Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Ölüm orucunun 268. Günündeki İbrahim Gökçek ile 265. Günündeki Helin Bölek, İstanbul, Küçük Armutlu’da bulundukları evden sabaha karşı düzenlenen polis baskını sonrasında çıkarılarak Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü.
Avukat Didem Ünsal bianet’e yaptığı açıklamada, iki Grup Yorum üyesinin ambulansla hastaneye götürüldüğünü ve acil servisinden girişlerinin yapıldığını, burada müdahaleyi ve tedaviyi kabul etmedikleri yönünde beyanları olduğunu belirtti.
Polis baskınında biri ölüm orucundakilerin refakatçisi olan toplam üç kişi de gözaltına alındı.
Armutlu’daki Cemevi’ne de baskın düzenleyen polis burada da arama yaptı.
“İrade dışı müdahale kalıcı hasar veya ölümle sonuçlandı”
Halkın Hukuk Bürosu da konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Müvekkillerimizin rızasının yokluğu gözardı edilerek yapılacak bir müdahale sonucunda meydana gelebilecek her olumsuzluk karşısında, müdahaleyi gerçekleştiren doktorların ve buna zorlayan polislerin uluslararası anlamda sorumlulukları doğacaktır.
“Türkiye'nin de imzacısı olduğu ve iç hukuka uyarlamak amacıyla meclisten geçirdiği biyo-tıp sözleşmesinin 5. maddesi ve diğer birçok uluslararası sözleşmeye göre ilgili kişinin muvafakati bulunmaksızın tıbbi müdahalede bulunulması yasaklanmıştır.
“Ölüm orucu direnişçilerine daha önceki kitlesel ölüm orucu eylemlerinde irade dışı müdahale işkencesi denenmiş ve bu müdahaleler, eylemcilerin hayatını kaybetmesine, sakatlanmasına veya vücudunda kalıcı hasarlar oluşmasına sebebiyet vermiştir.
“Müvekkillerimizin sağlığında bu denli olumsuzluklara yol açabilecek olan her türlü müdahale işkencedir. İşkence insanlık suçudur! İşkence suçunun zamanaşımı yoktur!”
* Biyoloji Ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları Ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi, Madde 5: “Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir.”
“Müdahale istememek hakkıdır”
Açlık grevcilerine zorla müdahaleyle ilgili daha önce bianet’e bilgi veren Dr. İncilay Erdoğan, doktorun, hastanın rızasına göre hareket etmesi gerektiğini söylemişti:
“Hekim, hastanın verdiği kararların sonuçları ile bilgi vermekle yükümlüdür. Karar verme yeterliliği olan erişkin bir kişi, girişime onay vermeme hakkına sahiptir.
“Bilinci kapalı ise de daha önceden verdiği yazılı ya da sözlü ifadedeki rızasına göre davranılır. Zorla müdahaleye reddettiğine dair ifadesi varsa zorla müdahale edilemez. Aynı süreçte B1 ve sıvı alımına dair de daha önceden verdikleri beyanlar dikkate alınır. Kişinin rızası dışında müdahale yapılamaz.
“Lizbon Bildirgesi ve Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi’ne göre hasta yaşamının son döneminde insanca bakılıp mümkün olduğunca onurlu ve rahat biçimde ölme hakkına sahiptir. Kendi ifadesiyle müdahale istemiyorsa bu onun hakkıdır.”
Ne olmuştu?
Grup Yorum’un çalışmalarını yürüttüğü İstanbul’daki İdil Kültür Merkezi son iki yılda 10’dan fazla kez polis baskınına maruz kaldı. Baskınlar sırasında Grup Yorum'a ait enstrümanlar başta olmak üzere birçok eşya kırıldı veya kaybedildi. Nota defterleri ve şarkı kayıtları zarar gördü.
Grup Yorum’un yaptığı açıklamaya göre, bu baskınlarda 30’u aşkın kişi tutuklandı. Grubun halen tutuklu üyeleri bulunuyor.
Ölüm orucundaki grup üyelerinin talepleri şöyle:
* Sürekli baskına uğrayan, terörize edilmeye çalışılan ve Grup Yorum'un çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezine polis baskınları son bulsun.
* Grup Yorum üyeleri Bakanlığın arananlar listelerinden çıkarılsın.
* Yaklaşık 3 yıldır neredeyse tüm konserleri yasaklanan Grup Yorum üzerindeki konser yasakları kaldırılsın.
* Yorum üyeleri haklarında açılan davalar düşürülsün.
* Tutuklu Grup Yorum üyeleri serbest bırakılsın. (AS)