İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Çatışma ve İzleme Grubu, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 - 2 Mart 2016 arasında uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında meydana gelen ihlallerle ilgili raporunu bugün açıkladı.
Dernekten 22 üye ve yöneticinin yanı sıra doktor, psikolog, sosyolog ve hukukçuların da yer aldığı heyetin, 4-6 Mart arasındaki gözlemleri sonucu hazırlanan rapor kapsamında evini terk etmek zorunda bırakılan aileler ve yetkililerle de görüşüldü.
En az 203 ölüm
Raporda, Cizre’de sokağa çıkma yasağı sürecinde en az 203 insanın hayatını kaybetti ve bu sayının tespit edilecek diğer isimlerle 266’ya kadar yükselebileceği belirtildi:
“Ateşli silahlara bağlı olarak ölümü gerçekleşen ve raporumuzda ismi verilen 66 kişiden ayrıca 15 kişinin daha farklı tarihlerde ateşli silah yaralanmasıyla öldüğü fakat cesetleri sokaktan alınamadığı için isimlerinin öğrenilemediği iddia ediliyor.
Bu isimler dışında beş kişinin hastaneye ulaştırılmadığı için kronik hastalıklarına bağlı olarak gerçekleşen ani rahatsızlıkları sonucu öldükleri iddia edildi.
Bu ölümlerden ayrıca Cudi Mahallesindeki üç bodrumdan, farklı kaynakların beyanlarına göre 139 ile 187 arasında ceset çıkarıldı.”
Bodrumda kalanlar |
Raporda, içinde mahsur kalan insanların öldürüldüğü üç evin bodrumuyla ilgili şu bilgiler yer aldı: * Bodrumlarda kalan kişilerin sağ olarak teslim alınması ve yaralıların hastaneye ulaştırılması için aracı olabilecek, bodrumda mahsur kalanların ikna edilmesini sağlayabilecek ve bunun için arabulucu olabilecek hiçbir aktörün kamu otoritesi tarafından devreye sokulmadığı sık dile getirildi. * Özellikle üç bodrumun bulunduğu alanda olay yeri incelemesinin yürütülmediği yaygın şekilde iddia ediliyor. İncelemelerimiz esnasında da, olay yeri incelemesinin yürütüldüğüne dair bir bulguya rastlanılmadı. * Savcılıktan, soruşturmanın gizliliği nedeniyle, bu konudaki iddialara ilişkin herhangi bir bilgi ya da yanıt alınamadı. * Görüşülen bazı avukatların belirttiğine göre ise, yasak kaldırıldıktan sonra Bostancı Sokak’taki bodrumda bulunan iri kemik parçalarının toplanması talebine savcılık nezaret etmedi, buna karşın avukatlar bodruma girerek kemik parçalarını dışarı çıkarttılar. * Çatışmaların sonlanması sonrasında bodrumların bulunduğu alanda cesetlerin nasıl toplandığı, binaların yıkımının çatışma öncesi veya sonrası nasıl gerçekleştiği, alandaki delillerin nasıl toplandığı yönünde yetkililerden bir bilgi ya da açıklama alınamadı. * Farklı illere gönderilen cenazeler için birçok vakada, avukatların otopsiye girmelerine izin verilmediği de iddia edildi. |
100 bin kişi göç etti
MAZLUMDER’in raporunda sonuç ve öneriler şöyle sıralandı:
* Sokağa çıkma yasaklarının başlaması öncesinde Cizre’de açılan hendekler ve kurulan barikatlar nedeniyle gündelik hayatın rutin akışı ciddi şekilde bozuldu.
* Sivil Savunma Birlikleri (Yekineyen Parastina Sivil/YPS) tarafından gerçekleştirilen kimlik kontrolü, esnafa kepenk kapattırma, araçların kontak anahtarlarına geçici veya sürekli el koyma, yol kapatma ve araç kontrolü gibi eylemler, ilçe halkının ciddi bir kısmında baskı ve tedirginlik oluşturdu.
* Hendek kazılan, tuzaklayıcı patlayıcı gömülen çevre alanlarda yerleşik ailelerin bu durumdan şikâyetçi oldukları ve bazıları evlerin yanına ya da altına döşendiği aktarılan bu patlayıcı düzeneklerin sivillerin can güvenliğini açıkça tehdit ettiği görüldü.
* Kaymakam’ın yasaktan 20 gün önce mahalle muhtarlarının da hazır bulunduğu bir toplantı tertip ederek, hendeklerin kapatılması için girişimde bulunmalarını istedi. Fakat aynı dönemde başka ilçelerde devam eden yasak ve çatışmaların, bu girişimleri olumsuz yönde etkilediği ve ilçedeki soruna ilişkin herhangi bir çözüm sağlamadığı düşünülüyor.
* Milli Eğitim Müdürlüğü’nün öğretmenlerin ilçeyi terk etmelerini sağlayan mesajı sonrasında sokağa çıkma yasağının 14 Aralık 2015 günü, saat 23.00 itibariyle başlayacağının duyurulmasıyla, ilçe halkının tedirginliği arttı ve yoğun şekilde ilçe dışına göç etmeye başladılar.
* Yasak başladığında 130 binlik ilçe nüfusunun hızla 90 bin civarına indi, çatışmaların başlaması sonrasında da ilçe dışına göç artarak devam etti. Şubat ayına doğru ilçede yaklaşık 30 bin kişinin kaldığı tahmin ediliyor.
* Yasağın son 19 günü operasyonların bitirilmiş olduğu iddialarına rağmen, sokağa çıkma yasağının neden sürdürüldüğüyle ilgili kamuoyuna herhangi bir açıklamanın yapılmaması ve bu esnada ilçeye herhangi bir heyetin de girişine izin verilmemesi; operasyon sonrasında neler olduğuna dair sağlıklı bir bilgi edinmeyi zorlaştırmış ve ilçe sakinlerinde delillerin karartıldığı yönünde şüphelere yol açmıştır.
* Çatışmalar devam ederken zarar gören bazı su depolarının keskin nişancılar tarafından kasıtlı olarak hedef alındığı, böylece ilçe halkının susuz kalarak evlerini terk etmeye zorlandığı yönünde iddialar dile getirildi.
* Beyaz bayrakla ilçeyi terk etmek veya yer değiştirmek durumunda kalan insanların da keskin nişancılardan ve top ateşinden tedirgin olduğuna dair tanıklıklar alındı. İlçe halkından, beyaz bayrak taşımalarına rağmen ateşe hedef olduğunu söyleyenler var.
* Çatışma süreci boyunca yaralanmış sivil halktan kişilerin de, hastaneye gidip tedavi olmaya çekindikleri öğrenildi. Hastanenin neredeyse karakol görüntüsü verecek şekilde polis merkezi gibi kullanılması, yaralı ve hastaların kötü muameleye maruz kalma veya şüpheli olarak tanımlanabilme kaygısını güçlendirdiği ve tedaviden vazgeçmelerine neden olduğu değerlendirildi. (AS)
* MAZLUMDER’in raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
* Raporun İngilizcesine buradan ulaşabilirsiniz.