Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, Tekirdağ ve Silivri’de tutuklu bulunan H.Ö.’nün haberleşme hürriyetine dair başvurusunu, oybirliğiyle aldığı kararla “kabul edilemez” buldu.
H.Ö., mektup ve fakslarının sakıncalı bulunarak sahiplerine ulaştırılmamasıyla ilgili mahkemey yaptığı itirazlar da reddedilince, AYM’ye başvurmuştu.
Hakimlik: Yasağı incelemek görevim değil
H.Ö., 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü sonrasında, 17 Temmuz’da “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı. Götürüldüğü Tekirdağ T Tipi Kapalı Cezaevinden, önce Silivri 7 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevine oradan da Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevine nakledildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12 Ağustos 2016 tarihli talimat yazısıyla “FETÖ/PDY” soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan şüphelilerin, OHAL süresince yazılı haberleşme araçlarını kullanmaları yasaklandı.
Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı da bu talimata uyan, 30 Kasım 2016 tarihli karar alarak haberleşmeyi yasakladı.
H.Ö., İdare ve Gözlem Kurulunun bu kararına karşı Silivri 2. İnfaz Hakimliğine itirazda bulundu.
Başvuru dilekçesinde, “kapsamı ve sınırları belirli olmayan, bireyselleştirilmeden verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu ve bu karar nedeniyle haberleşme hürriyetinin engellendiğini” ileri sürdü. İtiraz reddedildi.
Hakimliğin 30 Mayıs 2017 tarihli ret gerekçesinde, yasağın denetlenmesinin kendi görev alanlarında olmadığı belirtildi.
İnfaz Hakimliğinin bu kararına karşı yapılan itiraz da, kararın usule ve mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 24 Temmuz 2017 tarihli kararıyla reddedildi.
AYM: Uygulama zaten kaldırılmış
6 Eylül’de AYM’ye hem haberleşme hakkının hem de açık görüş kısıtlaması nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine dair başvuru yapan H.Ö., İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 10 Kasım 2017 tarihli ara kararıyla tahliye edildi.
Şüphelilerin yazılı haberleşme araçlarını kullanmalarının yasaklanmasına ilişkin Başsavcılık kararı da 27 Şubat 2018’de kaldırıldı.
Anayasa Mahkemesi’nin başvuruya dair gerekçeli kararı ise bugün Resmi Gazete’de yayınlandı.
AYM, başvuru yollarının tüketilmediği ve sözkonusu yasaklama kararının da kaldırıldığı gerekçeleriyle başvurunun kabul edilemez olduğuna hükmetti.
Mahkeme, “aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı” da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle aynı şekilde kabul edilemez buldu.
bianet'e yazılan mektuplara "sakıncalı" damgası |
Van Cezaevinden Mecit Şahinkaya bianet’e yazdığı mektubunda, haberleşme haklarının nasıl ihlal edildiğini anlatmıştı: Hapishanede üç mahpusa “idareden habersiz mektup göndermek” iddiasıyla birer ay etkinliklerden men cezası verildi. Mahpuslar Van İnfaz Hakimliğine bu cezayla ilgili itiraz dilekçesi verince, ceza hakimlik tarafından iptal edildi. Ancak savcılık infaz hakimliğine bu kararıyla ilgili itirazda bulununca hakimlik, bir hafta önce vermiş olduğu kendi kararını iptal etti. Van İnfaz Hakimliğinin kendi kararının iptalini içeren 3 Kasım 2017 tarihli kararı ise mahpuslara tam bir yıl sonra tebliğ edildi. TIKLAYIN - Hapishanedekiler “Neden Yazamadıklarını” Yazdı Şahinkaya, hapishane idaresinin kitap ve gazete yasaklarına karşın mahkemeye yaptıkları itiraz başvurularının kabul edildiğini, ancak hapishanenin bu kararları da tanımayarak kitapları kendilerine vermediğini anlattı. Aynı hapishaneden Talat Şanlı’nın bianet’e gönderdiği ve hapishane idaresinin engelleme kararı aldığı mektup için İnfaz Hakimliğine yaptığı itiraz başvurusu da reddedildi. Şanlı’nın bianet’e göndermek istediği başka bir mektupta da, hapishane idaresinin “mektup yasaklama” kararı bulunuyordu. İdare Şanlı’nın mektubuyla ilgili “sakıncalı” kararı alarak gönderilmemesine karar vermişti. Silivri’de tutuklu Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi’nin bianet’e yazdığı mektubunda: “Grup Yorum’un şarkı sözleri, notaları, akorları ‘sakıncalı’ bulunarak grubun kendi sanatçısına verilmiyor.” TIKLAYIN - Tutuklu Grup Yorum Üyesine Nota “Yasak” Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, hapishanelerdeki hak ihlallerine çözüm bulunması talebiyle, üyesi olduğu Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna başvuru yapmıştı. Bayburt, İnebolu ve Bartın cezaevlerindeki ihlallere ilişkin dilekçelerde, mahpusların taleplerinden biri de “Posta, mektup, kargo gibi mahpuslara gönderilen belge ve mektupların bekletilmeden aynı hafta içinde mahpusa verilmesiydi”. Tutuklu Rabbena Hanedar da “bianet’e yazdıkları mektubun ‘sakıncalı’ bulunarak gönderilmediğini, sakıncalı kısımlarda ise yine hapishanenin mektup yasağının anlatıldığını” yazdı. Bu mektubu da bir yıl sonra elimize ulaştı. Daha önce de tutuklu Mesut Kaymaz’ın bianet’e Eylül ayında gönderdiği mektupla ilgili “bazı kısımlarının çıkarılarak gönderilmesi” kararı alınmıştı. Ancak mektup sansürlü haliyle bile elimize ulaşmadı. |
(AS)