Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda zorla kaybetmelerle ilgili önerge verdi.
TIKLAYIN - “Gözaltında kayıp iddialarına cevap verin”
Önergede, Türkiye’de yaşanan zorla kaybetmelere ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılması, faillerin cezalandırılması ve kaybetme olaylarının önlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması talep edildi.
Kaybedilenler 940’tan fazla
Araştırma önergesinin gerekçesinde, zorla kaybetmelerin cezasızlık politikasıyla devam ettirildiği ifade edildi:
“Zorla kaybetme suçu siyasi muhaliflere, farklı etnik veya dini gruplara veya sistem karşıtı gruplara karşı devletlerin bizzat kendi kolluk güçleri veya desteklediği güçler aracılığıyla uyguladığı insanlık dışı yöntemlerden biri olmuştur.
“Suçun mağdurları, akıbetlerinden haber alınamadığı ve bir hukuk öznesi olarak varlıkları ispat edilemediği gerekçeleriyle yasal korumadan mahrum edilmiştir. Kaybedilen insanların çoğunun işkence görerek ortadan kaldırıldıkları tahmin edilmektedir.
“Türkiye’de de kişileri zorla kaybetme 12 Eylül 1980 darbesiyle olağanüstü hal koşullarında baş göstermiş ve 90’lı yıllarda da sistematik bir devlet şiddeti olarak uygulanmıştır. Gözaltı ve tutuklamalardan sonraki kayıp vakaları 1990 yılından itibaren çoğu OHAL bölgesi ilan edilen Kürt illeri başta olmak üzere her yıl artış göstermiştir.
“Kayıpların gözaltına alındığı çoğu kez güvenlik güçleri tarafından inkâr edilmekte, bu kayıpların başka kimselerce kaçırıldığı iddiasına başvurularak güvenlik güçleri cezasızlık politikalarıyla koruma altına alınmaktadır.
“İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi örgütler kayıpların sayısına ilişkin verileri kayıt altına alsa da Türkiye’de kayıpların gerçek sayısına ulaşmaya imkân verecek resmi veriler mevcut değildir.
“İHD Kayıplar Komisyonu’nun hazırladığı son rapora göre 1990’lardan günümüze değin gözaltına alındıktan sonra kaybolan insan sayısı 940’tan fazladır. Tespit edilen 253 toplu mezarda ise 4 binden fazla kişinin gömülü olduğu düşünülmektedir. Ancak özellikle OHAL bölgesinde kayıp yakınlarının tamamının resmi başvuruda bulunmadığı düşünüldüğünde gerçek sayı çok daha fazladır.
“Zorla kaybetme; yaşama hakkını, işkence yasağını, kişi özgürlüğünü ve güvenliğini ve kayıp yakınlarının gerçeği bilme hakkını ihlal eden ağır bir insanlık suçudur.
“Dolayısıyla Türkiye’nin de bu olaylarla bir an evvel yüzleşmesi, kayıplara ne olduğunun ortaya çıkarılması, kayıp yakınlarının yaşadığı belirsiz sürece son verilmesi, siyasi sorumluların açığa çıkarılması ve faillerin cezalandırılarak kayıp yakınlarının adalet taleplerinin karşılaması amacıyla Meclis Araştırması açılması elzemdir.” (AS)