* Fotoğraf: AA arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM), ev baskını sırasında polisin kötü muamelesine maruz kalıp yaralanan dört aile üyesine, toplam 170 bin lira manevi tazminat ödenmesine ve olayın yeniden soruşturulmasına karar verdi.
Antep, İslahiye’de akrabalarının evine baskın yapıldığı sırada olay yerine giden Ahmet Endes, annesi Gülümser Endes, babası Mehmet Endes ve Mehmet Endes’in annesi Zeynep Endes darp edildi.
Polislerden şikayetçi oldular ancak savcılık polislerin direnen aile üyelerine karşın orantılı güç kullandığına hükmedip takipsizlik kararı verdi.
Ancak Endes ailesine açılan polise direnme davasında mahkeme, buna dair bir kanıt olmadığını ifade ederek beraat kararı vermişti.
AYM’nin bugün açıklanan gerekçeli kararında da bu mahkeme kararına atıf yapılarak, Endes ailesinin ev araması yapılmasına engel olduklarına dair iddianın yargı makamlarınca kabul edilmediği vurgulandı.
Ayrıca AYM, “Kaldı ki somut olay koşullarında kolluk tarafından güç kullanılmasının gerekli olduğu kabul edilse dahi orantılılığı hususunda ciddi sorunlar bulunduğu gözlemlenmiştir” dedi.
İhlalde polisin ve savcının sorumluluğu var
Endes ailesinin polisler hakkındaki şikayetiyle ilgili soruşturmanın tekrar açılması gerektiğine hükmeden AYM, Ahmet Endes ve Mehmet Endes yönünden Anayasa'nın 17/3 maddesinde güvence altına alınan eziyet yasağının maddi ve usul boyutu itibarıyla; Gülümser Endes ve Zeynep Endes yönünden de kötü muamele yasağının usul boyutu itibarıyla ihlal edildiğine karar verdi:
“Eziyet yasağının maddi boyutuna yönelik ihlalin kolluk görevlilerinin eyleminden, usul boyutuna yönelik ihlalin ise öncelikle Cumhuriyet Başsavcılığının kararından kaynaklandığı anlaşılmıştır.”
Ahmet Endes ve Mehmet Endes’e ayrı ayrı 65 biner lira, Gülümser Endes ve Zeynep Endes’e de 20 biner lira manevi tazminat ödenecek.
Ne olmuştu?
Antep’in İslahiye ilçesinde Zeynep Endes’in oğlu Ö. Endes hakkında ilçede görev yapan bir savcıya yönelik sosyal medya aracılığıyla hakaret ve/veya tehdit suçu işlendiğine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 16 Eylül 2017’de poplis baskını düzenlendi.
Sabah 02.00’de düzenlenen baskında akrabalarının yanına gitmek isteyen Ahmet ve Mehmet Endes darp edildi. Ahmet Endes’in burnu, babası Mehmet Endes’in kaburga kemiği kırıldı, annesi Gülümser Endes de darp edildi. Baskın sırasında evde bulunan Zeynep Endes de evde kötü muameleye maruz kaldı.
Takipsizlik: Emri uyguladılar, sorumlu değiller
Olay sonrasında Ahmet ve Mehmet Endes İslâhiye Devlet Hastanesinde darp raporu aldı. Polisler hakkında İslâhiye Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulundular.
Şikayetlerinde, kolluk görevlileriyle aralarında tartışma yaşandığını, tartışma esnasında kendilerine silah doğruluğunu ve havaya ateş edildiğini, ayrıca görevlilerin kendilerini yere yatırıp tekmeyle darp ettiklerini, vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandıklarını söylediler.
Ayrıca şikayetlerinde, Özel Harekat Şube Müdürlüğünde görev yapan polislerin kendilerine küfür ettiğini iade ettiler.
“Kendini duvara vurmak suretiyle yaralandı”
Polisler ise savcılığa verdikleri savunmada “orantılı güç uyguladıklarını” ifade etti. Zeynep Endes’in de “kendi kendini duvara vurmak suretiyle yaralandığını” beyan ettiler.
Savcılık şu gerekçeyle takipsizlik kararı verdi: “kolluk kuvvetlerinin arama kararının icrasında görevli oldukları, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri yerine getirdikleri, dolayısıyla emri uyguladıklarından bahisle sorumlu olmayacakları; …kolluk kuvvetinin orantılı bir şekilde güç kullanmak yetkisinin bulunduğu, bu hususun da hukuka uygunluk nedeni oluşturduğu…”
Endes ailesi takipsizlik kararına yaptıkları itiraz Kilis Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilince AYM’ye bireysel başvuru yaptı.
“İspat kamu makamlarına aittir”
AYM, 15 Aralık 2020 tarihli kararının gerekçesini bugün açıkladı.
Gerekçeli kararda, Ahmet ve Mehmet Endes’e polise direndikleri iddiasıyla açılan ve beraat ettikleri davadaki İslâhiye 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararındaki şu ifadelere yer verildi:
“…sanıklardan Ahmet Endes'in burnunda, sanıklardan Mehmet Endes'in ise kaburgasında kırık olması, sunuları fotoğraf içerikleri ve diğer yaralanmaları, sanıkların beyanı ile tanıkların beyanının benzer mahiyette olması, sanıkların savunmalarında belirtilen yaralanmaların adli rapor içeriği ile tutarlı olması gözönüne alındığında; görevli özel harekat polislerine karşı direnildiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil olmadığı…”
AYM, “Yakalama sırasında güç kullanımı mevcutsa yakalanan kişilerde oluşan yaralanmaların ne şekilde meydana geldiği ile bu durumda kullanılan gücün gerekli ve orantılı olduğunu ispat yükümlülüğü kamu makamlarına aittir” dedi. (AS)