Kış aylarında yoğun kar yağışı ve buzlanma, moto kuryelerin çalışma koşullarını daha da zorlaştırıyor. Türkiye’yi etkisi altına alan “Altay Kar Fırtınası”, İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde etkili oldu. Yoğun kar yağışı ve buzlanma, bir kez daha moto kuryelerin yaşadığı sıkıntıları gündeme getirdi.
Kuryeler, buzlu ve karla kaplı yollarda çalışmanın getirdiği risklere rağmen sipariş teslim etmek zorunda kalırken, şirketlerin ve patronların işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri konusunda sorumsuzluğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Buzlu yollarda çalışmanın ölümcül riskleri
Karlı ve buzlu yollar, motosiklet kullanımını son derece tehlikeli hale getiriyor. Ani frenlerde motosikletin kayması, görünmeyen buzlanmalar ve düşük görüş mesafesi nedeniyle kuryeler ciddi kazalarla karşı karşıya kalıyor. Bu tür kazalar genellikle ciddi yaralanmalara yol açarken, bazen ölümle sonuçlanabiliyor.
Kış lastiği ve koruyucu ekipman kullanımı hayati önem taşırken, platform şirketlerinin ve patronların bu ekipmanları sağlamakta sorumluluk almadığını biliyoruz. Kaliteli ekipmanların pahalı olması ve ekipmanların önemi konusundaki bilincin yeterince olmaması, kuryelerin kış şartlarına hazırlık düzeyini azaltıyor.
Artan sipariş ve yoğun baskı
Soğuk havalarda insanların dışarı çıkmak istememesi nedeniyle siparişler büyük ölçüde artıyor. Aynı durum, yağmurlu havalar için de geçerli.
Özellikle paket başı ücret kazanan ‘esnaf kuryeler’ açısından ‘kötü havalar’ ekstra kazanç getiren günler olarak düşünülüyor. Kuryeler, genel olarak bu durumdan şikayetçi değildir. Ancak karlı ve buzlanma riski olan günlerde çalışmak ‘kazanç’ getirse de ciddi riskler barındırıyor.
Karlı günlerde siparişler arttığı gibi, bazı şirketler ve restoranlar o günlere özel indirim kampanyaları bile yapmaktadır. Artan siparişler kuryeler üzerinde daha fazla sipariş yetiştirme baskısı yaratıyor. Platform şirketleri ve restoranlar, siparişlerin hızlı teslimi için kuryeleri zor koşullarda çalışmaya teşvik ediyor. Şirketler, kötü hava koşullarına rağmen sipariş almayı sürdürüyor ve valilik yasak getirmediği sürece sistemini açık tutuyor. Şirketler ve restoranlar araba ile sipariş dağıtmayı ise ancak yasak geldikten sonra gündemlerine alıyor.
Geç gelen yasak kararları
Valilikler, yoğun kar yağışı sırasında motosiklet kullanımını yasaklama kararı alabiliyor. Ancak bu yasaklar genellikle geç alındığı için kuryeler saatlerce zorlu şartlarda çalışmak zorunda kalıyor.
İstanbul’da valilik, kuryeler iki gün kar yağışı altında çalışmak zorunda kaldıktan ve neredeyse yüzlerce video çekerek sosyal medyadan seslerini yükselttikten sonra yasaklama kararını açıkladı. Cuma ve cumartesi motosikletle trafiğe çıkmanın yasak olmasının ardından pazar sabah 08:00 itibarıyla yasak kaldırıldı. Ancak pazar günü de şehrin büyük bir bölümünde kar yağışı aralıklara devam etti ve ciddi bir buzlanma yaşandı. Bu durum, kuryeler arasında “valilik yasak kararını geç aldı, erken kaldırdı” tepkilerine neden oldu.
Ayrıca, İstanbul gibi büyük şehirlerde tüm bölgelerde eşit derecede yoğun kar yağışı olmayabiliyor. Ancak alınan yasak kararları şehrin tamamını kapsıyor ve bu durum bazı kuryeler açısından mağduriyet yaratıyor. Yasakların daha erken ve bölgesel bazda alınması, hem kuryelerin güvenliği hem de mağduriyetin önlenmesi açısından kritik öneme sahip.
Platform şirketlerinin sorumluluğu
Platform şirketlerinin ‘kötü hava koşulu protokolleri’ şeffaf olarak kuryelerle ve kamuoyu ile paylaşılmalı. Motosiklet ile çalışmanın zor ve riskli olduğu durumlarda, valilik yasakları beklenilmeden sorumluluk gereği sistemler kapatılmalı veya otomobil ile paket servise devam edebilme altyapıları güçlendirilmeli.
Bu şirketlerde çalışan kuryeler, sabit bir ücret almadıkları için çalışmadıkları günlerde gelir kaybına uğruyor. Valiliğin getirdiği yasak kararları sonrası, platform şirketleri bu kuryelere ücretli izin vermiyor; böylece kuryeler ücretsiz izinle karşı karşıya kalıyor. Kuryeler, bu durumu şu şekilde özetliyor:
“Kötü hava koşullarında biz çalışamıyoruz, ama firmalar da bize ücret ödemiyor. Platform şirketlerinin kazandığı paranın içinde bizim zor şartlarda çalışarak oluşturduğumuz gelir var. Eğer şirketler kışın güvenli sürüşün mümkün olmadığı günlerde çalışmamızı istemiyorsa, o zaman bize ücretli izin hakkı tanımalı. Eğer bütçeleri yoksa, biz zaten onların reklamlarını motosiklet çantalarımızda, kıyafetlerimizde zorunlu olarak taşıyoruz, reklamlarını yapıyoruz. O reklam bedelini bize ücret olarak versinler.”

Restoran kuryeleri de büyük risk altında
Sadece platform şirketlerinde değil, restoranlarla anlaşmalı çalışan kuryeler de benzer sorunlarla karşılaşıyor. Restoranlar, siparişlerin yetişmesi için kuryeleri çalışmaya zorlayarak onların can güvenliğini riske atıyor.
Bazı restoranlar, valilik yasak koysa bile mahalle aralarında kuryelerini çalıştırmaya devam ediyor. “Gelin çalışın, ceza gelirse biz öderiz” gibi söylemlerle kuryeler ikna edilmeye çalışılıyor. Denetimlerin de neredeyse hiç olmaması restoranlara kuryelere baskı yapma olanağı sağlıyor!
Bu durum, hem yasaların ihlali hem de kuryelerin sağlığının hiçe sayılması anlamına geliyor. Sınırlı sayıda restoran ise motosikletlerin yasak olduğu günlerde araç kiralayarak paket servise devam ediyor.
Kuryelerin yasal hakları: Çalışmaktan kaçınma hakkı
Türkiye’de 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesi, çalışanlara ciddi ve yakın tehlike durumunda “çalışmaktan kaçınma hakkı” veriyor. Bu maddeye göre, bir çalışan iş güvenliği açısından tehlikeli bir durumla karşılaştığında patrona başvurarak gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir. Patronun önlem almaması durumunda, çalışan çalışmayı reddedebilir. Ancak kuryeler bu haklarını çoğu zaman bilmiyor ya da kullanmaya cesaret edemiyor. Patronlar ise çoğu zaman bu hakları göz ardı ediyor ve kuryeleri çalışmaya zorlamaya devam ediyor. Yetkili kurumların bu konuda daha sıkı denetim yapması ve patronlara caydırıcı cezalar uygulaması gerekiyor.
Kurye dernekleri ve sendikaların sorumluluğu
Moto kuryelerin karlı havalarda karşılaştıkları bu ciddi sorunlar karşısında, onları temsil ettiğini söyleyen dernek ve sendikaların daha aktif bir tutum sergilemesi gerekiyor. Her şeyden önce “çalışmaktan kaçınma hakkı”nın yasal bir hak olduğunu ve kuryelerin bu hakkı çekinmeden kullanabileceğini dernekler ve sendikalar tüm kuryelere anlatabilmeli. Bu hakkın kullanılması nedeniyle baskıya uğrayacak ve zarar görecek kuryelere destek mekanizmaları yaratılabilmeli.
Valiliklerin kötü hava koşullarında yetkilerini zamanında ve en etkili şekilde kullanabilmesi için onlarla iletişime geçmek, işbirliği yapmak ve gerektiğinde moto kuryeler lehine sonuç almak için toplumsal basınç oluşturmak da kuryelerin haklarının korunması açısından önemli bir noktada duruyor.
Gerek platform şirketleri gerekse restoranların kötü hava koşullarında kurye hakları ihlallerini takip etmek, kuryelerin sağlığını hiçe sayan yaklaşımları kayıt altına almak, kuryelerle birlikte hukuki girişimlerde bulunmak ve bu ihlalleri müşterilere teşhir etmek de kurye örgütlenmelerinin sorumluluğudur.
Kuryeler tehlikeye atılmamalı
Kış şartlarında moto kuryelerin yaşadığı zorluklar ve risklerin çözülmesi, şirketlerin ve yetkililerin sorumluluğundadır. Karlı ve buzlu havalarda kuryelerin güvenliği sağlanmadan çalıştırılmaları, ciddi hak ihlallerine ve kazalara yol açıyor. Hiçbir sipariş kuryelerin canından daha değerli değildir.
Sipariş açık olduğu için birçok müşteri, şirketlerin karlı havaya göre önlem aldığını varsayıyor. Müşterilerin karlı havada sipariş verirken teslimatın hangi araçla yapılacağını kontrol etmesi, kuryelerin sağlığını tehlikeye atan şirketlere ve restoranlara sorumluluklarını hatırlatması, kuryelerin iş güvenliğinin sağlanmasına katkı sunacak önemli bir dayanışma olarak görülebilir.
Kuryeler, motosikletlerini sürebildikleri hava ve yol şartlarında A noktasından B noktasına teslimat yapmaktan şikâyet etmiyor; bunun mesleklerinin gereği olduğunu biliyorlar. Kuryelerin şikâyet ettiği ve düzeltilmesini istediği husus, hava ve yol şartlarının motosiklet sürmeye elverişli olmadığı durumlarda teslimat yapmaya zorlanmalarıdır! Kuryeler, işçi sağlığı konusundaki önlemler alınırken kayba uğramamak istiyor!
(MÇ/VC)