebini reddetti ve davayı 14 Şubat 2022 tarihine erteledi.
Beştaş: Kürt'e adalet yok
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, milletvekilleri Pero Dündar, Feleknas Uca ve Semra Güzel ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilsici duruşmayı izledi.
Duruşma çıkışı adliye önünde açıklama yapan Meral Danış Beştaş, davada tutuklu kimsenin olmadığına dikkat çekerek, "Bu dava, tutuksuz bir şekilde bir tek fail gösterilerek bugüne kadar getirildi. Bu gösterilen fail de tutuksuz bir şekilde yargılanıyor. Bu parlamento 28 yıldır kendi üyesinin katledilmesinin arkasındaki güçleri, faillerini, derin devlet ilişkilerini, kontgerilla bağlantılarını ve nasıl örgütlenerek öldürüldüğünü ortaya çıkarmak için kılını kıpırdatmıyor" dedi.
Bu adliyede birçok davası izlediklerini söyleyen Beştaş ''Bu adliyelerde Kürt'e adalet yok, Kürtlerin dilini, yaşamını, kültürünü savunanlara buradan adalet çıkmıyor'' ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Demokrasi Partisi (DEP) Mardin Milletvekili Mehmet Sincar, 4 Eylül 1993'te Parti Meclisi üyeleri Habip Kılıç ve Hikmet Kılıç'ın "faili meçhul" bir şekilde katledilmesine dair incelemede bulunmak amacıyla gittiği Batman'da, DEP Batman İl Örgütü yöneticisi olan Metin Özdemir ile birlikte Elma Sokak'ta uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.
Cinayeti başta Türk İntikam Tugayları (TİT) üstlendi ve yedi yıl faili meçhul kaldı.
İstanbul'da 2000 yılında Hizbullah'a yönelik baskınlar ile elde edilen dokümanlarla birlikte gözaltılar başladı ve Sincar cinayetinden de 6 sanık mesul tutuldu.
Daha sonra görülmeye başlanan Sincar cinayeti davasında yargılanan tek sanık Cihan Yıldız ise 2008'de Avusturya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye iade edildi.
O tarihe kadar etkin bir süreç işlemedi ve dosya Hizbullah Ana Davası ile birleşti ama Cihan Yıldız dosyası 2010 yılında ayrıldı.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde askeri hakim olduğu için adil yargılamanın yapılmadığı gerekçesiyle AİHM kararı ile yeniden yargılanmanın önü açıldı.
Hizbullah davasında yargılanan birçok sanık gibi Cihan Yıldız da bu haktan yararlandı.
Sincar Davası'nın tek sanığı olan Yıldız, Mart 2019'da tahliye oldu.
Kutlu Savaş, Mesut Yılmaz'a ilettiği Susurluk raporunda, 1994'te Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan Muhsin Gül'ün verdiği ifadelerde "Batman'da milletvekili Sincar'ı, Alaattin Kanat, Mesut Mehmetoğlu, İsmail Yeşilmen ve Yeşil kod Ahmet Demir'in birlikte planlayıp öldürdüklerini, bu olaydan sonra Kanat'ın 'kendisinde garantili imzalı kağıt olduğunu' söylediğini" yazmıştı.
Raporda Ahmet Demir adıyla geçen kişi, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'dı. Sincar, Habip Kılıç'ın öldürülmesini araştırmak için Batman'a gitmişti. Öldürülmesinin ardından, eşi Cihan Sincar, milletvekilinin havaalanındaki polis aracında ve Emniyet Müdürlüğü'nde Kanat'la karşılaştığını anlattı.
Cihan Sincar, Ergenekon davasına müdahil olmak için başvurdu ama mahkeme Ekim 2008'de talebini reddetti. (KÖ)
*Kaynak: MA, BBC Türkçe