*Fotoğraf: Sosyal Medya
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW), Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, 1217 gündür Silivri Cezaevi'nde tutulan iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması istedi.
Üç sivil toplum kuruluşu , Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararına uyulmamasının, Avrupa Konseyi tarafından Türkiye'ye yönelik işlem yapılmasını gerektirdiğini belirtti.
Bu üç kuruluş, konu hakkında, AİHM kararlarının uygulanmasını denetlemekten sorumlu Avrupa Konseyi hükümetler arası organı olan Bakanlar Komitesi'ne tavsiyeler içeren bir bildirimde bulundu.
Bakanlar Komitesi, 9-11 Marttarihli oturumunda Türkiye'nin AİHM'in Kavala başvurusuna ilişkin kararını uygulamamasını dördüncü kez gözden geçirecek.
TIKLAYIN - Osman Kavala'ya tahliye yine yok
"Sistematik uygulamanın parçası"
İnsan Hakları İzleme Örgütü Kıdemli Hukuk Danışmanı Aisling Reidy, "Türkiye'nin, AİHM'in Osman Kavala'nın serbest bırakılması kararını açıkça göz ardı etmesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ni Türkiye'ye karşı ihlal prosedürünü başlatmaya yöneltmelidir. Bakanlar Komitesi'nin, AİHM kararlarının Türkiye için bağlayıcı olduğunu ve Osman Kavala başvurusunda kararın yerine getirilmemesinin istisnai önlemler gerektiren ciddi bir ihlal teşkil ettiğini ortaya koyması çok önemlidir" dedi.
Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi'nden Helen Duffy de "Kavala davası, Türkiye'de sivil topluma ve hukukun üstünlüğüne yönelik krizin bir simgesidir. İhlal prosedürünün istisnai olduğunu kabul ediyoruz, ancak bu prosedürün işletilmesini haklı kılacak bir dava varsa Kavala davası odur" diye konuştu.
Uluslararası Hukukçular Komisyonu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Róisín Pillay ise "Bu dava, bağımsız olmayan Türkiye mahkemelerinin, hükümeti eleştirenlere karşı ceza yasalarını ve ceza muhakemesi usulünü keyfi olarak kullandığı sistematik uygulamanın bir parçasıdır" ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - "Tutukluluğum fantastik bir kurgu"
Yaptırım ne olabilir?
Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarını yerine getirmeyi reddeden bir Avrupa Konseyi üyesi devlete karşı ihlal prosedürünü başlatmayı tercih edebilir. İhlal prosedürü ilk olarak 2017'de, haksız yere hapsedilen muhalif politikacı Ilgar Mammadov'un koşulsuz olarak serbest bırakılmasının Azerbaycan hükümeti tarafından sürekli olarak reddedilmesi üzerine uygulanmıştı.
Bu prosedür, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 46/4. maddesinde düzenlenmekte olup başlatılması Bakanlar Komitesi'nin üçte ikisinin oyunu gerektiriyor. Prosedür başlatıldıktan sonra, dava hukuken bağlayıcı olan karara uyma yükümlülüğü hakkında görüş sunması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne geri gönderilir. Mahkeme, Türkiye'nin kararı yerine getirilmediğini doğrularsa, Bakanlar Komitesi Türkiye'nin nihayetinde oy haklarını veya Avrupa Konseyi üyeliğini askıya almaya varan ek önlemler alabilir.
TIKLAYIN - Ayşe Buğra: Artık işkenceye dönüştü
Tutukluluk iki ayda dört kez uzatıldı
Bakanlar Komitesi, halihazırda Türkiye'nin kararı uygulayıp uygulamadığını birden fazla kez değerlendirerek bu konuda iki karar verdi. Komite bu kararlarında ve Aralık 2020'de verdiği ara kararda Türkiye'yi AİHM'nin Kavala'nın koşulsuz olarak serbest bırakılması kararına uymaya çağırdı.
Ancak Aralık'ta verilen ara karardan bu yana Türkiye'deki yerel mahkemeler Kavala'nın tutukluluğunu dört kez daha uzattı. İstinaf mahkemesi, Gezi Direnişi davasında Kavala hakkında verilen beraat kararını bozdu. Anayasa Mahkemesi (AYM) de Kavala'nın özgürlük hakkının ihlal edilmediğine karar vererek AİHM kararını dikkate almamış oldu.
TIKLAYIN - Osman Kavala'dan mesaj: Zorla burada tutuluyorum
21 Mayıs'ta yeniden hakim karşısında
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 Şubat'ta görülen darbe girişimine ilişkin davanın, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yürüttüğü Gezi Parkı protestoları davasıyla birleştirilmesi gerektiğine karar verildi. Birleşen davaların duruşması 21 Mayıs'ta yapılacak.
(DŞ)