Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu, Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz Cuma günü yaşanan patlamaya ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, “2017 yılında en az 182 endüstriyel yangın, 2018 yılında en az 385 endüstriyel yangın olayı olmuştur. Bu yangınlarda en az 25 kişi ölmüş, en az 72 kişi de yaralanmıştır. Endüstriyel yangınlar kapsamında değerlendirilmesi gereken bu yangınların özellikle son yıllarda sıklıkla olması, konuya ciddiyetle eğilmeyi gerekmektedir” denildi.
Patlayıcı maddelerin üretimi ile ilgili doğrudan çıkarılmış mevzuatlara dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“1987 tarihli “Tekel dışı bırakılan patlayıcı maddelerle av malzemesi ve benzerlerinin üretimi, ithali, taşınması, saklanması, depolanması, satışı, kullanılması, yok edilmesi, denetlenmesi, denetlenmesine usul ve esaslarına ilişkin tüzük” ile birlikte daha geniş kapsamlı olan 2 Mart 2019 tarihli “Büyük Endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması hakkında yönetmeliktir”
Ayrıca kullanılacak ekipmanların da ATEX direktifi olarak bilinen "Muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizat ve koruyucu sistemler ile ilgili yönetmelik" hususlarına uygun olması gerekmektedir.
Bilirkişi incelemesinde bu yönetmeliklere uygunluğun değerlendirilmesi bir zorunluluktur. Ancak bilinmelidir ki işyerinin bu mevzuata uygun hale getirilmesi, işletme içinde yapılacak yatırımlar ile mümkün olmaktadır ve nedenle karar verici de uygulayıcı da işverendir.
Depo denetlemeleri
Yılda en az üç defadan az olmamak üzere, patlayıcı madde depolarının Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı valilikçe oluşturulacak komisyon tarafından denetlenir.
Her denetlemede, güvenlik uzaklıklarına etki eden unsurların bulunup bulunmadığı da belirtilerek, hazırlanan depo denetim formlarının bir örneği valilikçe İçişleri Bakanlığına gönderilir.Gerek görüldüğünde İçişleri Bakanlığınca oluşturulacak komisyonca da depo denetlemeleri yapılabilir.
2011 yılından bu yana hangi kurumlar kaç denetleme yapmıştır, Valilik denetim raporlarını İçişleri Bakanlığı ile paylaşmış mıdır? İçişleri Bakanlığı bir komisyon oluşturarak denetim yapmış mıdır? Bu soruların yanıtları kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Denetleme yapıldıysa kusur kime ait?
Bu denetimlerin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne tür bulgulara yer verildiği de önemlidir. Valilik denetimlerin uygun şekilde yapıldığını ifade etmektedir. Peki denetimler uygun şekilde yapıldıysa işçilerin ölümüne neden olan kusurlar kimlere aittir?
Her iş cinayeti sonrasında alıştığımız üzere bu patlamadan sonra da ilk gözaltına alınanlar firmanın sorumlu müdürü ve iş güvenliği uzmanı ile 2 ustabaşıdır. İşverenin talimatı ve kararları altında çalışan kişiler gözaltına alınırken işverenin olay mahallinde dolaşabilmesi son derece sakıncalı ve hukuk dışıdır.
Yine çalışanlarda kişisel koruyucu ekipmanların olmadığı, fabrikaya sigara dahi sokulduğu gibi iş güvenliği konusunda uygunsuzlukların olduğu ifadeleri de değerlendirilmelidir.
"Yine İSG uzmanı günah keçisi seçiliyor"
6331 sayılı İSG Kanunu, işyerinde her türlü önlemi alma ve güvenlik şartlarının gelişen teknolojiye uygun olarak iyileştirilmesi yükümlülüğünü işverene vermiştir. Öte yandan iş güvenliği uzmanlarına ise işverene rehberlik etmek, tespit ve önerilerini işverene iletmek görevini yüklemiştir.
Kaldı ki söz konusu uzman bu işyerine bir Ortak Sağlık Güvenlik Birimi üzerinden yarı zamanlı hizmet veren bir danışmandır. Bunlar göz önünde bulundurulunca sorumluların korunması adına o işletmede ücret karşılığı çalışanların günah keçisi haline getirilmesi ne vicdanidir ne de yasalara uygundur.
Davutpaşa’da Ostim’de, Soma’da ve daha birçok iş cinayetinde gerçek sorumlular cezalandırılmadığı için bugünleri yaşadık ve bugünün hesabı da gerçek sorumlularına sorulmazsa, yarınlarda yeni iş cinayetlerine hatta katliamlara gebe olur.
"İş güvenliği uzmanları bağımsız olmalı"
Ücretlerini işyeri sahiplerinden alan İş Güvenliği Uzmanları’nın bağımsız ve işin gereklerine uygun değerlendirmelerde bulunması her zaman ve her ortamda beklenemez; İşverenlere maliyet çıkartacak önerilerde bulunması çoğu kez mümkün olamamaktadır.
Bir kez daha İş Güvenliği Uzmanları’nın bağımsız ve tarafsız, işin gereklerin özgürce yansıtabileceği uygun koşulların oluşturulması için ilgili tarafların bir araya gelmesi gerekmektedir." (RT)