Öğretmen Nursel Tanrıverdi, ihraç edilmeden önce çalıştığı okulda “kutlu doğum haftasının” aylar önceden kutlanmasını eleştirdiği için “halkın bir kısmının benimsediği dini değerleri aşağılamaktan” yargılanıyordu.
İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi dün verdiği kararla Tanrıverdi’nin “üzerine atlı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına” hükmederek beraat kararı verdi.
Kanun hükmünde kararname ile İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Kağıthane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesindeki görevinden ihraç edildiğinden beri Bakırköy’de eylem yapan Tanrıverdi, bianet’e yaptığı açıklamada, “işimi geri istemeye, demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğim” dedi.
“Felsefe öğretmeniyim, bu tartışma dersimin doğal sonucu”
Nursel Tanrıverdi, Aralık 2016’da öğrencilerin din dersi öğretmeninin “kutlu doğum haftası” vesilesiyle verdiği ödevi eleştirmişti.
Tanrıverdi, dava konusunu şöyle anlattı:
“Din dersi öğretmeni, Nisan ayında kutlanan kutlu doğum haftasıyla ilgili, Aralık ayından, yani dört ay önceden ödev verdi. Ben de dersimde bunu eleştirdim, ‘Bir insan iki kez doğar mı?’ dedim.
“Ben o okulun felsefe öğretmeniyim, bu tartışma da dersimin doğal bir sonucudur. Daha önce Nisan ayında kutlanan Muhammed Peygamber’in doğum günü aralıkta niye kutlanır? O süreçte kutlu doğum haftasının değiştirilmesi tartışılması eğitim kurumlarında da yoğun bir şekilde yapılıyordu.”
Tanrıverdi, “söylediklerini üç öğrencinin din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenine iletmesinin ardından, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul yönetiminin, hakkında idari soruşturma başlattığını” belirtti.
İl Milli Eğitim Müdürlüğünün müdahilliği reddedildi
Bu olaydan bir ay sonra da Tanrıverdi, 7 Şubat 2017 tarihli, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildi.
İdari soruşturma dosyasının Milli Eğitim Bakanlığına “görevine geri dönerse bile yine ihraç edilsin” talebiyle gönderildiğini ifade eden Tanrıverdi, “İhraç edildiğim halde yüksek disiplin kurulunda yani müsteşarın karşısında sözlü ifadem alınmak istendi. Memur olmadığım için ifade de vermedim” dedi.
Bunun üzerine Tanrıverdi hakkında savcılığa suç duyurusu yapılınca, Türk Ceza Kanunu’nun 216/3. maddesi uyarınca “halkın bir kısmının benimsediği dini değerleri aşağılamak” suçundan dava açıldı.
İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava dün sonuçlandı. Hakim Yusuf Böke öncelikle İstanbul Milli Eğitim Bakanlığı İl Müdürlüğünün davaya katılma talebini değerlendirerek “suçtan zarar gören olmadığı için” talebin reddine karar verdi.
Nursel Tanrıverdi de “sanığın üzerine atılı eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu, atılı suçun da yasal unsurlarının oluşmadığı vicdani kanısına varıldığından” beraat etti.
İhraç edilince Bakırköy’de eyleme başlamıştı
Nursel Tanrıverdi, bianet’e, ihraç sürecini ve sonrasında yaşananları şöyle anlatmıştı:
“17 yıllık öğretmenim. Son görev yerim İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Kağıthane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesiydi.
“7 Şubat 2017 tarihli, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile işten atıldım. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eğitim Sen üyesiyim. Bu tarihte, İstanbul’da 200 KESK üyesi ihraç edildik. 56’sı akademisyen, diğerleri öğretmendi.
“20 şubat 2017’de KESK İstanbul Şubeler Platformu imzasıyla direnişe başladık. Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri Bakırköy, Kadıköy ve Kartal’da 3’er saatlik oturma eylemleri yapıyorduk, imza standımız vardı.”
Meydana çıktıkları pek çok sefer gözaltına alındılar, eylemlerinin 74. haftasında da yine gözaltına alınıp adli kontrolle serbest bırakıldılar.
Ancak bu kez mahkeme kararında şöyle bir adli kontrol kısıtlaması yer aldı:
“Şüpheliler hakkında Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 109/3-L maddesi gereğince, hakkında kamu davası açılıp savunması alınıncaya kadar Bakırköy Cumhuriyet Meydanına 200 metreden fazla yaklaşmalarının yasaklanmasına…”
Bu adli kontrol uygulaması kaldırıldı ancak yine ihraç edilen öğretmen Selvi Polat ile birlikte eylem yapan Tanrıverdi, bu süreçte iki kez tutuklandı ve tahliye edildi. (AS)
* Kutlu doğum haftası: Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında başlatılan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek resmiyet kazandırılan hafta, miladi takvime göre 20-27 Nisan kabul edilerek Muhammed Peygamber’in doğum haftası olarak kutlanıyordu. Diyanet İşleri Başkanlığı 2017’de “Kutlu Doğum Haftası Yönetmeliği”nde değişiklik yaptı. “Kutlu Doğum” ifadesinin yerini “Mevlid-i Nebi” alırken Muhammed Peygamberin doğduğu günü içine alan haftanın Miladi Takvime göre değil, Hicri Takvime göre kutlanmasına karar verildi.