Tahran-İstanbul seferini yapan uçağın Covid-19 şüphesiyle Ankara, Esenboğa Havalimanına iniş yapmasının ardından, virüsün Türkiye’deki durumu tekrar tartışma konusu oldu.
Ankara İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Gülüm’den aldığı bilgileri kamuoyuyla paylaşan Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Karakoç, karantina altına alınanlardan hiçbirinde virüs testinin pozitif çıkmadığını açıkladı ve bir kez daha koruma tedbirlerinin önemine dikkat çekti.
“Basın, sorumlu ve etik habercilik yapmalı”
Dr. Ali Karakoç ile karantina ve koruma tedbirlerini, kamu otoriteleri ile medyanın konuya nasıl yaklaşması gerektiğini ve şüpheli vakaların durumunu konuştuk.
Karakoç özellikle basın kuruluşlarının halkı galeyana veya korkuya sevk edecek haberler yapmaması konusunda duyarlı olmasının ve doğru bilgilendirme konusunda özenli davranmasının önemine dikkat çekti.
Ayrıca kamu otoritelerine de kamuoyunu ve meslek örgütleriyle sağlık çalışanlarını doğru bilgilendirme çağrısı yapan Dr. Karakoç, bugüne dek yetkililerin bu görevi yerine getirdiğini de ekledi.
“Test sonucu pozitif çıkan kimse yok”
İlk olarak Ankara’daki olayla ilgili bilgi veren Dr. Karakoç, dün uçağın havalimanına inişinin ardından yolcu ve mürettebatın şu anda boş olan ve karantina merkezi olarak düzenlenen, Zekai Tahir Burak Hastanesi ile Tıbbi Bakım ve Gözlem Evi’nde karantina altına alındığını söyledi:
“Uçağın inmesinin ardından hemen İl Sağlık Müdürlüğüyle irtibata geçtim. Karantinadakilerin hiçbirinin ateşi yüksek değildi. İlk testlerin sonuçlarının akşamüstü çıkacağı söylendi. Tekrar görüştüğümüzde de test sonucu pozitif çıkan kimsenin olmadığı bilgisini aldım.
“Karantina devam ediyor, bu süre içerisinde de testler düzenli olarak tekrarlanıyor.”
“Virüsün kuluçka süresi çok uzun”
“Ancak tabii bulaşıcılığı bu kadar yüksek olan bir virüs hele de sınır komşularımızda varken mutlaka bize de bulaşacak. Bu sebeple koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi bir kez daha öne çıkıyor. Genel olarak düşünüldüğünde yine aşı konusuna geliyoruz, koruyucu hekimlik çok önemli…
“Covid-19, diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla aynı şekilde bulaşıyor. Hapşırık, öksürük veya temasla... Ancak kuluçka süresi çok uzun, 14 ila 24 gün arasında değişen sürelerde. O sebeple şüpheli vakalar derhal karantinaya alınmalı.”
“İyi koşulları kişinin direncini artırır”
Dr. Karakoç, eşitsizliğin yüksek olduğu, yoksulluğun hüküm sürdüğü alanlarda, kalabalık ailelerde virüsn etkilerinin de daha fazla görünebileceğine dikkat çekti:
“Koruyucu sağlık hizmetlerini hem topluma hem sağlık çalışanlarına ulaştıramazsak vahim sonuçları olabilir.
“İyi beslenme, kanalizasyon ve altyapı sistemleri, barınma mekanlarının ısınması gibi tüm bunlar da koruyucu sağlık hizmeti içerisindedir. Bunlar kişinin direncini artırır.
“Bu virüste kronik hastalar ve yaşlılar risk altında. Ancak yukarıda saydığım yönde tedbirleri alınırsa en az zararla atlatabiliriz.
“Hijyen en büyük koruyucu tedbir, el yıkamak gibi… Toplu alanlarda mümkünse çok fazla bulunmamalı. Hastalık şüphesi olan, gribal enfeksiyonu olanlar mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmalı.”
“Üniversite hastaneleri de test yapabilmeli”
Dr. Karakoç, bakanlığın ve yetkililerin şimdiye dek bilgi paylaşımını yerine getirdiğini de ekledi:
“Kamu otoritesi elindeki verileri açık şekilde kamuoyuna duyurmalı, sağlık çalışanlarıyla paylaşmalı. Virüs testleri sadece Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde değil üniversite hastanelerince de yapılmalı. Bu hem güvenilirlik hem şeffaflık için çok önemli.” (AS)