Haberin Kürtçesi için tıklayın
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, davada verilen kararın gerekçesinin tamamlanmasının ardından açıklama yaptı.
Açıklamada, “kısa kararında katliamın bütün tablosunu aydınlatmayan, tüm sorumluları yargılama pratiği sergilemeyen mahkemenin, gerekçeli kararı ile de bu tutumunu sürdürdüğü” ifade edildi.
TIKLAYIN - 10 Ekim Katliamı Davası'nda 9 Sanığa 101 Kez Ağırlaştırılmış Müebbet
3 Ağustos 2018’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının 872 sayfalık gerekçeli kararı yazıldı.
103 kişinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili davada 9 sanık, 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve “öldürmeye teşebbüs” suçundan 10 bin 557’şer yıl hapisle cezalandırıldı. 17 firari sanığın dosyası ayrıldı.
Gerekçeli kararda ne var?
Avukat Komisyonu, gerekçeli kararı şöyle anlattı:
872 sayfada, taleplere 1,5 sayfa ayrıldı
“Katliam sebebiyle o kadar çok insan bizzat zarar görmüştür ki dosyada katılan sayısı - katılma talebi kabul edilen kurumlarla birlikte - 697’ydi. Katılanların, katliama dair tüm sorumluların, yani kamu görevlilerinin yargılanması talebi ise karşılıksız ve cevapsız kaldı.
“Avukatlar olarak somut kanıtlar dosyaya sunup katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin mutlaka dosyaya dahil edilmesi gerektiğini ifade etmiştik. 872 sayfalık gerekçeli kararda bu husus sadece bir buçuk sayfa olarak yer aldı, sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanması konusundaki taleplerin tamamı görmezden gelindi.”
“Mahkemelerle yazışmalar da yok sayıldı”
“Üstelik Gerekçeli kararda, dosya kapsamında yer alan delillerden dahi söz edilmedi.
“İçişleri Bakanlığı Müfettiş Raporu, Gaziantep Ağır Ceza Mahkemelerinden gelen dosyalar, sanıkların iletişim tespiti dosyaları, Gaziantep ve ülkenin çeşitli yerlerinde kamu kurumlan ile yapılan yazışma yanıtları gerekçeli kararda yok sayıldı.
“Oysa bu sözünü etmiş olduğumuz deliller; Ankara, Adana, Antep ve Kilis gibi yerlerde görev yapan birçok kamu görevlisinin, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının ve siyasal iktidar temsilcilerinin bu katliama yol verdiğini ortaya koyuyor.
“İnsanlığa karşı suç talebi de karşılıksız kaldı”
“Gerekçeli kararda sanıkların insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmaları gerektiği konusundaki talebimiz ise ‘sanıkların gerçekleştirdiği katliamın esasen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzenine yönelik olduğu, 2015 kasım seçimleri öncesinde ülkede kaos yaratmak istedikleri’ gibi açıklamalarla karşılanmış olup, katliama ilişkin siyasal iktidarın sorumluluğu bu şekilde ört bas edilmek istendi.
“Katliam örgütleyen sanıklara cezayı alkışlamayacağız”
“Sanıklar hakkında yer alan sayfalar dolusu değerlendirmenin, cezalandırılmalarına ilişkin açıklamaların nazarımızda bir anlam ve önemi bulunmuyor.
“Katliam örgütledikleri dosya kapsamındaki her türlü delille sabit olan sanıklara ceza verildiği için bu kararı alkışlamayacağımızı daha önce söylemiştik. Kaldı ki sanıkların bir kısmı için eksik ceza tayini de söz konusu.”
“Mücadele etmeye devam edeceğiz”
Açıklamada, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin adalet sözcüğünün çok uzağına düştüğü, yargının siyasal işlevi konusunda tarihi vesika olabilecek bir karar imza attığı ifade edildi:
“Bu karar ile yakınlarını yitirmiş, yaralanmış, hayatı boyunca unutamayacağı anlara tanıklık etmiş müvekkillerimizin acıları daha da derinleştirildi.
“10 Ekim Ankara Katliamının bütün sorumlularının yargı önünde hesap vermeleri için her platformda mücadele etmeye /çabalamaya devam edeceğiz.” (AS)