Haberin İngilizcesi ve Kürtçesi için tıklayın
Türkiye, "engelli bireylere eğitim desteği" uygulamasıyla 2005'te tanıştı. O ana kadar sadece sosyal güvencesi olanların çocukları eğitimden yararlanabiliyordu.
Yeni uygulama,“5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 1 Temmuz 2005'te Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla hayata geçti. Düzenleme, engellilik oranı yüzde 20 ve üzeri bireyleri kapsıyor.
Merkez sayısı üçe katlandı
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi sayısı bu uygulamayla arttı. Özel rehabilitasyon merkezi açanlar ev ev tarama yaparak, engelli bireyleri tespit etti, engelli raporlarının alımına yardımcı oldu. Böylece öğrenci sayıları da büyük ölçüde garantilendi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Engelli ve Yaşlı Genel Müdürlüğü'nün 2016 verilerine göre, 2006-2007 eğitim-öğretim yılında 131 bin 206 olan öğrenci sayısı sekiz yıl sonra (2014-2015), yaklaşık üç kat artarak 349 bin 681 oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2017 itibarı ile ülke genelinde faaliyet yürüten özel rehabilitasyon ve eğitim merkezi sayısı 2 bin 30. Bu eğitim kurumlarında halihazırda 333 bin 280 engelli birey eğitim görüyor.
Merkezlere 12 milyar
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın, mecliste yaptığı “2017 Bütçe Sunuş” konuşmasına göre, 2006’dan bu yana özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine aktarılan toplam bütçe, 12 milyar 188 milyon 990 bin TL.
Müfredat ve ödeme
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, asgari yüzde 20 engelli raporuna sahip birey için haftada iki saatten ayda sekiz saat bireysel, ayda dört saat de grup eğitim programı uygulanıyor.
Merkezler devletten, eğitim gören engelli bireyler için öğrenci başına aylık 509, grup eğitimi için ise aylık 143 olmak üzere 652 lira ödenek alıyor.
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği
Müfredat ve devamsızlık
Merkezlere destek eğitimi ödemesi derslere katılan kayıtlı öğrenci sayısına göre yapılıyor. Öğrencinin derse katıldığı öğrenci velisi imzasıyla belgeleniyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı müfettişler kurumu müfredat ve fiziksel çevre üzerinden denetliyor, öğrencilerin derse katılıp katılmadığını izleyemiyor. Rutin aylık denetimlerini yapan müfettişler velilerden şikayet olmadıkça öğrencinin derse katılıp katılmadığını da tespit edemiyor.
Usulsüzlükler
Usulsüzlükler çok evrakta sahtecilik, öğrenciyi eğitime katılmış gibi göstererek ödenek almak ve devleti zarara uğratma gibi alanlarda yaşanıyor.
Özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerindeki usulsüzlükler/suiistimallerle ilgili medyaya yansıyan haberler az değil. 2011'de beş ilde özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerine yolsuzluk suçlamasıyla eş zamanlı baskın düzenledi. Polis çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Polis, 2012'de Edirne’de dört özel rehabilitasyon ve eğitim merkezine baskın düzenledi, bilgisayar ve evraklara el koydu. Merkez müdürleri hakkında işlem başlattı.
Vaatler
Usulsüzlükler merkezlerin duruma daha çok ticari yaklaşmasından ve öğrenci velilerin de cüzi miktarda ekonomik vaatlerle sürece dahil edilmesinden kaynaklanıyor.
Özel rehabilitasyon merkezlerinin para, kömür ve gıda desteği karşılığında yoksul ailelerden çocukları eğitim almış gibi imza aldıkları yaygın olarak konuşuluyor.
Olay 2012’de yaşanıyor; suiistimallere örnek nitelikte. Diyarbakır Kayapınar ilçesinde özel bir rehabilitasyon merkezinde kayıtlı bir öğrenci hayatını kaybediyor. Özel rehabilitasyon merkezi üç ay boyunca artık yaşamayan öğrenci derse katılmış gibi Milli Eğitim'den ödenek alıyor. Bir alenin şikayeti üzerine olay meydana çıkıyor.
Eğitim devletin işi
Türkiye Altınokta Körler Derneği Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Akif Karakaş usulsüzlük ve suiistimallerin ülke genelinde yaşandığını anlatıyor.
“İşini düzgün yapan merkez de var, işi ticarete dönüştürüp ‘100-200 engelli bulayım. Devletten para alayım’ diyen de. Acil bir düzenleme gerekiyor. Eğitimi devlet versin, özel sektör değil."
Sorumluluk hepimizde
Bedensel Engelliler Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Aksan’a göre Diyarbakır’da 125 bin engelli birey yaşıyor.
“Gelen şikayetlere göre, merkez görevlilerinin engelli vatandaşlara, biz size 100 lira verelim, kaydınızı yapalım, gelmenize gerek yok, diyorlar. Müdahale yetkimiz yok. İlgili mercilere iletmedik. Şikayet üzerine kurum kapanabilir de. Böyle bir şey yaparsak bu şirketlerin hedefi oluruz."
“Engelli bireyin ailesi bu hakkı satmazsa, o kurum başkasına aynı şeyi yaptıramaz. Aileler usulsüzlükleri yetkilere bildirmeli. Sorumluluk toplum olarak hepimizde.”
Merkezler ve aileler
Bingöl Tüm Engelliler Derneği Başkanı İdris Canlı da sorunlar ve çözüm için merkezleri ve aileleri işaret ediyor.
“Bingöl gibi küçük illerde herkes birbirini tanıyor. Merkezler 'Çocuğun raporunu verin, size her ay gıda, kömür ve nakdi yardım yapacağız' diyorlar. Engelli raporu olanların raporlarını topluyorlar. Olmayanların raporlarını çıkartıyorlar. Bu işi tamamen ticarete çevirmişler."
Canlı, merkezler öğrenci bulmak için esas olarak köylere ve yoksullara yöneldiklerini söylüyor. köyde oturan engelliler ve maddi durumu iyi olmayan aileler olduğunu söylüyor:
“Sosyal haklarını bilmeyen, okuma yazma bilmeyen veliler çabuk ikna oluyor. Aile, ayda birkaç torba kömür, bir iki koli gıda ya da 100, 150 lira para karşılığında çocuğu merkeze gitmiş gibi imzayı atıyor. Şikayet de etmiyorlar tabii.”
Bakanlıktan takip sistemi
Milli Eğitim Bakanlığı merkezlerdeki öğrenci ve öğretmenleri takip için uygulamayı hayata geçiriyor: biyometik kimlik sistemi
9 Aralık 2016´da Resmi Gazete´de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname´de yapılan bazı değişikliklerle özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine biyometrik kimlik doğrulama veya kameralı görüntüleme sistemi uygulanmasının önü açıldı.
Ocak ayında bir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, biyometrik kimlik doğruma sisteminin tüm özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinde uygulanacağını duyurdu.
Sistemin 1 Eylül 2017’den itibaren hayata geçirilmesi planlandı.
Çözüm biyometrik kimlikte
Bingöl Milli Eğitim Müdürü Kadri Engin biyometrik kimlikle öğrenci ve eğitmen takibin mümkün olacağını anlatıyor.
“Öğrencilerin devamlarıyla ilgili evrakları merkez dolduruyor, veli imzalıyor. Aileden şikayet gelmedikçe öğrencilerin okula devam etmediği tespit edilemiyor.”
“Biyometrik kimlik doğrulama sistemiyle suiistimaller önlenecek. En azından buna ilişkin şüphelerde ortadan kalkmış olacak. Öğrencinin hangi derse katıldığı, dersi hangi öğretmenin verdiği sistemde görülecek.”
Damar okuma
Bingöl Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) Müdür Yardımcısı İzzet Argun damar sisteminin alt yapısının tamamlandığını, öğrenci ve veli bilgilerinin sisteme girdiğini anlatıyor:
“Bingöl genelinde bin 700 ile bin 800 civarında öğrenci bulunuyor. Şu ana kadar bin 200 öğrencinin ve 30 öğretmenin kaydı sisteme girdi. Geriye 500 civarında öğrenci kaldı. Onlar da sisteme girilince damar okuma sistemi tamamlanmış olacak."
Erteleme
Damar okuma sistemi ilk 2012’de gündeme geldi. 2014'de hayata geçirilmesi planlanan uygulama için 17 pilot il seçildi.
Öğrenci ve öğretmen takibi için geliştirilen bu sistem bazı engelli dernekleri ile özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinin tepkisine neden olunca uygulama 2015 yılına ertelendi.
Mayıs 2012’de çıkan yönetmelikle zorunlu kılınan avuç içi okuma sistemi, hali hazırda sadece devlete bağlı Rehberlik Araştırma Merkezleri’nde (RAM) kullanılıyor. Özel rehabilitasyon ve eğitim merkezleri bu sisteme mesafeli.
Önce çocuk
Engelli dernekleri damar (avuç içi) okuma sisteminin öğrencilerin psikolojisini bozacağını savunuyor. Özel rehabilitasyon ve eğitim merkezleri de bu gerekçenin arkasında duruyor.
Bingöl Bir Umut Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Mehmet Çapak, damar okuma sisteminin çözümden ziyade, sorun yaratacağını söylüyor:
“Buralarda özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenciler eğitim alıyor. Bu çocuklar öğrenme zorluğu yaşıyor. Korkuyorlar. Her ders başında çocukların ellerini taratmaya zorlayamazsınız. Bu çocukların psikolojisini olumsuz etkiler.
“Denetim ile ilgili önlem alınsın. Ancak bu sistemle, öğrencileri korkutacak, huzursuz edecek şekilde olmamalı. Okullara kamera sistemi kurulsun. Uzaktan göz tanıma veya parmak izi okuma da olabilir. Bu konuda atılacak ne adım varsa, çocukların özel durumu mutlaka göz önüne alınmalı”. (RB-LA/NU/HK)
Fotoğraflar: Leyla Ayaz
***
İŞSİZ GAZETECİLER HABERİNİN PEŞİNDE
1- Yeni "İşlerinde" Konuşuyorlarsa da Onlar Gazeteci
3- Almanya: Yeni Nesil Diaspora/Kopuntu
5- Arap Kızı Camdan Bakıyor'la Gelen Örgüt ve "Araplık"tan Kurtuluş
6- Nasıl Çalışıyor/Çalışamıyorlar; Kalıpyargıları Esnetmek
7- Ayrımcılıktan Kurtulmak İçin Beyazlarla Evleniyorlar
8- Özel Rehabilitasyon Merkezleri ve Sorunlar: Bingöl Örneği
9- İki Yönetici "Engelliye Eğitim Desteği" Uygulamasını Tartışıyor
10- "Engelli Eğitiminde Çözüm Kaynaştırma Sistemi"
11- Bingöllü Öğrenciler ve Veliler Anlatıyor
12- "Gavur"u Gitmiş Mahallesi Kalmıştı, Mahallesi de Gitti
13- Mıgırdıç Margosyan Yıkıntılar Arasındaki Sokağını Bulamadı
14- Nefrete İnat Yaşamı, Aşkı, Mücadeleyi Seçenler
15- Ece Devrim: Zorunlu Seks İşçiliğine Çok Direndim
16- Şahika: Sonradan Trans Kadın Olunmuyor Şahika,
17- Emirhan: Örgütlü Mücadele ve Yaşanana Kayıt Düşmek Şart
18- Sarmaşık Derneği Kapatıldı; Mağdurlar Ne Durumda?
19- Alternatif Bir Banka: Sarmaşık Gıda Bankası
20- Tarihi Dekorlu Bir Modern İstanbul Tasarısı: Balat
21- Kayyum Kıskacında Kalan Sanat
22- Sanatçılar ve Seyirciler Sahnesiz; Öğrenciler Konservatuvarsız Kaldı
23- Kayyum Kıskacında Sanatın Veri Haritası
24- Kürt Hareketlerinin Hapishane Kronolojisi
26- Hapishane: Genel Başkanlara Zorunlu Uğrak
* İşsiz Gazeteciler Haberinin Peşinde projesi Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu'nun Matra-İnsan Hakları Programı mali desteğiyle gerçekleşti.