Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ankara, Kızılay’da basın açıklamasının başlamasını beklerken gözaltına alınan Zeynal Danacı’yı darp edip kolunun kırılmasına neden olan polis E.T.’nin yargılandığı davada karar verildi.
Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi “olay anını gösterir kamera kayıtlarından anlaşılacağı üzere sanığın Zeynal Danacı’nın kolunu kıstırıp, kırması nedeniyle katılanda hayat fonksiyonlarını 4.derecede etkileyecek şekilde yaraladığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşıldığından” mahkumiyetine hükmetti.
Mahkeme önce sanık polis hakkında “Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması” suçundan TCK'nın 256/1 delaletiyle TCK'nın 86/1 maddesinden 1 yıl olarak açıkladığı cezada, “Suç kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlendiğinden” artırdı.
Ancak polis hakkında toplam 2 yıl hapse karar veren mahkeme, “cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini nazara alarak” cezayı 1 yıl 8 aya indirdi.
Mahkeme ayrıca “Sanığın sabıkasız oluşu ve kişilik özellikleri birlikte değerlendirildiğinde bir daha suç işlemeyeceği konusunda kanaate vardığından” hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti.
Sanık polis kendini, “yasal sınırlar içinde kademeli olarak zor kullanarak gözaltına aldık” diye savunmuştu.
“Evet kıracağım biraz sonra göreceksin”
23 Temmuz 2017’de o dönemde KHK’lar ile ihraçları protesto etmek amacıyla açlık grevinde olan tutuklu ihraç eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek olmak amacıyla basın açıklaması yapılacaktı.
Polis basın açıklamasına müdahale etti, pek çok kişi gözaltına alındı. Bu müdahale sırasında Zeynal Danacı’nın kolu kırılmıştı.
Olay tarihinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan E.T. hakkında, “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşılması, yaralama, kemiklerin kırılmasına sebebiyet verece şekilde kasten yaralamak suçundan TCK'nın 86/1, 87/3, 86/2-3-d, 256/1, 53/1-2 maddeleri uyarınca cezalandırılması” istemiyle dava açıldı.
Zeynal Danacı şikayetçi oldu, mahkemedeki ifadesinde olayı şöyle anlattı:
“Olay günü tesadüfen Kızılay'da bulunuyordum, polisler bir şahsı etkisiz hale getirmişler, kelepçe takmışlar, şahsa tekme yumrukla darp ediyorlardı, ben de kendilerine müdahale ettim, yaptıklarının insani olmadığını söyledim, bunun üzerine sanık polis kolumu arkaya büktü, ben ‘kolumu kıracaksın’ dedim, ‘evet kıracağım biraz sonra göreceksin’ diye karşılık verdi, kolumu ters çevirdiğinden dolayı kolum kırılmıştı.
“Olayları takip eden basın mensuplarına kendi durumu göstererek bunları çekin diye söyledim, sanığı işaret ettim, sanık da ‘bana iftira atıyor, ben kendisinin yanına bile yaklaşmadım’ dedi. Ancak görüntülerde kolumu kıran şahsın kendisi olduğu sabittir.”
Avukatı da “Valilik yasağının bulunduğu ve eylemin yasal olmadığı yönünde polis tarafından müvekkiline herhangi bir ikazda bulunmaksızın ve dağılması için herhangi bir süre tanımaksızın Danacı’ya müdahale edildiğini” ifade etmişti. Olay kamera kayıtlarına da yansımıştı.
Danacı’nın avukatlarının, “suç vasfında hata yapıldığı ve sanığın işlediği suçun işkence suçu olduğuna” ve dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi yönündeki itirazı ise kabul edilmemişti. (AS)