Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in annesi Aygül Bilgi bianet’e yazdığı mektubunda, Silivri Cezaevinde 15 aydır tutuklu bulunan kızının durumunu anlattı.
Mektupta, kanunlarca tanınmış birçok hakkın kullandırılmadığından bahseden Bilgi, kızının maruz kaldığı şiddetle ilgili suç duyurusunun işleme konmadığını, seslerini dışarı duyurmak istendiğinde bunun da sansürle engellendiğini yazdı.
“Yaptıkları bestelerin dışarı ulaşması engelleniyor”
Aygül Bilgi’nin bianet'e gönderdiği mektubundan:
“Yazdıkları mektuplar gönderilmiyor, onlara yazılanlar da verilmiyor. Hapishanede en hızlı haberleşme aracı olan faks bile en erken 10 günde veriliyor. Faks ve mektuplar iletilse dahi büyük kısmı sansüre uğruyor.
“Mektuplarla birlikte gönderilen fotoğraflar, gazetelerde yer alan ve güncelliğini yitirmiş olsa bile kupürler, haberlerin, köşe yazılarının çıktıları ve Grup Yorum, Ruhi Su, Neşet Ertaş, Mahzuni Şerif’in şarkı sözleri, notalar, akorlar dahi sansürleniyor.
“Düşünün; değil Türkiye’nin, dünyanın şarkılarını dinlediği bir müzik grubunun, Grup Yorum’un şarkı sözleri, notaları, akorları ‘sakıncalı’ bulunarak grubun kendi sanatçısına verilmiyor.
“Tutuklu Grup Yorum üyelerinin yaptıkları bestelerin, çizimlerin dışarıya ulaşması da engelleniyor.”
“Halay” ve “türküden” disiplin cezası
“Tutuklulara gönderilen ve hakkında hiçbir toplatma kararı bulunmayan kitaplara, dergilere ‘sakıncalı’ veya ‘yasaklı’ denilerek el konuluyor. Yıllar süren iletişim cezalarına, görüş yasaklarına, hücre cezalarına çarptırılıyorlar.
“Kızımın da diğer mahpuslar gibi, iletişim cezası vardı. Gerekçesi ise halay ve zılgıt çekmek ve türkü söylemek… Grup Yorum üyesi bir sanatçının türkü söylemesi, halay çekmesi kadar doğal ne olabilir?”
“Hem darp edip hem sahte tutanak düzenlediler”
Kızının hapishanede görevlilerce darp edildiğini anlatan Bilgi, “Oturma eylemi yapmışlar. Gardiyanlar ise onları bacaklarından tutup yerlerde sürükleyerek, kafalarını yerlere duvarlara çarptırarak götürmek istemişler” diye yazdı.
“Olayın ardından tutuklular suç duyurusunda bulunmuşlar, hak ihlallerine karşı itiraz dilekçesi yazmışlar. Dilekçelerin akıbeti hakkında bilgi almak istediklerinde hiçbir dilekçelerinin İlamat ve İnfaz Bürosu’na iletilmediğini öğrenmişler.
“Buna karşın oturma eylemi yapanlar hakkında idare tarafından ‘görevli memura mukavemet gösterdikleri’ ve ‘hakaret ettikleri’ iddiasıyla sahte tutanak düzenlenip işleme kondu.
“Oysaki tutanakta yazılanların gerçek olmadığı kamera kayıtları ve diğer mahpusların tanıklıklarıyla da ispatlanabilir. Böyle bir tutanak düzenlemelerindeki amaç; tutanakla birlikte suç duyurunda bulunmak, soruşturma açtırmak ve mahpusların ceza almasını sağlamak.
“Yani mahpusların yaptıkları suç duyurusu idare tarafından işleme konulmazken, görevliler tarafından düzenlenen sahte tutanak ile suç duyurusu işleme konuluyor.
“Bunun üzerinden soruşturma başlatılacağı, mahpusların ceza almalarına neden olacakları açıktır.” (AS)