Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) Türkiye hapishanelerinin ve özel ihtiyacı olan mahpusların durumunu anlattığı “CİSST 2019 Yıllık Raporu”nuun işkence ve kötü muameleye dair bölümünde mahpusların şikayetleri yer aldı.
Raporda, “OHAL süreciyle birlikte yaygınlaşan ve ‘normalleşen’ pek çok ihlalin etkilerinin sonrasında da sürdüğü” tespiti yapıldı.
Derneğin, Hollanda Büyükelçiliği’nin fon desteği ile yürüttüğü “İzleme, Raporlama ve Savunuculuk Faaliyetlerinin Niteliğinin Arttırılması (Increasing Quality of Monitoring, Reporting and Advocacy)” Projesi kapsamında yayınladığı rapor, 2019 yılını kapsayan sürece dair bilgiler içeriyor.
Didem Sağlam ve Hilal Başak Demirbaş’ın hazırladığı, editörlüğünü Fahrettin Biçici’nin yaptığı 76 sayfalık rapora şu isimler katkı sundu: Aylin Çelikçi, Berivan Korkut, Cansu Şekerci, Dadlez Sabak, Ezgi Yusufoğlu, Jiyan Ay, Mine Akarsu, Serdar Usturumcalı.
Sözlü ve psikolojik şiddet “normalleşti”
Raporun işkence ve kötü muamele bölümündeki şikayetler ve tespitler şöyle:
* OHAL sürecinde koğuşlar, herhangi bir gerekçe gösterilmeden sıklıkla ve mahpusların ifadesiyle “provokatif” olarak aranmış, aramaların çoğu geç saatlerde ani baskınlar şeklinde yapılmıştır. Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları’na göre aramaların insanlık onuruna ve aranılan kişilerin mahremiyetine saygı gösterilerek yapılması ve bu durumun yasal sınırlar içinde gerçekleşmesi gerekir. Ancak bu süreçteki uygulamalar, çoğunlukla asgari standartlara riayet edilmeden keyfi biçimde gerçekleşmiş, bu durum mahpusların psikolojileri üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır.
* OHAL’de etkisi artan, OHAL’i takip eden süreçte etkisi görece azalmış olsa da, mahpuslardan aldığımız şikâyetlerde sıklıkla karşımıza çıkan bir diğer konu ise şiddet. Sistematik olarak kaba dayak ve alet kullanarak zarar vermede artış yaşandığı, şiddetin etki alanının ve yoğunluğunun fazlasıyla arttığı, domuz bağına maruz kalınan durumların bile yaşandığı mahpuslar tarafından iletilmiştir.
* CİSST’in işkence ve kötü muameleye dair aldığı şikâyetler, fiziksel şiddet üzerinde yoğunlaşmıştır. CİSST uzmanlarına göre bunun sebebi, mahpusların hakaret ve onur kırıcı davranışları bildirme eğilimlerinin düşük olmasıdır.
* Mektuplardan anlaşıldığı kadarıyla özellikle adli mahpuslar, sözlü ve psikolojik şiddetle yoğun şekilde karşılaştıkları durumlarda bile bunu başvuru konusu haline getirmemişlerdir. Bu noktada, sözlü ve psikolojik şiddetin hapishane kültürü içerisinde ne kadar normalleşmiş olduğunu belirtmekte fayda var.
* Adli mahpusların, fiziksel şiddetin bir disiplin aracı olarak kullanılmasını kanıksamış olması sebebiyle, duruma dair şikâyet oranlarının oldukça düşük olduğunu ifade etmek gerekir.
* Ayrıca 2019 yılında, hapishanelerde fiziksel şiddetin yanı sıra ayrımcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı söylem ve davranış biçimlerinin de yoğunlaştığı gözlemlenmiştir. CİSST uzmanları, mektuplardan anlaşıldığı kadarıyla mahpusların sıklıkla ayrımcılığa uğradıkları durumlarda bile bu durumu ayrımcılık olarak tanımlamadığını, normalleştirdiğini, bu nedenle de şikâyet konusu etmediklerini belirtmektedir.
“Cezasızlık şiddete zemin hazırladı”
* İnfaz koruma memurlarına yönelik açılan soruşturmaların sonuçsuz kalması, bu başvurulara gelen cevaplarda hak ihlali tespit edilmemesinin getirdiği cezasızlık durumu, fiziksel, sözlü ve psikolojik şiddetin artmasına zemin hazırlamıştır.
* Mahpuslar, infaz koruma memurlarının kendilerine sık sık hakaret ve küfür ettiğini, mahpusları aşağıladığını ifade etmişlerdir.
* Hapishanelerde yaşanan kalabalıklaşma, denetimi zorlaştırmış, bu durum hem mahpusları hem de çalışanları fazlasıyla etkilemiştir. Kalabalıklaşmanın getirdiği gerilimli ortam, hapishanelerde sözlü ve fiziksel şiddet vakalarında artışa sebep olmuş, mahpusların kendilerinden daha güçsüz mahpuslara zarar verme davranışlarında da artış yaşanmıştır.
* CİSST’e başvuran mahpuslar, infaz koruma memurları ve hapishane idaresiyle iyi ilişkileri olan mahpusların bu durumdan “cesaret alarak” diğer mahpuslara şiddet uyguladıklarına dair iddialarda bulunmuşlardır.
* Kalabalıklaşma, şikâyetlerin ve başvuruların sonuçsuz kalması, infaz koruma memurlarından kaynaklı baskı gibi sebepler, halihazırda farklı sebeplerle sorunlar yaşayan mahpusların psikolojilerini olumsuz yönde etkilemiş, bu psikolojik sorunların kendine zarar verme ve intihar girişimi gibi ciddi sonuçlara sebebiyet verebildiği görülmüştür. (AS)