Haberin İngilizcesi için tıklayın
30 Mart'ta 94 günlük tutukluluğun ardından tahliye edilen Prof. İştar Gözaydın'ın tahliyeden sonra ilk duruşması görüldü.
Gözaydın ve avukatları Murat Dinçer ile Erdal Doğan öncelikli taleplerinin beraat olduğunu belirtirken Gözaydın hakkında devam eden yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını ve elektronik cihazlarının kendisine iade edilmesini talep ettiler.
Mahkeme heyeti kararında yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddetti. Elektronik cihazların bilirkişiye tevdi yöntemiyle devredilerek imaj alınmasını ve bunların sanık veya vekillerine teslim edilmesine karar verdi. Dava 12 Ocak, saat 11:30’a ertelendi.
Tıklayın – Prof. İştar Gözaydın’ın Savunması: İşkenceye Dönüşmüş Bu Davada Beraatimi İstiyorum
Çağlayan Adliyesi, 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasını aralarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçiliğinden Rebeccao Yang, Avrupa Birliği (AB) Türkiye delegasyonundan Sema Kılıçer, Freedrich Neumann Vakfı'ndan Hans Georg Fleck ve Gülçin Sinav'ın bulunduğu uluslararası gözlemciler ve akademisyenler katıldı.
Hakim İçdemir: Abant toplantılarına neden katıldınız?
Gözaydın mahkemeye savunmasını sunduktan sonra Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ ve üye hakimlerden Halit İçdemir’in sorularını yanıtladı.
M.B. Dağ: Akademisyen olarak her zaman medya kuruluşlarında açıklamalarınız oldu mu?
Gözaydın: Türkiye’de aklınıza gelebilecek her medya kuruluşunda açıklamalarda bulundum.
M.B. Dağ: Özgür Murat Kaynar’ı [Gözaydın hakkında ifade veren tanık] nereden tanıyorsunuz?
Gözaydın: Gediz Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler Bölümü’nde çalışıyordu. Okula ilk girdiğim gün rektör aracılığıyla tanıştırıldım. Yapmış olduğum uluslararası çalışmaları takip etmesi dışında hiçbir tanışıklığım yok.
Ü.H. İçdemir: Abant toplantılarına neden katıldınız, netameli biliyorsunuz?
Gözaydın: Ben akademisyenim. Çalıştığım konuyla ilgili davet edildiğim her yere katıldım.
M.B. Dağ: Cumhuriyet Gazetesi davasında Aydın Engin bu toplantılara katıldığı için eleştirilmişti.
Gözaydın: Gazeteciler ve akademisyenler kendi çalışmaları çerçevesinde tahlil yapmak zorunda olan insanlar. Toplumdan kopuk veya ayrı duramayız.
Dinçer: Suçlamalar varsayımlara dayalı yöneltilmiş
Abant toplantılarıyla ilgili üye hakim İçdemir’e yanıt veren avukat Dinçer iddianamedeki suçlamalarda bu konunun özel bir pasaj olarak yer almadığını sadece dosyadaki ihbarcı şahıs tarafından söylendiğini belirterek savunmasını yaptı:
“Müvekkilim senaryolaştırılmış, havada kalan, varsayıma dayalı ve hukuki bir iddianame ile yargılanıyor. Dava önünüze geldiğinde siz de aynı şeyi düşünmüş olacaksınız ki tensip kararında tahliye verdiniz. Ancak bu davanın her ertelenişi bu iddianamenin kabulü haline geliyor.
“Tanık olarak dinlenen kişi ifadesinde ‘düşünüyorum’ diyor ve buradan yargı kuruluyor. Önce gözaltı yapılıyor sonra delil araştırılıp bulunan video dosyaya ekleniyor. Google’da müvekkilimin ismini yazdığımda ben de aynı videoya ulaşıyorum. Ortada gizli saklı bir durum yok.
“Savcı ekonomik şartları iyi diye işi kabul ettiği için müvekkilimi suçluyor. Onun dışında kendisi de ifadelerinde durumu müvekkilimin suçsuz olduğu yönünde özetlemiş. Müvekkilimin A sınıfı ve dünya çapında bir bilim dergisinde 2009’da yayınlanan 14 sayfalık makalesinin başlığı “Türkiye’de Siyaset ve Fethullah Gülen: Demokrasi mi Truva Atı mı?”. 2009’da herkes Gülen’e itibar gösterirken kendisinin başlığından bile örgüt üyesi olamayacağı anlaşılan bir yazısı yayınlanıyor.”
Av. Doğan: Asıl talebimiz beraattir
Avukat Doğan da üye hakimin Abant toplantılarıyla ilgili sorusuna yanıt vererek “Bu toplantılara şu anda hükümette aktif olan birçok insan da katılmıştır. O zaman bu insanların hepsi örgüt üyeliğinden yargılansın” dedi.
Doğan, aksine hiçbir delil olmaması nedeniyle asıl taleplerinin beraat olduğunu söyledi.
Ne olmuştu?
Prof. Gözaydın 20 Aralık’ta evinden gözaltına alındı, 27 Aralık’ta “Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" soruşturması kapsamında kapatılan Gediz Üniversitesi çalışanlarına yönelik soruşturma kapsamında “silahlı terör örgütü üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı.
30 Mart 2017'de görülen duruşmada, 27. Ağır Ceza Mahkemesi tensip kararını açıklayarak Prof. Dr. Gözaydın'ın yurtdışı çıkış yasağıyla tahliyesine hükmetti.
Çalıştığı üniversite ve televizyon delil sayıldı
İddianamede 5 ile 10 yıl arasında hapsi istenen Gözaydın’ın Can Erzincan ve Samanyolu TV’de program yapması, Gediz Üniversitesi’nde ders vermesi kanıt olarak gösterilerek, “FETÖ’nün terör örgütü olarak deşifre olduğu 17-25 Aralık’tan sonra bunu fark etmesi gerektiği halde sunulan imkanların diğer tekliflerden daha iyi olması nedeniyle Gediz Üniversitesi ve Samanyolu TV’de teklif edilen görevleri kabul etmiştir” denildi.
İddianamede “Şüphelinin alanında tanınan, ağırlığı olan, yurt içi ve yurt dışı akademik dünyada etkinliği olan bir kişi olduğu kuşkusuzdur. Örgüt şüphelinin kimliğini kullanarak kamuoyunda meşru ve legal görünmek, sempati toplamak, şüphelinin de tanındığı ortam ve camialarda etkinliğini arttırmak amacıyla şüpheliyi kendi bünyesi içine dahil etmek istemiş, şüphelinin akademik ününü ve etkinliğini kullanarak Gediz Üniversitesi’nde, Samanyolu TV ve Can Erzincan TV gibi televizyon kanallarında şüpheliyi ön plana çıkararak kamuoyundaki ağırlığını arttırmak istemiştir” ifadeleri yer aldı. (TS/EA)