Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Üç üniversite öğrencisinin 1 Mayıs operasyonunda gözaltına alınırken söyledikleri “Katil polis hesap verecek” sloganı nedeniyle yargılandığı davayla ilgili Anayasa Mahkemesi karar verdi.
AYM, öğrencilere bu slogan nedeniyle “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan” ceza verilmiş olmasını, ifade özgürlüğü ihlali olarak değerlendirdi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, bu sloganın, “görev yapan polislerin kişisel şeref ve itibarına yönelik olmadığı” belirtilerek eleştiri amacı taşıdığı ifade edildi.
“Polis aracının koltuğuna vurmakla” suçlandı
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polisler, 14 Mayıs 2012’de 1 Mayıs eylemlerine dair operasyon düzenledi. Bu operasyon kapsamında da Kadıköy’deki Paylaşma ve Dayanışma Derneği binasına baskın yapıldı.
Baskın sırasında binada bulunan ve biri 19, ikisi 20 yaşında olan üç üniversite öğrencisi gözaltına alındı.
Öğrenciler gözaltına alınırken ve bindirildikleri polis aracında “Katil polis hesap verecek, direne direne kazanacağız, baskılar bizi yıldıramaz” şeklinde sloganlar attılar.
Polislerin şikayeti üzerine öğrenciler hakkında soruşturma başlatıldı.
Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı, üç öğrenci hakkında “polis memurlarına görevlerini yaptırmamak için direnme ve görevlerinden dolayı polis memurlarına hakaret” suçlarından, polis aracının şoför koltuğunu tekmeleyen bir öğrenci hakkında da kamu malına zarar verme suçundan cezalandırılması istemiyle iddianame hazırladı.
Mahkeme, “katil polis” sözünü hakaret saydı
İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 13 Mayıs 2014’te karar verildi.
Mahkeme, üç öğrencinin de “görevli polis memurlarına görevlerinden dolayı hakaret suçundan” ayrı ayrı 13 ay 3 gün, “görevli memurlara görevlerini yaptırmamak için direnme suçundan” da 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına hükmetti.
Her iki hükmün de açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verildi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, öğrencilerin “katil polis hesap verecek” sloganını atmış olmalarıyla, polise hakaret ettikleri ifade edildi.
Polis aracının koltuğuna tekme atılması ise “mala zarar verme kastından” sayılmadı, öğrenci bu suçlamadan beraat etti.
Öğrencilerin avukatları aracılığıyla karara yaptıkları itiraz da İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptılar.
“Cezayla ilgili tatmin edici gerekçe yok”
AYM’nin bugün açıklanan gerekçeli kararında, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu bakımından Anayasa'nın 26/1 maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine” hükmedildi.
Kararda, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, cezaya dair “tatmin edici bir açıklama bulunmadığı” ifade edildi.
AYM’nin kararında öğrencilerin arama ve gözaltı işlemlerine maruz kaldığı ifade edilerek şu değerlendirme yapıldı:
“Sloganlar yakalama ve gözaltı işlemi sırasında atılmıştır. Dolayısıyla kelime anlamı itibarıyla ele alındığında rahatsız edici bir içeriğe sahip olan ‘Katil polis hesap verecek’ şeklindeki sloganın -başvurucuların bakış açısından- kolluk kuvvetlerinin muamelelerine karşı eleştiri amacıyla atıldığı değerlendirilmiştir.”
“Polislerin kişisel şeref ve itibarına yönelik değil”
Kararda, olayla ilgili de değerlendirme yapıldı:
“Hakaret suçundan cezalandırılmalarına neden olan sloganın görevli polisleri hedef aldığı konusu da kuşkuludur.
“Kalıplaşmış sloganların tekrarından ibaret sloganlar kitlesel eylemler yapan bazı grupların kolluk güçleri ile karşılaştıkları durumlarda sıkça kullanılmaktadır.
“Bu bağlamda bu sloganın genel nitelikli olduğu değerlendirilmiş ve başvuru konusu olayda görev yapan polislerin kişisel şeref ve itibarına yönelik olmadığı kabul edilmiştir.” (AS)