Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 7 Haziran 2015 seçiminden önce, 5 Haziran’da Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitingdeki bombalı saldırının yargılandığı mahkeme gerekçeli kararını açıkladı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, saldırı sonrasında sanık Mustafa Kılınç ile birlikte yakalanan, tanıklar tarafından teşhis edilen ve İlhami Balı ile telefon görüşmeleri olan sanık Burhan Gök’ün beraatına karar vermişti.
Gerekçeli kararda beraata ilişkin, “IŞİD silahlı terör örgütüne katıldığına, bağlandığına, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girdiğine dair dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği sonucuna varılmıştır” ifadesi yer aldı.
Diğer sanıklar Orhan Gönder, Mustafa Kılıç, İsmail Korkmaz hakkında Anayasa'yı ihlalden ağırlaştırılmış müebbet, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, nitelikli öldürmeye teşebbüsten 104 kere 17 yıl, öldürmeye teşebbüsten 102 kere 14 yıl, tehlikeli madde bulundurmaktan 13 yıl 4 ay ve para cezası verildi.
Saldırıda Ramazan Yıldız, Necati Kurul, Şehmuz Kaçan, Civan Arslan ve Ali Türkmen hayatını kaybederken, 400’ü aşkın kişi yaralanmıştı.
Yargılama sürerken tahliye edilmişti
Burhan Gök’e yöneltilen suçlamalardan biri “IŞİD militanlarına sınır geçişi sağlamak” olmasına ve suçüstü yakalanmasına rağmen, kaçma şüphesi olmadığına kanaat getiren mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar vermişti.
İddianamede saldırının baş faillerinden olarak gösterilen Burhan Gök’ün tahliyesine HDP’nin avukatları itiraz etti, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi de daha önce örneği olmayan bir şekilde “tahliyeye itiraz edilemez” yanıtı verdi. Ancak bir mahkeme üyesi, “Gök’ün daha deliller bile toplanmadan tahliye edildiğini” ifade eden bir karşıoy yazdı. Gök tahliye edildiğinde, sınırı geçmeye çalıştığı sırada üzerinde yakalanan telefon bile incelenmemişti.
Tıklayın - IŞİD Sanığının Tahliyesine Hakimden Karşı Görüş: Deliller Bile Toplanmamıştı
Burhan Gök’ün tahliyesinin kesinleşmesinin ardından da Türkiye’deki tüm saldırıların ortak faili görünen ve neredeyse her davanın firari sanığı olan İlhami Balı ile telefonda konuştuklarına dair kayıtlar ortaya çıktı. Bu tapelere de savcılık veya mahkeme değil, davanın müşteki avukatları ulaştı.
Ancak mahkeme bu yeni kanıta rağmen tutuklama talebini bir kez daha reddetti, sadece telefon tapelerinin ortaya çıkmasının ardından “adli kontrol” uygulanmasına hükmetti.
Mahkeme üyesi şerh düştü
Mezopotamya Ajansının haberine göre, Gök’ün, firari durumdaki sanık İlhami Balı’yla çok sayıda görüşmesinin olduğunun iddia edilmesine rağmen, Gök’ün bu görüşmeleri kabul etmediği belirtildi.
Karara muhalefet şerhi düşen mahkeme heyeti üyesi ise, Gök’ün savcılık ve mahkeme aşamalarındaki ifadelerinin çelişkili olduğunu, ayrıca tanıkların da Gök’ü teşhis ettiğini yazdı:
“…balon tabir edilen çok sayıda telefon kullanıyor olması, özellikle de İlhami Balı’ya ait 4978 ile biten telefonla kendini Ahmet Furkan olarak tanıtarak İŞİD silahlı terör örgütüne eleman temin etme faaliyetleri kapsamında konuşuyor olması, Ebu Suheyf kod adlı İŞİD’çiyle kendisini Ahmet Furkan olarak tanıtarak örgüt içi konuşma yapması ve yine sanık Burhan’ın Belçika ülkesinde gerçekleştirilen terör saldırısını düzenleyen kişi ile yakalanması, beyanına göre kullandığı telefon numaraları ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/57689 sayılı soruşturma dosyası içeriği hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; söz konusu eylemi gerçekleştirdiği hususunda yeterli delil olmamakla birlikte kod adı kullanan, örgüt mensupları için tutulan dairelerden haberdar olan, örgüt mensuplarını yasa dışı yollarla sınır dışına çıkaran bir kişi olması nedeniyle, diğer suçlardan beraatına dair karara katılmakla mevcut delil durumuna göre Anayasayı ihlal suçunun, silahlı terör örgütü üyeliği düzeyinde gerçekleştiğinin kabulü ile bu suçtan cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, tüm suçlardan beraatına ilişkin çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.“
Müdahil avukatlar karara itiraz edecek. (AS)