Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye yıllardır adil yargılama, işkence, neyle suçlandığını bilmeden hapishanede aylarca iddianame bekleme gibi hak ihlalleriyle mücadele ediyor. Hak ihalleri yaşanan birçok dava ve soruşturmanın kaynağı ise ihbarlar.
Bir ay öncesini hatırlayalım... Müzisyen Alpay, konseri sırasında "Sıradaki şarkım, devlet tarafından zalimce katledilen insanlara gelsin" deyince bir seyirci ihbar etmiş ve sanatçı hakkında soruşturma başlatılmıştı.
TIKLAYIN - Konserinde Deniz Gezmiş ve Berkin Elvan'ı Anan Alpay'a Soruşturma
Üniversite Baran Barış Korkmaz, komşusunun, bahçesinde bulunan tüpün bomba hazırlığı için getirildiğini ihbarı sonucu tutuklanmıştı.
TIKLAYIN - Cezaevindeki Üniversite Öğrencisi Baran Barış Korkmaz: Halen Şaşırıyor Musunuz?
Son olarak da ODTÜ'lü öğrenciler ev baskınlarıyla gözaltına alındılar.
TIKLAYIN - ODTÜ'lü Öğrenciye 112 Acil Servis İhbarıyla Ev Baskını
İhbarlarla başlatılan soruşturmalar ve alınan gözaltı kararları Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan'a da sorduk. Sağkan'ın yanıtları özetle şöyle:
"Bir kişinin gözaltına alınabilmesi için iki unsur birlikte gerçekleşmeli: Birincisi, gözaltı tedbirinin soruşturma yönünden zorunlu olması, ikinci unsur ise kişinin suç işlediği şüphesini gösterir somut delillerin bulunması.
Ancak bu iki unsur bir arada olduğu zaman gözaltı işlemi yapılabilir.
"Gözaltı işleminin nasıl yapılacağı hem Ceza Muhakemesi Kanununun 91. Maddesinde hem de yakalama gözaltına alma ve ifade yönetmeliğinde açıkça düzenlenmiş.
ODTÜ'lü öğrencilerin durumunda ortada bir suçüstü hali yok, böyle bir olgu yok. Henüz öyle bir tören gerçekleşmemiş zaten. Somut bir delil zaten ortada yok.
Öğrencilere tazminat hakkı doğar
İhbar e-postası üzerine emniyetin harekete geçerek bazı öğrencileri gecenin bir yarısı gözaltına alması çok açık ifade edebilirim ki CMK 91/2'ye açık olarak aykırı. Yönetmeliğe, Anayasa'ya aykırı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 5. Maddesi'ne de çok açık aykırı."
Böyle bir talimat varsa talimatı veren ve uygulayanlar hakkında Cumhuriyet Savcılığının resen harekete geçerek bir soruşturma başlatması gerekiyor. Aynı zamanda bu öğrenciler dava açtıkları takdirde lehlerine tazminat doğacaktır.
Hukukî güvenlik kalmadı
"Bu tür uygulamalarla Türkiye'de artık hukukî güvenliğin kalmadığını görüyoruz. Bir tane basit bir e-maille, kimden geldiği belli olmayan, kimlik bilgisi dahi yer almayan en ufak yazılı bir belgeyle, ortada soruşturma yönünden bir zorunluluk olmamasına rağmen, herhangi bir şüpheli, bir delil olmadığı bir durumda gecenin bir yarısı evinizden alınıp sabaha kadar gözaltında tutulabiliyorsunuz.
"'Bir hukuk devletiyiz' diyorsanız bu hukuk devletinde özellikle kişinin hürriyetini kısıtlayıcı tedbirlerin uygulanması noktasında hem emniyetin hem yargının çok dikkatli olması gerekir.
Öte yandan herhangi bir suç için gözaltı işlemi yapmadan önce kişiyi davet ettiğinizde gelebilecek durumdaysa öncelikli davet etmeniz gerekir. Çünkü gözaltı bir tedbirdir." (AÖ)