Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, hasta mahpusların sayısına dair raporunu açıkladı.
Açıklamaya göre, hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere 1333 hasta mahpus bulunuyor.
İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonundan, avukat Zeynep Ceren Boztoprak bianet’e yaptığı açıklamada, hem bu verileri nasıl toplayıp rapor haline getirdiklerini hem de son dönemde veri toplamada karşılaştıkları sorunları anlattı.
İHD’nin geçen yılki açıklamasında, hasta mahpus sayısı 1154’tü.
Adalet Bakanlığı’nın konuyla ilgili verdiği son bilgi ise Şubat 2017 tarihli. Bakanlık o dönem itibariyle Adli Tıp Kurumu raporuyla ağır ve sürekli hastalığı belgelenen tutuklu ve hükümlü sayısı 841’e ulaştığını açıklamıştı. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da hapishanelerde 2009'dan Ekim 2016'ya kadar 2 bin 300 kişinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
Çözüm önerileri
Raporda, hasta mahpusların sorunlarının çözümüne dair yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
* Tecride dayalı infaz rejimi, uygulayanların inisiyatifine bırakılmadan derhal kaldırılmalı. Cezaevinin fiziki yapısı, maddi koşulları ve uygulanan muameleler bir bütün olarak insan onuruna yakışır nitelikte olmalı.
* Cezaevindeki yaşam koşullarının, cezaevi dışındaki yaşam koşulları ile mümkün olduğunca uyumlu olmasına özen gösterilmeli.
* Adalet Bakanlığı’nın 45/1 sayılı Genelgesi’nde belirtilen on kişi, on saat sohbet hakkı uygulamasının cezaevlerinde hayata geçirilmesi sağlanmalı.
* Uluslararası standartlar ile yasaklanan zincir, demir gibi kısıtlama araçlarının kullanılması önlenmeli, kısıtlama araçları cezalandırma amacıyla kullanılmamalı.
* Özellikle işkence iddialarında olmak üzere, mahpusların muayeneleri İstanbul Protokolü uyarınca standart adli muayene formu kullanılarak kapsamlı biçimde yapılmalı.
* Mahpusların muayeneleri mahremiyete uygun şekilde, yalnız ya da en azından kimsenin duyamayacağı bir ortamda yapılmalı. Bu ortamın sağlanamadığı durumlarda, muayene sırasında bulunan kişilerin kimlik bilgileri rapora mutlaka yazılmalı.
* Cezaevinde sağlanan tıbbi bakım hizmeti, cezaevi dışındaki olanaklarla eşit hale getirilmeli.
* Mahpusların yeterli düzeyde sağlıklı yaşam koşullarına ve tıbbi bakıma erişimi sağlanmalı; sağlık hizmetleri ve mahpusların hekimle görüşme talepleri gereksiz gecikme olmaksızın karşılanmalı.
* Yemekler, yeterli ölçüde besin değerine sahip ve makul çeşitlilikte olmalı. Sağlık sorunu olan mahpuslara hekim kontrolünde özel diyet yemeği verilmeli.
* Kantinde satılan ürünler yeterli çeşitlilikte ve fiyatlar cezaevi dışındaki ürünlerle eşit düzeyde olmalı.
* Cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlamalı.
“OHAL kalktı, OHAL uygulamaları yerleşti”
Avukat Boztoprak, hasta mahpuslarla ilgili bilgilere nasıl ulaştıklarını şöyle açıkladı:
“İHD’ye yapılan başvurular üzerinden veri topluyoruz. Ayrıca Merkez Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda düzenli olarak cezaevleri ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Bu ziyaretlerde hasta mahpusların durumuna dair mahpusların kendilerinden düzenli bilgi alıyoruz.
“Her haftaki F oturmaları eyleminde de bir hasta mahpusu işliyoruz. Bu da uzun süredir devam eden bir oturma eylemi, mahpusların ailelerinde ve kendilerinden bu sebeple de detaylı bilgi alıyoruz.
“Mahpuslar da bize, durumlarına dair mektuplar gönderiyorlar.”
Boztoprak, özellikle mahpusların mektup göndermesi konusunda her zaman sorun yaşandığını ancak OHAL ve onu takip eden olağanüstü hal uygulamalarıyla, son dönemde bu konuda zorluklar yaşandığını ifade etti:
“OHAL kalksa da olağanüstü hal uygulamaları kanunla yerleştiği için mektuplar gelmesi gereken sürede gelmiyor.
“Cezaevi idareleri de disiplin soruşturmalarında daha katı davranıyor, sık sık verilen iletişim yasakları nedeniyle mektuplar ulaşmayabiliyor.”
“Mahpus, görüş yapmadan geri döndü”
Mahpuslarla hapishanede yaptıkları avukat görüşmelerinde bir sorun yaşanmadığını ifade eden Boztoprak, açlık grevileriyle başlayan şu uygulamadan da bahsetti:
“Açlık grevlerinin olduğu hapishanelerde avukat görüşü sırasında kamera kaydı ve bir infaz koruma memurunun görüşe nezaret etmesi şeklinde bir uygulama başlatıldı. Mahpuslar da bu şekilde görüş yapmak istemediklerinden görüşemiyoruz.
Son olarak avukat görüşü yapmak için gittiği Gebze Kadın Kapalı Cezaevinde kendisinin de bu duruma şahit olduğunu anlattı:
“Mahpus geldi ve kamera altında görüş yapmak istemediğini beyan ederek geri döndü. Görüşü gerçekleştiremedik.”
Hasta mahpuslar neler yaşıyor?
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, dün Diyarbakır’daki basın toplantısında İHD’nin raporunu açıklayan Boztoprak, hasta mahpusların karşı karşıya olduğu ihlalleri şöyle sıraladı:
* Türkiye hapishanelerinde hastalığı olan mahpusun revire götürülmemesi;
* Hastaneye sevk edilmişse sevkinin gerçekleştirilmemesi ya da hastane randevularına tarihinde götürülmemeleri;
* Tedavi aşamalarındaki yetersiz ve kötü uygulamalar, kelepçeli muayene;
* Bazı hapishanelerde etnik kimliğinden dolayı mahpusların doktor tarafından muayene edilmemesi ve hastane sevklerinin yapılmaması şeklinde kötü muamele, işkence ve ayrımcılık suçlarını oluşturan, kanunlara aykırı uygulamalar derneğimize gelen başvurularda beyan ediliyor. (AS)