Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Hak savunucusu ve iş insanı Osman Kavala, 1 Kasım 2017'den beri tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden yazdığı mektubunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurduğunu açıkladı.
11 Haziran tarihli mektubunda Kavala, başvurusunun “haksız bulunan bir mahkeme kararına itiraz değil, mahkeme olmadan, uzun tutuklama uygulamasına itiraz olduğunu” belirtti.
Osman Kavala, mektubunu, bayram kutlaması ve iyi dileklerle sonlandırdı: “Tüm dostların ve tanıdıkların bayramını tebrik eder, sağlık ve huzur içinde geçirmelerini dilerim.”
“İddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz”
Osman Kavala’ya Özgürlük adlı sitede yayınlanan mektubun tamamı şöyle:
“Mayıs ayı sonu itibariyle Silivri’de ikametimin yedinci ayı tamamlanmış oldu. İddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz. Tahliye taleplerimiz reddedildi. Emniyet sorgusunda gösterilenler somut delil mahiyetinde olmadığından, açıklama yapabilmek için, eğer varsa, dosyamda bulunan benimle ilgili delilleri görmek istemiştim. Bu talebe de cevap alamadık.
“Anayasa Mahkemesi’nden sonra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduk. Avrupa Konseyi’nin bu organı, kapsadığı ülkeler ve bu ülkelerde yaşayanların hayatları üzerindeki etkisi bakımından sanırım Avrupa’nın en işlevsel kurumu.
“AİHM’in ulusal mahkemelere kıyasla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne daha vakıf olduğu, ulusal mahkemelerin kararlarını bu normlara göre değerlendirdiği ülkelerin vatandaşları gibi, hükümetleri tarafından da kabul ediliyor.”
“İnsan özgürlüğüne verilen değerle ilgili”
“Benim AİHM’e başvurum –benim durumumda olan birçok başvuru gibi- haksız bulunan bir mahkeme kararına itiraz değil, mahkeme olmadan, uzun tutuklama uygulamasına itiraz. Bu durum masumiyet karinesinin tanınmamasıyla ve her şeyden önce insan özgürlüğüne verilen değerle ilgili.
“AİHM’e başvurmak güven veren bir hak olsa da, vatandaşı olduğunuz devletin özgürlüğünüze değer vermediğini beyan etmiş olmak insanın ağırına gidiyor...”
TIKLAYIN - Osman Kavala'ya Mektuplar
Ne olmuştu?Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, 18 Ekim akşamı Antep’te Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alındı. Sabah Gazetesi, 24 Ekim tarihli sayısında Kavala’nın tutuklu ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’la aynı dosya kapsamında sorgulandığını iddia etti. Aynı gün AKP Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kavala için şunları söylemişti: “STK temsilcisiydi, medya mensubuydu, güzel vatandaştı gibi güzellemelerle hedef saptırmaya çalışılıyor. “Başkonsoloslukta çıkan da o. STK mensubu dedikleri, Türkiye’nin Soros’u denilen kişinin havası çıktı meydana. Bağlantılar çıktı ortaya. Siz kime neyi yutturuyorsunuz ya? “Ve Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi var. Bakıyorsunuz belli yerlere kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Neyi yutturuyorsunuz?” İki haftalık gözaltı süresince Kavala’nın serbest bırakılması için aralarında İletişim yayınları, Tarih Vakfı, Yurttaşlık Derneği’nin de aralarında olduğu pek çok kurum, sivil toplum örgütü basın metni yayımladı. Kavala 1 Kasım'da tutuklandı. Osman Kavala hakkında1957’de Paris’te doğdu. Manchester Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu. 1982’den sonra Kavala Grubu’nda yönetici olarak çalıştı. Murat Belge’yle birlikte Türkiye’nin önde gelen yayınevlerinden İletişim Yayınları’nın kuruluşunda yer aldı. Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center For Democracy in Southeast Europe (Güneydoğu Avrupa’da Demokrasi Merkezi) gibi çeşitli iş ve toplumsal kuruluşların Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. TESEV Yönetim Kurulu üyesi, Açık Toplum Enstitüsü'nde Danışma Kurulu üyesi, Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi, Tarih Vakfı ve Diyarbakır Kültürevi'nin destekçisi. |
(AS)