Abdurrahim Demir, 17 Ağustos 1995'te Mardin Ömerli'deki evinden, Adana'daki akrabalarının yanına gitmek için yola çıktı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
Annesi Kesriye Demir ve kardeşi Mehmet Demir, yıllarca Galatasaray Lisesi önündeki Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemlerinde, Abdurrahman Demir'in akıbetini sordu, sorumluların cezalandırılmasını istedi. Ancak, her ikisi de yaşamını kaybetti.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu haftaki eylemlerinde, bu hakikatı hatırlatarak başladı ve "Kesriye ve Mehmet Demir'in bıraktığı yerden soruyoruz: Abdurrahman Demir nerede?" diye seslendi.
İçişleri Bakanlığı'nın "yasaklaması" nedeniyle 50 haftadır Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapamayan Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu haftaki eylemlerini de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak'ta yaptı.
Ellerinde karanfiller ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Sezgin Tanrıkulu da destek verdi.
Ocak yetkililere seslendi: Görevinizi yerine getirin
Haftanın basın açıklamasını Cumartesi Anneleri/İnsanları'ndan Maside Ocak okudu. Ocak, önce 28 Temmuz 2019'da, 7 ve 21 Şubat tarihleri arasında zorla kaçırılan 6 kişiden Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Salim Zeybek'in Ankara Emniyeti'nde olduğu ailelerine bildirildiğini söyledi. Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen'den ise hala haber alınamadığı bilgisini aktaran Ocak, şunları söyledi:
"Söz konusu altı kişi, aynı tip Transporter araçlarla ve tanık beyanlarına göre kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan kişiler tarafından zorla kaçırılmışlardı. Bu ağır ithamlara karşı yetkililer, gözaltında oldukları kabul edilen dört kişinin bugüne kadar nerede oldukları ve ne tür uygulamalara maruz kaldıklarına dair kamuoyuna hiçbir açıklama yapmadı.
"Adalet Bakanı Gül'e ve adli makamlara çağrımızdır:
"Şubat ayından bu yana nerede oldukları bilinmeyen Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Salim Zeybek'in kaçırılma vakalarının etkin bir biçimde ve maddi gerçeği açığa çıkartacak şekilde soruşturulmasını sağlama görevinizi yerine getirin.
"Kendilerinden haber alınamayan, yaşamlarını tehdit eden koşullar altında kaybedilmeye çalışıldıklarına dair kuvvetli şüphe bulunan, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen'in nerede oldukları konusunda etkin bir soruşturma yürütülerek, ailelerine bilgi verilmesini sağlama görevinizi yerine getirin.
"İktidara çağrımızdır:
"Devletin tüm birimleri faaliyetlerini hukuka uygun bir biçimde yürütmek zorundadır. Bu ağır ihlale son verme ve ihlalin sorumlularının yargılanmasını sağlama yükümlülüğünüzü yerine getirin."
"Kesriye Demir ve uzun yıllar birlikte mücadele ettiğimiz, bir buçuk yıl önce aramızdan ayrılan Mehmet Demir'in sesiyiz." Diyerek açıklamaya başlayan Ocak şöyle devam etti:
"Annesi Kesriye Demir, 'Oğluma ne oldu?' sorusunu 20 yıl boyunca sordu. Oğlunu bulamadan, akıbetini öğrenemeden aramızdan ayrıldı. 'Kardeşimi bulamadım, annemin yüzüne bakamıyorum' diyen ve 27 Ocak 2018'de Galatasaray Meydanı'ndan uğurladığımız Mehmet Demir yerine bugün soruyoruz 'Abdurrahim'e ne oldu?' Abdurrahim Demir'in kaybedilmesinden sorumlu olanların yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını istiyoruz.
"Abdurrahim Demir ve tüm kayıplarımız için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. 50 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz."
Eylemde daha sonra gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Yıldız şunları söyledi:
"Mehmet Demir Cumartesi Anneleri eyleminden ayrılırken annem 'Oğlum bir haber var mı? diye soracak ben ona diyeceğim? Annemin yüzüne nasıl bakacağım' derdi. Biz kayıplarımızı bulamadığımız için insanların yüzlerine bakamıyoruz ama siz onları kaybedenler, her hafta buraya gelip bizim yüzümüze nasıl bakıyorsunuz? Hadi bizim yüzümüze bakıyorsunuz, siz annelernizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Annelere yaşattığınız acılar akılınıza gelmiyor mu?" diye sordu.
Yıldız'ın ardından Ankara'daki kayıp kişilere dair CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu şu bilgileri verdi:
"Bu kişilerden dördünün Emniyet'te olduğu açıklandı. Aileleri ile görüşebildiler. Görüşmeden tehdit edildiklerini anlıyoruz. Ailelere, sosyal medya hesaplarınıızı kapatın, AİHM başvurularını geri çekin, milletvekillerini bu işe karıştırmayın demişler. Buradan nasıl bir baskı altında olduklarını anlıyoruz."
Adrurahman Demir nasıl kaybedildi?
Askerliğini bitirip köyüne dönen Abdurrahim Demir, 17 Ağustos 1995'te Mardin Ömerli'deki evinden, Adana'daki akrabalarının yanına gitmek için yola çıktı.
Mardin Kızıltepe, Şavalet noktasında kimlik kontrolü için durdurulan otobüsten indirilen Abdurrahim Demir, askerlerce gözaltına alındı.
Gözaltına alındığına tanıklık edenler Demir Ailesine Abdurrahim'in, Şavalet Jandarma Karakolu'na götürüldüğünü söyledi.
Şavalet Karakoluna giden Demir Ailesine, "Biz böyle birini almadık" cevabı verildi. Mardin Emniyeti ise "Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa'ya garson olarak gitti" açıklamasıyla gerçeğin üstünü kapatmaya çalıştı. Demir Ailesi "bu işin peşini bırakın" diye tehdit edildi.
Yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Abdürrahim Demir'den bir daha haber alınamadı.
(EMK/AÖ)