Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda 2 Ekim 2018'de öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili 20 kişinin “canavarca hisle öldürmekten” yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Mahkeme, 3 Temmuz’da görülen ilk duruşmanın ardından 28 Eylül’de ikisi başkonsolosluk çalışanı toplam 6 şüpheli hakkında hazırlanan ikinci iddianamenin ana dosyayla birleştirilmesine karar verdi. Davada yargılanan kişi sayısı 26'ya çıktı.
Mahkeme, 'suçtan doğrudan zarar görmediği' gerekçesiyle de Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) müdahillik başvurusunu reddetti.
Duruşmaya davanın müştekisi olan Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz ve avukatları katıldı. Cinayetin ardından Türkiye’den kaçan 26 sanığı ise İstanbul Barosu’nca görevlendirilen avukatlar temsil etti.
TIKLAYIN - Mahkeme keşif talebini reddetti
TIKLAYIN - Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin 2. iddianame
TIKLAYIN - "Kaşıkçı davası, uluslararası toplumun çıkarcılığı"
Kaşıkçı'nın arkadaşı ifade verdi
3 Temmuz'da görülen ilk duruşmada Hatice Cengiz müşteki olarak ifade verirken, eski AKPi Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ile 7 konsolosluk çalışanı tanık olarak dinlenmiş, mahkemeye gelmeyen 3 tanık hakkında zorla getirilme kararı çıkartılmıştı. Cemal Kaşıkçı’nın arkadaşı olan tanıklardan Mısırlı Ayman Nour mahkemeye gelerek ifade verdi.
Politikacı ve siyasi parti kurucusu olduğunu söyleyen Nour'a mahkeme başkanı, Kaşıkçı'yı nasıl ve nereden tanıdığını sordu. Nour da Kaşıkçı'yı 30 senedir tanıdığını, Londra'da bir dergi projesinde beraber çalıştıklarını ve ölümüne kadar arkadaşlıklarının devam ettiğini söyledi.
Nour, Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın eski danışmanı Suud el-Kahtani (tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirmeden yargılanıyor) ve ailesinin Kaşıkçı'yı tehdit ettiğini söyledi.
Kahtani'nin Suudi kraliyet ailesine yakın olduğundan bahseden Nouri, Kaşıkçı'nın 2016’da Muhammed bin Selman ile görüştüğünü ifade etti.
"Kaşıkçı'yı ve beni öldüreceklerini söylediler"
Kaşıkçı'nın 2017'de Mısırlı muhalif televizyon kanalı Al Sharq'de yaptığı konuşmayla ilgili soru üzerine Nour şöyle konuştu:
"Cemal geç saatte beni aradı, yayına çıkmak istedi. Yayında ne söyleyeceğini bana söylemedi. Yayında çok sert bir açıklama yaptı. Bu sert açıklamaları beni de şaşırttı. Yayın sonrası Cemal benim evimdeydi. Ona, 'Suudi Arabistan'a gelebilirsin' dedi bir mesaj geldi. Velid bin Talal'dan gelen mesaj ile ilgili olarak, 'Dikkat et, belki ona baskı yapmışlardır sana böyle mesaj göndersinler diye' dedim. Mısır ile Suudi Arabistan arasında ilişkiler başlamıştı. MBC Suudi kanalı ama program sunucuları Mısırlıydı. Televizyonda Cemal Kaşıkçı ve Ayman Nour'u öldüreceklerini söylediler. Ben bunu kayıt altına alıp savcılığa suç duyurusunda bulundum."
Ayman Nour'un ifadesini "Cemal’le telefonla görüştüm. 'Mısır Konsolosluğuna gittin mi Ayman' diye bana sordu. Ben de 'Bana herhangi bir saygısızlık yamadılar ama taleplerimi de yerine getirmediler' dedim. Evlilik amacıyla evrak verirler mi diye sordu. O da ‘İlk gittiğinde bana çok iyi davrandılar dedi ve sanki bu adamları böyle eleştirerek zulüm mu yaptık' dedi. Ben ona 'Evlilik evrakını aldın mı diye sordum. O da bir hafta sonra vereceklerini söyledi. Londra'ya gideceğini, sonra konsolosluğa geleceğini söyledi ve gelince de malum olay oldu” sözleriyle sonlandırdı.
Kırmızı bültenle aranıyorlar
Ayman Nour’un ifadesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, hazırlanan ikinci iddianamenin ana dosyayla birleştirilmesine ve 26 sanığın Türkiye’ye iade talebi ile İNTERPOL’un kırmızı bültenle yakalanmalarının beklenmesine hükmetti.
Haklarında zorla getirilme kararı olup da duruşmaya gelmeyen iki tanığın da getirilmelerine ve Apple’ye yazılan yazının cevanbınının beklenmene karar verdi.
Mahkeme, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) davaya müdahillik talebi ise ‘doğrudan suçtan zarar görmedikleri’ gerekçesiyle reddetti. Duruşma 4 Mart’a kaldı.
Cemal Kaşıkçı hakkında
Gazeteci, yazar. 59 yaşındaydı.
Suudi Arabistan'ın veliaht prensi Muhammed bin Selman'a karşı muhalif görüşleriyle biliniyor ve Washington Post'ta da bu konuda yazıyordu. Muhammed bin Selman'ın reform uygulamalarını eleştirip tepki çekmesinin ardından geçen yıl ülkesini terk edip ABD'ye yerleşti.
Daha önce de Al Arab Yayın Grubu'nun genel müdürlüğü ve genel yayın yönetmenliği görevinde bulundu. Okaz ve Saudi Gazette de dahil olmak üzere Suudi Arabistan merkezli olan Arapça ve İngilizce yayın yapan çok sayıda gazetede çalıştı. Bir dönem de İngiltere'deki Suudi Büyükelçiliği'nde medya danışmanlığı yaptı.
(HA)