Toplumsal davalarda avukatlık yapan avukatların birçoğu, en az müvekkilleri kadar kendilerini de savunmak zorunda kalıyor.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Avukatların Üzerindeki Yargı Baskısı raporuna göre, onlarca avukat, yüzlerce dava ve soruşturmayla karşı karşıya. Birçoğu da tutuklu yargılanıyor.
Raporda, 78 ayrı dava ve soruşturma dosyasına yer verilse de İHD, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan yüzlerce avukatla ilgili ayrıntılı bilgiye ulaşamadığının da altını çizdi.
“20 Temmuz 2016’da ilan edilen ve üç aylık sürelerle yedi kez uzatılan OHAL döneminde, haksız gözaltı, tutuklama ve adil yargılanma hakkı ihlallerinin artması neticesinde avukatlar üzerindeki bu baskılar giderek arttı.”
TIKLAYIN - İHD’den “Avukatların Üzerindeki Yargı Baskısı” Raporu
Avukatlara yöneltilen suçlamalar arasında müvekkilleriyle yaptıkları görüşmeler ile yaptıkları hukuki başvurular öne çıkıyor.
Raporda yer alan toplu davalardan bazıları şöyle:
Asrın Hukuk Bürosu davası
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı Cezaevi’nde hükümlü bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarının bürosu. Büroda, diğer avukatlık faaliyetleri de yürütülüyor.
Bu dava kapsamında 40’ın üzerinde avukat 22 Kasım 2011’de gözaltına alınmış, 36’sı tutuklanmıştı. Rapora göre dava, “ülke tarihindeki en kalabalık avukat dosyası” olarak biliniyor.
Dosyanın yargılaması devam ederken özel yetkili mahkemeler ve savcılıklar kanunla kaldırıldı, ancak bu savcılıkların ve mahkemelerin yaptığı işlemler baki kaldı. Dosyada işlem yapan neredeyse tüm kolluk, savcı ve hakimin de ihraç edilmesi de, mahkemece dikkate alınmadı.
Dava, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği davası
Tutuklu Aileleri Dayanışma Derneği (TUAD) davası olarak da bilinen ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 12 avukat yargılanıyor.
Soruşturma TUAD yöneticileri ile avukatların, örgütün cezaevi yapılanmasının dış koordinatörleri oldukları iddiasıyla başlatılmıştı. Avukatlar, “PKK’nın cezaevi yapılanmasının kurye avukatları olmakla” ve “avukatlık görevini icra etmenin avantajlarını kullanarak cezaevlerine aktarım, iletişim faaliyetlerini gerçekleştirmekle” suçlanıyor.
Soruşturma 2013’teki Çözüm Süreciyle durduruldu, sürecin sekteye uğramasıyla devam ettirildi.
Sosyal medyada “Diren Kobanê” yazmak, avukat Ramazan Demir’in Cizre’deki sokağa çıkma yasakları boyunca bodrumlarda yaralanan kişilerle ilgili AİHM’e yaptığı başvuruları sosyal medyada duyurması da suç sayıldı.
İddianame 89 klasörden oluşuyor, suçlamalar ise avukatlık faaliyetlerinden.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu davası
Avukatlar Özlem Gümüştaş ile Sezin Uçar halen tutuklu. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada yargılama, 16/17 Temmuz 2018’de başlayacak.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nden müvekkilleir olan avukatlar, müvekkillerinin ve onların yakınlarının cenazelerine katıldıkları gibi gerekçelerle yedi aydır tutuklu.
Dosyada cenazelere katılım dışında bir delil bulunmuyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği davası
Dokuz avukat 23 Ocak 2013’e tutuklandı ve Mart 2014’e dek tutuklu kaldı. 22 avukatın sanık olduğu davada şu an tutuklu olan yok.
İddianamede Hollanda ve Belçika makamlarından adli istinabe yoluyla alındığı söylenen ancak hangi mahkeme kararıyla istendiği, hangi makam tarafından Türkiye’ye gönderildiği ya da gönderilip gönderilmediği belli olmayan bilgisayar kayıtlarına dayanıyor.
Ayrıca avukatların katıldıkları basın açıklamaları, cenaze törenleri ve “yoğunluklu olarak DHKC örgütü mensuplarının avukatlığını üstlenmeleri” delil olarak gösteriliyor. Dava, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Halkın Hukuk Bürosu davası
Halkın Hukuk Bürosu üyesi 17 avukat ve iki stajyer avukat yaklaşık bir yıldır tutuklu.
Tutuklu avukatlar, Gezi direnişinde polisin attığı gaz kapsülüyle vurularak hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın, evi aranırken bir özel harekat polisince vurularak öldürülen Dilek Doğan’ın, KHK ile ihraç edilen ve açlık grevi yapmış olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakakça’nın davalarında avukatlık yapıyorlardı.
İddianamede de cezaevinde müvekkilleriyle yaptığı görüşmeler, Berkin Elvan’ın ölümünün ardından düzenlenen eylemlere ve müvekkillerinin cenaze törenlerine katılmaları gibi suçlamalar, “örgüt üyeliği ve yöneticiliğinin” delili olarak gösterildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı, iddianamesi 28 Mart 2018’de kabul edildi. İlk duruşma İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 10-14 Eylül’de görülecek.
Cizre ve Ankara Garı katliamı davaları
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 günü başlayıp 2 Mart 2016 günü sona eren sokağa çıkma yasaklarında sivillerin öldürülmesini protesto etmek üzere basın açıklaması yapan 18 avukata İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması 10 Mayıs’ta görüldü.
10 Ekim 2015 tarihli Ankara Gar katliamını protesto etmek üzere adliyede basın açıklaması yapan 19 avukata açılan dava da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Adalet Nöbeti davası
İstanbul Adliyesi önünde gerçekleştirilen 44. Hafta Adalet Nöbeti’nde avukat Kemal Aytaç, Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” bildirisini okuduğu için hakkında soruşturma açılarak, 2 Şubat günü gözaltına alınmak istendi. Kendi isteğiyle gittiği savcılıkta 5 Şubat’ta ifade verdi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bildiriyi okuduğu Adalet Nöbeti, 6 Nisan 2017’de Cumhuriyet Gazetesi avukatlarının tutuklu yargılanmalarını protesto etmek amacıyla avukatlar tarafından başlatılan ve her hafta İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde yapılan bir eylem…
Tahir Elçi soruşturması |
Ömrünü cezasızlıkla mücadeleye ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasına adamış olan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te, Dört Ayaklı Minare önünde yaptığı basın açıklaması sırasında vurularak öldürüldü. Açıklamada, “Bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” diyordu. Ölümünün ardından geçen 2,5 yılda dosyada hiçbir ilerleme olmadı. Cinayet silahla işlenmesine rağmen mermi çekirdeğine ulaşılmadı. Olay yeri incelemesi dört ay sonra yapıldı. Basın açıklamasını kayda alan Foto Film Şube Müdürlüğü memurunun çektiği görüntülerde tam da cinayet anında 13 saniyelik kesinti olduğu tespit edildi. Bu kameranın imaj kaydı alınmadığı için üzerinde teknik inceleme yapılamadı. Olay yerinde bulunan polislerin çıkan çatışmada ateş ettiği görülmesine rağmen, hiçbiri şüpheli sıfatıyla dosyada yer almadı. Faili meçhul cinayet dosyalarında mağdurların avukatı olan Tahir Elçi’nin, yeni bir faili meçhul olmaması için avukatlarının hukuk mücadelesi sürüyor. |
(AS)
* İHD’nin Avukatların Üzerindeki Yargı Baskısı raporunda yer alan 78 dava ve soruşturma dosyasıyla ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.