Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi, Türkiye’nin güneydoğusunda Temmuz 2015-Aralık 2016 arasındaki hak ihlalleriyle ilgili raporunu bugün yayınladı.
Resmi internet sitesinde yer alan açıklama ve 26 sayfalık raporda, “Hükümetin güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonlarda büyük bir tahribat ve öldürülen insanlarla ilgili bilgiler ile diğer hak ihlalleri iddialarıyla ilgili detayların yer aldığı” ifade edildi.
Rapora göre, operasyonlardan 30’dan fazla ilçe ve çevresi etkilendi, çoğunluğu Kürt olan 355 bin ila yarım milyon arasında insan yerinden edildi.
Nusaybin ve Sur’daki yıkım
BM ayrıca, Mardin’in Nusaybin ilçesi ile Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki operasyonlar sırasında yıkılan bölgelerin uydudan çekilmiş fotoğraflarını da yayınladı.
* Sur’da yıkılan binaların gösterildiği hava fotoğrafı.
* Nusaybin.
* Sur’da binaların yıkımdan sonraki ve önceki fotoğrafları.
* Nusaybin’de binaların yıkımdan sonraki ve önceki fotoğrafları.
Rapora göre, Nusaybin’de 1786 bina yıkıldı ya da tahrip edildi.
“Sur’da da yetkililerin açıklamasına göre ilçenin doğusundaki binaların yüzde 70’i sistematik olarak bombalanarak yıkıldı.”
“Yıkım, güvenlik operasyonları tamamlandıktan sonra da devam etti, Ağustos 2016’da doruğa ulaştı.
“Nusaybin ve Sur’un uydu fotoğrafları, tüm çevrenin yerle bir edildiğini gösteriyor.”
“BM İnsan Hakları Ofisi, evlerin ağır silahlarla tahrip edildiğini ve verilen zararın büyüklüğünü gösteren uydu fotoğrafı analizlerinden özellikle alarme olmuştur.”
Cizre’deki bodrumlarda öldürülenler
Şırnak’ın Cizre ilçesinde verilen ağır zarar da raporda yer aldı.
“Olayın tanıkları ve öldürülenlerin yakınları, çevreye verilen zararın büyüklüğünü anlatırken kıyametvari bir resim çizdi.”
“2016 yılının başlarında Cizre’de, aralarında çocukların da bulunduğu 189 kişi haftalarca bodrumlarda sıkışıp kalmış, suya, tıbbi bakıma ve elektriğe ulaşamamış, ardından öldürülmüştü.”
“Binaların yıkılmasıyla öldürülenlerin kimliği belirlemek için gereken temel deliller de yok edilmiş oldu.
“Yetkililer, ağır silahlardan kaynaklanan ölümler ve aşırı güç kullanımıyla ilgili bildirilenlere dair ilgili soruşturma açmak yerine, yerel yetkililer öldürülenleri suçladı ve aile üyelerini de etkileyen baskıcı uygulamalara başvurdu.”
Öldürülenin ailesine de suçlama
Raporda, öldürülen bir kadının üç parça halindeki cenazesini alması için yakınlarının nasıl savcılığa çağrıldığı ve cenazenin kimliğinin DNA testiyle belirlendiği anlatılıyor.
“Ailesine kadının nasıl öldürüldüğü açıklanmadı, otopsi raporu verilmedi. Öldürülen kadının kardeşi, ölümden sorumlu olanların yargılanmasını talep ettikten sonra ‘terörizm’ suçlamasıyla soruşturmaya uğradı.”
BM heyetine inceleme izni verilmedi
Raporda ayrıca, BM heyetinin yaklaşık bir yıldır operasyonlardan etkilenen bölgelere giderek, ciddi insan hakkı ihlalleriyle ilgili iddiaları bağımsız soruşturma sürecine tabi tutmak istediği ancak bunun gerçekleşmediği belirtildi.
“Anlamlı bir iznin yokluğunda, rapor sadece kamuya yansıyan ya da görüşmelerle elde edilen bilgilere ve uydu fotoğraflarına dayandırıldı.”
Raporda öldürmelerin yanı sıra işkence, zorla kaybetmeler, nefret suçu, yiyecek, su ve tıbbi bakıma erişimi engellemek, erkek şiddetiyle ilgili bilgiler yer aldı ve BM’nin endişeleri ifade edildi.
Kürt siyasetçilere yönelik baskılar
Raporda, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiği, yaklaşık 100 bin kişinin işinden atıldığı, bu sırada 10 bin öğretmenin de “PKK ile bağlantıları olduğu” iddiasıyla görevden alındığı ifade edildi.
“Terörle mücadele yasaları kullanılarak Kürt illerindeki seçilmiş siyasetçiler görevden alındı, belediye başkanları tutuklandı.
“Bağımsız gazetecilere yönelik baskı ve tacizler meydana geldi, Kürtçe basın kuruluşları kapatıldı. Çok sayıda hakim ve savcının tutuklanması da insan haklarını korumadaki yargı dengesini zayıflattı.”
Raporda, Halkların Demokratik Partisi’nden milletvekillerinin tutuklanması ile Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) gibi hukuk ve meslek örgütlerinin de içinde olduğu sivil toplum örgütlerinin kapatılmasına da dikkat çekildi.
“Bağımsız soruşturma önemli ve acil”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Ra'ad Al Hussein de, insan haklarındaki önemli bozulmanın açıkça görüldüğünü, bunun da ancak istikrarsızlığa ve gerilime yol açacağını açıkladı.
“Temmuz 2015 ile Ağustos 2016 arasındaki yaklaşık 13 aylık dönemde aralarında çocukların da olduğu yasadışı yüzlerce öldürme iddiasıyla ilgili hiçbir etkili soruşturma yapılmamış olmasından özellikle endişeliyim. Tek bir kişi bile şüpheli olarak tanımlanmadı ya da cezalandırılmadı.”
“Türkiye hükümeti bize bölgeye giriş izni vermedi ama rapordaki iddiaların gerçekliğinin tartışmaya açık olduğunu ifade etti. Ancak iddiaların ağırlığı, yıkımın büyüklüğü ve 355 binden fazla kişinin zorla yerinden edilmiş olması, bağımsız soruşturmanın acil ve önemli olduğunu gösteriyor.”
Öneriler ve tavsiyeler |
BM, raporun sonunda şu önerilerde bulundu: * Güvenlik operasyonlarında yaşamını kaybeden her kişi için soruşturma yapılmalı ve yasadışı ölümlerden sorumlu olanlar yargı önüne çıkarılmalı. * Açık uçlu, bitişi belirsiz olan ve günün 24 saati süren sokağa çıkma yasakları sonlandırılmalı. * Güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanımına başvurmaması için gerekli tüm önlemler alınmalı. * Hakları ihlal edilenler ve aile üyelerine yönelik tüm tazminatlar sağlanmalı. * Zorla kaybedilenlerle ilgili yakınlarının gerçeğe ulaşılması hakkı sağlanmalı. Gözaltına alınanlarla ilgili kamuoyuna açık bilgi verilecek bir kaynak oluşturulmalı. * Zorla yerinden edilenlerin bağımsız, kurban-odaklı, cinsiyetçi olmayan ve insani koşullarda, korunma ihtiyaçları yerine getirilmeli. Etkilenen nüfusa yönelik rehabilitasyon programları sağlanmalı. * Terörle Mücadele Yasası kapsamında belirsiz gerekçelerle mahkeme önüne çıkarılmadan tutulanlarla * Parlamento üyelerinin tutukluluğuyla ilgili detaylı bilgi sağlanmalı, toplu gözaltı ve tutuklamalar yeniden değerlendirilmeli, seçilmiş vekillerin ve belediye başkanlarının tutukluluğu kaldırılmalı. * Yetkililerin tahammülsüz, şiddete çağıran, düşmanca ve ayrımcı mesajları kamuoyu önünde kınanmalı, bunların engellenmesi için gerekli önlemler alınmalı. |
(AS)
* BM’nin “Türkiye’nin güneydoğusundaki insan hakları durumu” raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. [İngilizce]