Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kamu görevinde ihraç edilmesinin ardından Ankara, Yüksel Caddesinde “İşimi istiyorum” eylemlerine katılmış olan Esra Özkan Özakça’nın ev hapsine dair Anayasa Mahkemesi (AYM) başvurusu sonuçlandı.
AYM, Esra Özkan Özakça’yla ilgili ev hapsi kararını veren soruşturma makamlarının “suç işlediğine dair belirtileri somut olgularla ortaya koymadan” bu kararı aldığına hükmetti.
Bugün açıklanan gerekçeli kararda, “Konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin hukuka aykırı olması nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” ifade edildi.
Oyçokluğu ile alınan karara göre Esra Özkan Özakça’ya 20 bin lira manevi tazminat ödenecek.
AYM: Örgütsel tavır iddiasına kanıt yok
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, ev hapsine mahkum olanlara elektronik kelepçe takılarak kontrol edildikleri ve bunun özgürlüğe müdahale olduğu belirtildi:
“Tedbirin niteliği, uygulanış şekli ve özellikleri itibarıyla hareket serbestisi üzerindeki sınırlayıcı etkisinin derece ve yoğunluk olarak seyahat özgürlüğüne göre oldukça ileri bir boyutta olduğu, dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına müdahale teşkil ettiği sonucuna varmak gerekir.”
Kararda ayrıca, ev hapsinin, tutuklama gibi bir tedbir olduğu için “bu tedbirin uygulanmasının ön koşulunun kaçma şüphesi veya kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirtinin bulunması” gerektiği vurgulandı:
“Başvurucunun bu eylemleri örgütsel bir ilişki içinde gerçekleştirdiğine veya bunun başvurucu bakımından örgütsel bir tavır olarak sergilendiğine yönelik olarak soruşturma belgelerinde somut bir olguya veya tespite yer verilmemiştir.
“Eldeki belgelere göre somut olayda başvurucu yönünden suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin soruşturma makamlarınca yeterince ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.”
Ne olmuştu?
Esra Özkan Özakça Mardin Mazıdağı ilçesi Ürünlü Köyü İlköğretim okulunda öğretmen olarak görev yaparken ihraç edilmişti.
İfadesinde süreci şöyle anlatmıştı:
“7 Şubat 2017 tarihli KHK ile mesleğimden ihraç edildim. Eşim Semih Özakça da benimle birlikte Mazıdağı ilçesinde öğretmendi. O daha önceden, 29 Ekim 2016’da ihraç edilmişti.
“Eşim ihraçtan sonra birçok hak orama yöntemleri denedi, Valiliğe başvurdu, dava açtı, Mili Eğitim Bakanlığına başvurdu. Hiçbirinden sonuç alamadı. Bunun üzerine kendisi gibi ihraç edilen Nuriye Gülmen ile birlikte Ankara Yüksel Caddesinde eyleme başladı. Ben de onunla birlikte Ankara'ya geldim. Ancak eylemlere katılmadım. 1 ay sonra görevime iade edildim.
“Eşim eylemlere devam ederken ben ihraç edildim. Aynı süreci ben yaşamaya başladım. Bunun üzerine ben de eşim ve diğer ihraç edilenler ile birlikte Yüksel Caddesindeki eylemlere başladım. Eşim 23 Mayıs 2017’de Ankara’da tutuklanınca açlık grevine başladım.”
Esra Özkan Özakça, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca oturma ve açlık grevi eylemleriyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında 6 Temmuz 2017’de gözaltına alındı.
Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, Esra Özkan Özakça’nın “terör örgütü üyesi olma ve terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından konutu terk etmemek suretiyle adli kontrol altına alınmasına” karar verdi.
Bunun üzerine Esra Özkan Özakça AYM’ye bireysel başvuru yaptı. AYM’nin gerekçeli kararı bugün açıklandı. (AS)