Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Şırnak ve Cizre ilçesindeki sokağa çıkma yasaklarının 5. Yıldönümünde açıklama yaptı.
Yazılı açıklamada, “2015 ve 2016 yıllarında sokağa çıkma yasağı adı altında uygulamaya konulan kent ablukaları döneminin, bu topraklarda en büyük hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri ve vahşet tablolarından biri olarak tarihe geçtiği” ifade edildi.
“İlk olarak 16 Ağustos 2015’te Muş/Varto’da başlatılan sokağa çıkma yasakları, 14 Aralık 2015’te Şırnak/Cizre’nin ablukaya alınmasıyla yeni bir boyut kazandı. Ardından Silopi, İdil, Derik, Nusaybin, Yüksekova, Varto, Silvan ve Sur ilçelerinin de aralarında olduğu 11 il ve 49 ilçede daha hayata geçirilerek, derin bir insani ve sosyal yıkıma neden oldu.”
TIKLAYIN - Cizre’deki Bodrumda 10 Gün
Cizre'de ne olmuştu? |
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015’te başlayan sokağa çıkma yasağı devam ederken, İçişleri Bakanı Efkan Ala 11 Şubat 2016’da Cizre’deki abluka operasyonlarının sona erdiğini ifade etti. Fakat Cizre’deki yasaklar 2 Mart 2016 tarihinde akşamları devam edecek şekilde yeniden düzenlendi ve 2 Mart'a kadar ilçeye giriş-çıkışlar yasaklandı. Cizre’nin Cudi ve Sur mahallelerinde, sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından, büyük çoğunluğu 3 binanın enkazından ve civardaki evlerden, sokaklardan 25’i çocuk toplam 177 cenaze çıkarıldı. Hayatını kaybedenlerden 103 kişinin kimliği tespit edilirken 74 kişi kimliği teşhis edilmeden defnedildi. Toplam ölü sayısı 189 olarak açıklandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) raporuna göre, cenazelerin neredeyse tamamı ya yanmış ya da parçalandığı için tanınamaz haldeydi. Bodrumlarda insan kemikleri ve askeri mühimmat atıkları görüldü. Adli Tıp Uzmanları, bodrumlarda çocuklara ait olduğu kabul edilen kemik parçaları buldu. Raporda, Cudi Mahallesi’nde 75 yaşında bir yurttaş şu tanıklıkta bulundu: “Vahşet bodrumlarını asla unutmayacağız. Çünkü unutursak tarih içinde kayboluruz. Tarihte buna benzer nice kıyımlar ile tekrar karşılaşabiliriz. Bu vahşeti sürekli hatırlamalıyız. Ancak hatırlarsak geleceğimizi sağlam bir şekilde inşa edebiliriz…” |
Avrupa ve BM raporları da anlattı
HDP’nin açıklamasında, Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile birçok uluslararası kurum ve kuruluşun raporlarının, yaşanan hukuksuzlukları teşci ettiği belirtildi:
“Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun 13 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan “Sokağa Çıkma Yasaklarının Hukuki Boyutu’’ isimli raporunda, “Ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı ve esasen sokağa çıkma yasaklarının yasal dayanağının olmadığı’’ tespitinde bulunuldu.
“BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad El Hüseyin başkanlığındaki komisyon tarafından 10 Mart 2017 tarihinde hazırlanan raporda da “bu dönemde 18 ay süreyle devam eden operasyonlarda 2 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği’’ bilgisine yer verildi.
“O dönemde bağımsız insan hakları kuruluşlarının yaptığı araştırmalara göre 1 milyon 500 bin ile 1 milyon 800 bin arasında kişi özgürlük, güvenlik, yaşam hakkı başta olmak üzere, birçok temel insan hakkından mahrum bırakıldı.
“Kürt kentlerinde aralıklarla başlatılan ve bütün sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve siyasal yapıları kentlerin direniş hafızalarıyla birlikte çökertip, adeta coğrafi bir bölgeyi yeniden dizayn etmeyi hedefleyen ablukalarda, amaca ulaşmak için vahşetin bütün araçları devreye konuldu.
“Şırnak, Cizre, Silopi, Sur, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, İdil ve Dargeçit ilçelerinde aylarca süren ablukaların üzerinden beş yıl geçmesine rağmen işlenen ağır insanlık suçlarıyla ilgili açılan davaların hiçbirinde bir ilerleme sağlanamamış, çoğu dava takipsizlikle sonuçlanmış, birçok aile cenazesine bile ulaşamamıştır. Mevcut yargı yaşanan yıkım ve vahşetin üzerini örtmeye çalışmıştır.”
HDP, yaşananların hukuk nezdinde mahkum edileceğine inandıklarını ifade etti. (AS)